Liberal Demokratlar: Erdoğan'ın gemisi yanlış istikamette, hedefi AB değil

Liberal Demokratlar: Erdoğan'ın  gemisi yanlış istikamette, hedefi AB değil

AP’nin en sert Türkiye raporunu kabul etmesinin ardından Liberal Grup Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff, “Erdoğan, hükümet gemisini yanlış istikamete götürüyor. 17 Aralık’tan bu yana yaptığı gibi aynı istikamette gitmekte ısrar ederse Türkiye, Avrupalı bir limana demirleyemeyecek.” dedi.

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) en büyük üçüncü grubu Liberal Demokratlar, Türkiye’nin üyelik sürecine verdikleri desteği geri çekti. Zaman gazetesinden Selçuk Gültaşlı’nın haberine göre, önceki gün kabul edilen AP’nin en sert Türkiye raporu tartışmalarında grubu adına konuşan Alman Liberal Alexander Graf Lambsdorff, müzakerelerin askıya alınması çağrısı yaptı. Avrupa Liberaller ve Demokratlar İttifakı Başkan Yardımcısı ve gölge Türkiye raportörü Lambsdorff, Türkiye AB yönüne dönene kadar müzakerelerin askıya alınması gerektiğini söyledi. İngiliz milletvekili Andrew Duff da Türkiye’deki gelişmelerin ardından yeni fasılların açılması için çağrı yapmanın bir manası olmadığını vurguladı.

Ria Oomen-Ruijten’in raporunu da tenkit eden Duff, birçok eleştirinin ardından herhangi bir siyasi sonuç talep edilmemesini eksiklik olarak nitelendirdi. AP Genel Kurulu’nda önceki gün kabul edilen raporda, 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrası yaşanan gelişmelere geniş yer verilirken hükümetin tutumunun yargı bağımsızlığını ihlal ettiği belirtilmişti. Soruşturmaları başlatan savcı ve polislerin yerlerinden edilmesinin üzüntü verici olduğu ifade edilirken, Türkiye’nin Kopenhag kriterlerinden uzaklaştığına dikkat çekilmişti. HSYK içindeki son değişikliklerden “derin kaygı” duyulduğu da vurgulanmış, bürokrasideki fişleme iddialarına da yer verilmişti.

 

Kopenhag Kriterleri karşılanmıyor

 

Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten’in kaleme aldığı raporun kabul edilmesinin ardından Zaman’a konuşan Lambsdorff, 17 Aralık’tan sonra AKP iktidarının icraatları yüzünden daha şüpheci bir tavır benimsediklerini teyit etti. “Bildiğiniz gibi biz Türkiye’nin üyeliğini destekleyen bir grubuz. Ancak yeni HSYK kanunu, medya hürriyeti, yargının işleyişinin engellenmesi, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın YouTube ve Facebook’a ilişkin ifadeleri bizi şöyle bir neticeye ulaştırdı: Türkiye müzakereleri sürdürmek için Kopenhag Kriterleri’ni artık karşılamıyor” diyen Lambsdorff, AP üyelerinin çoğunluğunun Türkiye’nin Avrupalı değerlerden uzaklaştığına inandığını vurguladı.

AP raporunun son derece sert olduğunu birkaç defa vurgulayan Lambsdorff, bu sert tonun sağdan sola bütün siyasi gruplarca desteklendiğini ifade etti. 17 Aralık’tan sonra çok sayıda polis ve savcının yerlerinin değiştirilmesinden, yargıyla ilgili hükümet tasarruflarından son derece rahatsız olduklarını kaydeden Lambsdorff, “Erdoğan hükümet gemisini yanlış istikamete götürüyor. Eğer 17 Aralık’tan bu yana yaptığı gibi aynı istikamette gitmekte ısrar ederse Türkiye, Avrupalı bir limana demirleyemeyecek.” dedi. Alman Liberal, “17 Aralık’tan sonra hükümet yolsuzluk iddialarının üzerine bu şekilde gitmeseydi rapor bu denli sert olmazdı.” dedi.

Ergenekon tahliyelerine de değinen Lambsdorff, uzun tutukluluk sürelerini  her zaman tenkit ettiğini, hapishanelerde uzun süre kalan insanlar için üzüldüğünü ancak hükümetin yeni müttefiklere ihtiyaç duyduğu anda bu tahliyelerin gerçekleşmiş olmasını ‘çok tuhaf bir tesadüf’ olarak değerlendirdi.

AP üyesi Andrew Duff da masum oldukları halde hapis yatan insanların salıverilmelerinin olumlu olduğunu ancak bu sürecin yargıya olan güveni tamamen tahrip ettiğini ifade etti. Tahliyelerin Erdoğan’ın ‘Ergenekon’da kullandığı Hizmet Hareketi’ni itibarsızlaştırmak için yapıldığını kaydeden Duff, yapılanların her suçun kaynağı olarak gösterilen Gülen Hareketi’ne yönelik planlandığını söyledi. İngiliz Liberal, Dink cinayetinden mahkûm olanların tahliye edilmelerini ise ‘affedilemeyecek bir skandal’ olarak nitelendirdi.