Fundanur Öztürk
Türkiye'de yarın yapılacak Liselere Giriş Sınavı (LGS) öncesi velilerin ve sınava girecek öğrencilerin Koronavirüs kaygısı sürüyor. Eğitimciler, geçen yıla göre fazladan 600 bin öğrencinin gireceği LGS'de sosyal mesafe kuralların nasıl sağlanacağı konusundaki endişelerini sıkça dile getiriyor. Öğrenci Veli Derneği'ne (Veli-Der) göre ise sınav tarihindeki belirsizlik sürecinde yıpranan öğrenciler bir an önce sınavı geride bırakmak istiyor ve sınavın ertelenmesine karşılar.
2012 yılında başlayan 4+4+4 sistemiyle ilkokula başlayan öğrenciler bu yıl LGS'ye giriyor.
Yarın yaklaşık 1 milyon 600 bin öğrencinin LGS sınavına girmesi bekleniyor.
2019 yılındaki LGS'ye 1 milyon 29 bin 555 öğrencinin katıldığı düşünüldüğünde bu sayı bir önceki yıla göre oldukça yüksek.
Çünkü 4+4+4 sistemiyle birinci sınıfa başlama yaşı düşürülmüş ve Türkiye'de her yıl ortalama 1,2 milyon öğrenci birinci sınıfa başlarken, 2012-2013 öğretim yılında fazladan 611 bin 517 öğrenci birinci sınıfa başlamıştı.
Dolayısıyla bu yıl LGS'ye girecek öğrenciler, son yılların en kalabalık öğrenci grubunu oluşturuyor.
Özellikle son bir yıldır başta eğitim sendikaları olmak üzere çeşitli eğitimciler ve bazı muhalefet milletvekilleri bu yıl LGS'ye girecek öğrenci sayısının yaklaşık yüzde 54 artacağına dair uyarılarda bulunmuş ve Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) tedbir alınması yönünde çeşitli talepler iletmişti.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise 15 Haziran günü yaptığı açıklamada, geçen seneki LGS'nin 3 bin 873 okulda yapıldığını, bu sene ise okul sayısının 18 bin 139'a yükseltildiğini ve "böylelikle sosyal mesafe kurallarına kolaylıkla uyulabileceğini" söyledi.
Geçen sene 59 bin civarında sınav yapılan salon olduğunu belirten Selçuk, yarın yapılacak LGS için 111 bin 918 salon olduğunu açıkladı ve öğrencilerin kendi okullarında sınava gireceğini hatırlattı.
Bakanın açıklamalarına göre geçen sene sınav süresince gözetmenlik ve diğer işleri yapmak üzere 148 bin görevli varken bu sene görevli sayısı 353 bine çıkarıldı:
"Geçen sene hiçbir rehber öğretmen, psikolojik danışman okulda sınav dolayısıyla görev almıyordu. Bu sene 18 bin rehber öğretmeniz okullarda görev aldı. Çünkü çocuklarımızı yönlendirmek, onlara birtakım açıklamalar yapmak için rehber öğretmenlere de ihtiyacımız var."
Selçuk, sınav esnasında takma konusunda güçlük çeken çocukların da maskelerini çıkarabileceklerini söyledi:
"Çocuklarımız, sınava geldikleri maskeyi çıkartıp verdiğimiz yeni maskeyi kullanacaklar. Ayrıca sınav arasında çocuklar dışarıda maskeyi kullanacakları için salona döndüklerinde maskeyi değiştirme ihtiyacı olabilir. Çocuklarımıza yeni maske vermek için de ortamı sağladık. Gözetmen arkadaşlarımız için de aynı şey söz konusu."
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ve LGS hariç çok sayıda sınavın ertelendiği düşünüldüğünde, milyonlarca öğrencinin gireceği bu iki sınavın tüm eleştirilere rağmen yapılıyor olmasını çelişkili bir karar olarak değerlendiriyor.
