LGBTİ bireyleri, trans cinayetlerine karşı Meclis'ten seslendi: Bize bir yasa lazım

LGBTİ bireyleri, trans cinayetlerine karşı Meclis'ten seslendi: Bize bir yasa lazım

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Selina Doğan ve Zeynep Altıok, İstanbul'da öldürülen trans kadın seks işçisi Hande Kader'in arkadaşları ve LGBTİ örgütleri temsilcileri ile Meclis’te basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda LGBTİ’lere dönük şiddet ve ayrımcılığa, LGBTİ cinayetlerine ve buna karşı anayasal korumanın olmamasına dikkat çekildi. Anayasa’nın eşitliği düzenleyen maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibarelerinin eklenmesi ve nefret suçlarına karşı koruyucu yasaların çıkarılması talep edildi.

 

"Trans cinayetlerinin ortak noktası cezasızlık"

 

Doğan, şöyle konuştu:

 

“İktidarın yürüttüğü ayrımcı cinsiyet politikaları ve cezasızlığı teşvik eden tutum nedeniyle ötekileştirme kadına ve LGBTİ’lere şiddeti meşrulaştırıyor. Ülkemizde farklı cinsel yönelim ve kimliği dönük nefret cinayeti yasalarca tanınmamakta.

Mevcut iktidarın ötekinin de ötekisi olarak yok saydığı, lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks bireylerin maruz kaldığı ayrımcılık, bu bireylerin çalışma ve yaşam haklarını ellerinden alıyor.

Kasım 2014 ile 17 Ağustos 2016 tarihi arasında 356 hak ihlali, son bir yılda Türkiye'de toplam 9 trans cinayeti işlendi. Resmi rakamlara göre, 2008'den bu yana toplam 45 trans kadın öldürülmüş. Bu veri Avrupa ülkeleri arasındaki en yüksek rakam.

Canavarca hislerle işlenen bu cinayetlerin ortak noktası yakalanabilmiş olan faillerin 'haksız tahrik' ve 'iyi hal' indirimleri alması ya da cezasız bırakılması. LGBTİ bireylere yönelik vakaların kayıt altına alınmadığı, soruşturulmadığı bir güvenlik anlayışında tespit edilebilen vakalar içinde dahi rekor yakalamış bir ülke olmanın utancını yaşıyoruz.

Seks işçisi trans kadın Hande Kader'in 12 Ağustos’ta öldürülmüş ve yakılmış halde bulunması canavarca hislerle işlenmiş trans cinayetlerinin son halkası. Bu cinayetler toplumda iktidarın politikalarıyla teşvik ettiği, homofobik, transfobik, ahlakçı ve ötekileştiren anlayışın, dilin ürünü.

Bunun önlenmesi için öncelikle;

- Toplumsal cinsiyet dersi, ilköğretim müfredatında zorunlu hale getirilmeli.

- Translara ve seks işçilerine dönük ayrımcılık ve nefret suçlarıyla mücadele edilebilmesi için birlikte Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanunu'nda nefret suçları ile ilgili mücadele alanları bölümüne "cinsel yönelim" ve "cinsiyet kimliği" ibarelerinin eklenmeli. Ulusal mevzuatta ayrımcılıkla mücadele düzenlemeleri "cinsel yönelim" ve "cinsiyet kimliği ibarelerini kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesini talep etti.

- TCK’nın ayrımcılığı yasaklayan 122. maddesinde nefret suçlarının mevcut yasa içinde belirginleşmesini sağlayan düzenleme "cinsel yönelim" ve "cinsiyet kimliği ibarelerini içerecek şekilde düzenlemeli. Ya da ayrı nefret suçları yasası bu ibareleri dâhil edecek şekilde hazırlanmalı.

- Siyasi söylemlerde cinsiyetçi ifadeler cezalandırılmalı."

 

Kırancı: Katillere gereken cezalar verilmiyor

 

İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Kırancı da Anayasa’ya cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim maddelerinin eklemesi gerektiğini söyledi:

13 Ağustos’ta arkadaşımız Hande Kader’in kayıp haberini aldık. Günlerce süren aramaların ardından yakılarak katledilmiş olarak Zekeriyaköy’de bulundu. Hande Kader katledilen ilk arkadaşımız değil, yasalar herkese eşit, her insan adil davranıldığı dava süreçlerine geçilmedikçe de son da olmayacak.

Bize cinsiyet kimliklerinin ve cinsel yönelimlerin tanındığı yasalar lazım.

Hande’nin katileri bulunmadı. Pek çok arkadaşımızın katillerinin bulunamadığı ya da hak ettiklerinin çok altında aldıkları cezalarla aramıza bir an önce döndükleri gibi, katil bulunsa bile en az ceza ile bir başkamızı katletmek üzere aramıza döneceğini biliyoruz. Çünkü katillere gereken, ağır cezalar verilmiyor.

Seks işçiliği işçilik biçimidir. Birçok LGBTİ, cinsiyet kimliği ve cinsel yöneliminden dolayı kendi yaşam deneyimlerini, eğitimlerini, pratiklerini kullanamayarak zorunlu seks işçiliğine itilmekte ve varoluşlarından dolayı itildikleri noktada güvenli çalışma alanları sağlamadığından öldürülmekte tacize, tecavüze, sistematik bir şekilde kolluk kuvvetlerinin psikolojik ve fiziksel şiddetine uğramakta ve toplumun her an daha dışına itilmekteyiz.

Hande’nin sonu hiçbirimiz için beklenmedik bir son değil. Yarın ya da bugün burada buluna arkadaşlarımızdan birinin başına gelebilir.

Türkiye trans cinayetlerinde Avrupa’da ilk, dünyada 9. Sırada.

Evinde acımasızca katledilen Nilay’ın ardından LGBTİ hak savunucularına ‘Zaten ölmüş, gırtlağı eksilmiş ne uğraşıyorsunuz’ diyen, pek çok LGBTİ cinayetinin ardından benzer ciddiyetsiz baştan savma yorum yapan kolluk kuvvetlerinin tarafsız ve etkili soruşturma yürütmelerine güvenmemiz beklenemez.

Eşitliği düzenleyen Anayasa’nın 10 maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibareleri eklenmedikçe, nefret cinayetine dair yeni koruyucu maddeler eklenmedikçe üzgün olmamız çare etmeyecek. Homofobik transfobik bifobik cinayetler son bulmayacaktır. Katillerimiz ellerini sağlayarak dolaşmaya devam edecek, bu failler feyz alarak eylemlerine devam edecektir. Bize bir yasa lazım”