Libya açıklarında saldırya uğrayan ve 3'üncü kaptan İlker Büyükdere'nin yaşamını yitirmesinin ardından Muğla'nın Fethiye İlçesi açıklarına getirilip demirleyen "Tuna 1" adlı yük gemisi, gazetecileri ağırladı. Gemideki saldırı izlerini gazetecilere gösteren birinci kaptanı Ünal Bilici, "Maalesef ki 3'üncü kaptanımı kaybettim. 15 personelle dönmeyi çok isterdim, ama ne yazık ki 14 personelle dönebildim. Son derece üzgünüm" ifadelerini kullandı.
Kargo bölümü isabet almayan gemide, yüzlerce şarapnel ve mermi izinin yer aldığı görüldü. Özellikle motor, personel ve idare kısımları hedef alınana gemideki filikaların da hasar gördüğü, saldırı sırasında bazı mermilerin geminin idaresinin yapıldığı köprüüstü kısmına isabet ettiği belirlendi.
Geminin silah taşıdığı iddialarını reddeden ve İspanya'dan alınan alçıpan yükünü Libya'ya taşıdığını söyleyen Kaptan Ünal Bilici, "Uçak saldırısı olduğunu anladığım anda hava savunma patenlerini uyguladım. Bunu bilmem beni yetiştiren Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan kaynaklanıyor. Deniz Kuvvetleri'nden aldığım eğitimin tecrübesiyle mümkün bir manevradır. Bunlar savaş gemilerinin uçaklara karşı yapacağı savunma metotlarıdır. Uzman kişiler bilir. Zigzag manevraları ve hedef küçültme manevraları yaptım" dedi.
İlk saldırıda geminin hasar alıp almadığını bilmediğini, sadece patlama sesi duyduğunu anlatan Bilici, "O durumda geminin ne kadar hasar aldığını bilmeme imkan yok. Köprüüstüne çıktım, kumandayı ele aldım. İspanya'nın Castello Limanı'ndan yükü aldım, Libya'nın Tobruk Limanı'nda bir kısım yükü bırakıp Lübnan'ın Beyrut Limanı'na gidecektik. Sivil bir geminin bu şekilde saldırısına daha önce hiç maruz kalmadım. Elbette ki çok üzgünüm. Eğer 3'üncü kaptanımı kaybetmeseydim, çok kolay atlatılmış bir saldırı olarak değerlendirecektim. Rahat bir şekilde geçiştirilmiş olay olarak bakacaktım. Maalesef ki 3'üncü kaptanımı kaybettim. 15 personelle dönmeyi çok isterdim, ama ne yazık ki 14 personelle dönebildim. Son derece üzgünüm. Son olarak olay esnasında yapmış olduğum telsiz çağrılarına karşılık veren Türk gemi kaptanlarına şükran ve minnet borçluyum. Yeterli mesafede olmasalar bile bana telsizle cevap verdiler. Bize firkateyn gönderen Deniz Kuvvetleri'ne de teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Geminin sahibi Tuna Holding avukatı Mahmut Karaman da konuyla ilgili bir açıklama yaparak şu ifadeleri kullandı:
"Bomba uzmanları gemiyi inceledi, detaylı inceleme yapıldı. Çıplak gözle baktığımızda hepimizin gördüğü çok kapsamlı bir saldırı olmuş. Roket, top, otomatik silah mermi izleri var. Bir uçağın bütün cephanesini tüketecek şekilde 1.5- 2 saat boyunca saldırı yaptığını gözledik. Ciddi bir bombalama ve ateşli saldırıya maruz kaldı gemimiz. Saldırı gemiyi hareketten mahrum bırakma, makine dairesine ve yaşam mahalline yapılmış bir saldırı. Geminin kargo bölümünde neredeyse hiçbir hasar olmadığını görüyoruz. Bu saldırıyı yapanların bir gemi nasıl hareketsiz bırakılır, nasıl batırılır konusunda tecrübeli olduğunu gösteriyor. Birinci uçak saldırısı gemi artık batıyor -çünkü yoğun duman çıkmış- izlenimi olunca sona ermiş. Bir süre sonra yangının büyük boyutta olmadığı görülünce uçak tekrar dönmüş."
"Kötü havada karaya da demirleyebilir. Gemi zaten saldırıya uğradığı ülkeye yük götürüyor. Önceden bildirimde bulunmuş. Akıl ve mantık dışı bir şey, saldırı. Silah olduğuna dair en ufak bir bulgu yok. Hafif emare, iz bile yok, üzerindeki alçıpanı görebilirsiniz. Ambarları da açıp bakılabilir."
Geminin ait olduğu şirket ve Dışişleri Bakanlığı, Tuna 1'in rotasının Tobruk limanı olduğunu açıklasa da, soL Haber Portalı'nın ortaya çıkardığı Otomatik Tanımlama Sistemi'ndeki (AIS) kayıtlar, geminin IŞİD kontrolündeki Derne Limanı'na gitmekte olduğunu ortaya koymuştu.