Feray Aytekin Aydoğan, yakın zamanda Kocaeli'nde yapılan Milli Savunma Üniversitesi sınavları sırasında ateş ölçümü yapılmadan sınava alınan bir öğrencinin sınav esnasında rahatsızlanmasını ve sonrasında Covid-19 tanısı konulması ile sınıftaki öğrencilerin de karantinaya alındığını hatırlatıyor:
"LGS ve YKS'den daha sınırlı sayıda öğrencinin katılacağı bursluluk, ustalık ve kalfalık sınavları gibi sınavlar salgın yayılımı nedeniyle Eylül ayına ertelendi. Sağlık Bakanlığı uyarısı üzerine üniversitelerin yıl sonu sınavlarını uzaktan yapması kararı alındı.
"Geçtiğimiz günlerde Millî Eğitim Bakanlığı'na bağlı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü sitelerinden yaptıkları açıklama ile salgın riski yüzünden özel okullarda Haziran ayı içinde yüz yüze etüt çalışmaları ve deneme sınavları gibi çalışmaların yapılmaması gerektiği paylaşıldı."
Öte yandan sınava saatler kala hala LGS ile ilgili en temel soruların yanıtsız kaldığını ve bu durumun kaygıya sebep olduğunu anlatıyor:
"Sınav sırasında bir sınıfta kaç öğrenci olacağına ilişkin hala bir bilgi paylaşılmadı. Oturum aralarında, ortak kullanım alanlarında fiziksel mesafenin nasıl korunacağına dair bilgiler de paylaşılmadı. Gelen bilgilere göre sınıf mevcutlarının sınavda 18-20 kişi aralığında olacağı görülmekte.
"Toplam salon sayısı ve sınava girecek öğrenci sayısı üzerinden hesapladığımızda da sınıflarda en az 15 öğrenci olacağı görülüyor ve fiziksel mesafenin korunabilmesi ile ilgili kaygılarımız daha da artıyor. Özellikle büyük kentlerde, kent merkezlerinde, merkezi okullardaki mevcudun daha da yoğun olduğunu düşünürsek bu sayılar üzerinden oluşan tablo kaygıları arttırıyor."
Geçen yıla göre bu sene okullarda görevli sayısı yaklaşık iki kat artırılarak 353 bine çıkarıldı ancak önceki yıllardan farklı olarak bu sene öğretmenlerin bir kısmı isteğe bağlı değil zorunlu olarak görevlendirildi.
Feray Aytekin Aydoğan birçok eğitim emekçisinin sınav görevlisi olma konusunda kaygılı olduğunu ve özellikle son bir haftadır artan vaka sayılarıyla birlikte endişelerinin arttığını söylüyor:
"Zorunlu görevlendirmeye gidilmiş olması, eğitim emekçisi arkadaşlarımızın kaygılarının ne kadar güçlü olduğunun bilindiğini gösterir. Bu kaygıların özellikle de en son Kocaeli'ndeki sınavda yaşananlar ve vaka sayılarındaki artış ile birlikte oldukça güçlendiğini görüyoruz."
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Başkanı İlknur Kaya Bahadır ise son bir hafta içerisinde gelinen noktada aileler ve öğrencilerin bir an önce "LGS stresinden kurtulmak istediklerini" ve sınavın ertelenmesini istemediklerini söylüyor.
1 Haziran'da başlayan normalleşme süreciyle birlikte vaka sayılarındaki artışın öğrenciler ve veliler arasında "sınavın yeniden ertelenebileceği" ihtimalini akıllara getirdiğini söyleyen Bahadır, bu belirsizlik sürecinin başından beri öğrencileri olumsuz etkilediğini aktarıyor.
Hem öğrencilerin hem de velilerin kaygılarının arttığını söyleyen Bahadır, öğrencilerin bir an önce bu belirsiz süreçten kurtulup sınava girmek istediklerini belirtiyor:
"Öğrenciler sürekli sınav ertelendi, ertelenecek derken çalışmaya motive olamadılar. LGS özelinde söylüyorum, artık sınavın ertelenmesini hiç istemiyorlar. Çocukların psikolojik olarak dağılmış halini gördükçe 'Bir an önce kurtulalım' diyen veli sayısı da oldukça arttı."
