Alperen Ocakları İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican’ın geçen sene Onur Haftası katılımcılarına yönelik "Her şeyi göze aldık, direkt yürüyüşü engelleyeceğiz" şeklindeki açıklamaları nedeniyle yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün Kartal Adliyesi 44. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, mahkemeye zorla getirilen Mican, "Devletimizi göreve çağırdık. Bir grup ne zaman nereden türediğini bilmiyorum. Böyle şeyler yapmalarına devlet müsaade etmemelidir. Devletimiz her meshebin inancını korumuştur ama burada istenen özgürlük normal bir özgürlük değildir. Bunların yaptığı toplumun ahlakını yok etmektir. Zaten ülkemiz kültür ve ahlak emperyalizmine maruz kalmıştır. Bunlar küresel güçler tarafından türetilmistir" dedi. Mican hakkında istenen tutuklama ve adli kontrol talebi reddedilerek duruşma 14 Aralık' a ertelendi.
Duruşmada müşteki avukatı Eren Keskin, Eren Kara ve bir çok avukatla beraber 'Zorla getirme' kararıyla duruşmaya gelen sanık Kürşat Mican ve avukatı Mehmet Üstündağ hazır bulundu. Savunma yapan Alperen Ocakları Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Kürşat Mican toplumun yüzde 99'unun müslüman olduğunu dile getirerek halkı kin ve nefrete sürükleyenlerin LGBT +' ların olduğunu belirtti. Onur Yürüyüşü'nün üstsüz ve içki içilerek yapıldığınına değinen Mican şöyle devam etti:" Bizim amacımız fiili müdahale değil devletimizi göreve çağırdık, valilik izin vermedi zaten biz de müdahale etmedik. Ben o açıklamayı şahsım adına yaptım ocak adına değil. Ahlaksızlık engellenmeli. 'LGBTliler' için bir faaliyet yapmadık daha önce. Devlet bizim için her şeydir. Milletimizin tüm hassasiyetini dengesini gözetmek inançlarını değerlerini korumak zorundadır."Mican, 'Recep ve Şaban ramazanın aşkına engel olamaz' pankartının kendilerini tahrik ettiğini ve üç aylarla dalga geçildiğini söyledi. Sanık avukatı Mehmet Üstündağ ise müvekkilinin beyanlarına katılarak suçlamaları reddetti.
Müşteki Kıvılcım Arat ise devletin her türlü vatandaşın hakkını yasalar aracılığıyla koruduğunu belirterek, "Bizler 20 yıldır bu ülkede bu yürüyüşü düzenliyoruz demokratik taleplerimizi dile getiriyoruz. 'Recep ve Şaban ramazanın aşkına engel olamaz' pankartını yargı tarafından fikir ve ifade hürriyeti kapsamında değerlendirdi. Mican açıklamasını bireysel değil yöneticileriyle yapmıştır. Bir sürü arkadaşımız onların çağrısıyla gelenler tarafından yaralandı. Kendisi örgütsel bir suç işliyor. Bayraklarımızı yaktılar küfrettiler. Bireysel bir ifade hürriyeti değil. Kendileri aynı zamanda sinagoglara da saldırdı. Bu kişiler devletin polisine kurumlarına saygısı yok saygısı olmadığı için kendi kafalarına göre farklı kimliklere etnik gruplara inançlara saldırıyorlar" dedi. Arat ayrıca 'Recep ve Şaban ramazanın aşkına engel olamaz' pankartının kendi derneklerinin yaptırmadığını söyledi.
Müşteki avukatı Eren Keskin cinsiyet kimliğinin kişinin tamamen özgürlüğüyle ilgili uluslarası hukuk tarafından güvenceye alındığını ifade ederek, " Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırı şiddettir. Sanığın yaptığı tehditle kalmamış fiile de dökmütür. İşkenceden yargılandı, defalarca şiddet çağrısı yapmıştır. Düşüncelerini ifade ettikleri için gazeteciler içeride ama Alperen Ocakları denilen suç örgütü ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor. Tutuklu ya da adlı kontrolle yargılanmalı" dedi.
Müşteki avukatı Eren Kara da şöyle devam etti: "Bir karşıtlık durumu var. Kişiler neye karşı olduğunu bilmiyorlar. LGBT'liler diyorlar ama açılımı bile bilmiyor. Onur Haftası kapsamın da yeryüzü sofrasıyla müslüman LGBT+ ' lar orucunu açmıştır. Dolasıyla müslüman LGBT+ yokmuş gibi davranılıyor. Bir ülkenin demokrasiyle imtihanı azınlıklara dezavantajlı gruplara yönelik saygıyla olur."