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ise Covid-19 tanısı bulunan öğrencilerin sınava girmeleri için "ayrı okullar, ayrı mekanlar" oluşturulduğunu ve eğer isterlerse hastanede gözetim altında olan çocukların da hastanede sınava girebileceklerini açıkladı.
Sınava kaç Covid-19 tanısı bulunan öğrencinin katılacağına dair rakamlarda bir "değişim olduğunu" belirten Selçuk, ellerinde net bir rakam olmadığını söyledi:
"Bütün okullarımızın temizliği yapıldı, bir gün öncesinden tekrar yapılacak. Bu anlamda çocuklarımızın ayrı okulda ya da mekânda bulunup da daha rahat sınava girmeleri için de o çocuklarımıza özel başka tedbirler de aldık. Onların sınav esnasında mümkünse maskeyi çıkarmamaları konusunda da öğretmenlerimiz açıklama yapacaklar. Çünkü onların durumu daha da hassas."
BBC Türkçe'ye konuşan Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bir yetkili de, Covid-19 tanısı bulunan hiçbir öğrencinin kendi okulunda sınava giremeyeceğini, bu durumun "sistemsel olarak" engellendiğini ve öğrenciye ait soru kitapçığının kendi okullarına değil, MEB tarafından belirlenmiş diğer sınav merkezlerine gönderildiğini söyledi.
Eğitim Sen Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ise bu durumdaki öğrenciler için yeni bir sınav takviminin hazırlanması gerektiğini düşünüyor:
"Hastanede ya da karantinada olan henüz 13-14 yaşındaki öğrencilerimize, sağlıklarıyla ilgili kaygı yaşadıkları bu dönemde LGS sınavının dayatılması yerine sınav hakları saklı tutulabilir, telafi edilmesi yönünde farklı çözümler, takvimler uygulanabilirdi. Bu konuda bir planlama yapılmamış olması tercihin bir kez daha öğrencilerden yana yapılmadığını göstermektedir."
Aydoğan, bu yıl liselere girecek öğrenci sayısının yüzde 50 artması sebebiyle yıl boyunca MEB'e çeşitli uyarılarda bulunduklarını ve öğrencilerin istedikleri okul türünü tercih edebilmeleri için kontenjanların artırılması gerektiğini ifade ediyor.
Yüzde 50 artışın olmadığı geçtiğimiz yıllarda dahi yeterince okul türü ve kontenjan olmamasından kaynaklı olarak çok sayıda öğrencinin özel okullara ya da istemedikleri okul türüne gitmek zorunda kaldığını, hatta örgün eğitim dışında kaldıklarını söylüyor.
MEB'in merkezi sınav sistemi ile alım yapan okullarda çok kısmi bir kontenjan artışı yaptığını söyleyen Aydoğan, "Bu düzenleme de yeterli değil çünkü merkezi sınavla alım yapan okullar sadece yüzde 10'luk bir dilimi karşılamaktadır. Kalan yüzde 90'lık dilimdeki öğrencilerin adrese dayalı yerleştirme ile gideceği okul belirlenecek ve burada kontenjan artışı yapıldığına dair hiçbir bilgi paylaşılmadı" diyor.
Bahadır da "esas sorunun" sınavdan sonra başlayacağını ve Eğitim Sen Başkanı Aydoğan'ın da belirttiği şekilde artan öğrenci sayısını karşılayamayan ciddi bir kontenjan sorunu yaşanacağını düşünüyor.
Her öğrencinin adrese dayalı sistem ile kendisine dayatılan değil, istediği okul türüne yerleştirilebilmesi için gerekli adımların atılmadığını belirten Bahadır, aileler ve öğrencilerin talep ettikleri okul türlerinde kontenjan artırımı yapılmadığını aktarıyor.