Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı: Türkiye’nin Libya’da bulunması yasaldır

Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı: Türkiye’nin Libya’da bulunması yasaldır
Türkiye ziyareti kapsamında İstanbul’da gazeteciler ile buluşan Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, Türkiye’nin Libya’da bulunmasının yasal olduğunu belirtti. Libyalı yetkili 4 Nisan 2019’dan bu yana Libya’nın yanında duran ilk ve hatta neredeyse tek devletin Türkiye olduğunu söyledi. Türkiye’nin Libya’da eğitim ve destek amacıyla bulunduğuna vurgu yapan Mişri, "Libya’da bulunan Türk askeri ve güçleri uluslararası anlaşmalarla çelişkisi bulunmayan, tamamen kanuni ve yasal şekilde oldu” açıklamasında bulundu.
 
Sputnik'e röportaj veren Halid el-Mişri, Türkiye ve Libya ülkeleri arasındaki kardeşlik bağının öncelikli olarak İslam bağına dayandığının altını çizdi. Mişri, “Bununla beraber de ortak bir tarih ve ortak bir geçmişleri var. Farklı alanlarda ortak çıkarlar da ayrıca bu kardeşlik bağını pekiştiriyor” şeklinde konuşarak şu açıklamalarda bulundu:

"Atatürk Libya’nın çeşitli bölgelerinde cephelerde savaşmıştı"

“Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Libya’nın Trablusgarp şehrinde bulunmuştu. Orada da Libya’ya doğrudan saldırı başlamadan önce müdahalede bulunup, Libya’nın çeşitli bölgelerinde cephelerde savaşmıştı. Daha sonrasında da tabii iki ülke arasındaki ilişkiler de devam etti. Kıbrıs sorunu gündem olduğunda Libya Devleti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını kabul eden ilk ülkelerden biri olmuştu.”

"Akdeniz, Libya ve Türkiye arasında imzalanan anlaşmayla koruma altına alınmıştı"

27 Kasım 2019 tarihinde Libya ve Türkiye arasında imzalanan, iki ülkenin de Akdeniz’deki doğal kaynaklardan hak talep edebileceklerini belirten Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Anlaşması’nı hatırlatan Mişri, “Yunanistan, Mısır ve İsrail; Türkiye’nin Akdeniz'deki doğalgaz kaynaklarında hakkı olmadığını gündeme getirerek, Türkiye’yi buradan ekarte etmeye çalıştığında, bu alan Libya ve Türkiye arasında imzalanan anlaşmayla koruma altına alınmıştı. Bu anlaşma öncelikle, iki ülkenin de doğalgazda bulunan hakkını korumakla beraber, ayrıca iki devlete karşı kurulan komploya karşı da güven oluşturdu” dedi.

"Türkiye’nin Libya’da bulunması yasaldır"

4 Nisan 2019’dan bu yana Libya’nın yanında duran ilk ve hatta neredeyse tek devletin Türkiye olduğunu söyleyen Mişri, Türkiye’nin Libya’da eğitim ve destek amacıyla bulunduğuna vurgu yaparak “Tabii Türkiye’nin burada desteği, Hafter güçlerinin ve paralı askerlerin Trablus’u ele geçirmesine engel oldu. Libya’da bulunan Türk askeri ve güçleri uluslararası anlaşmalarla çelişkisi bulunmayan, tamamen kanuni ve yasal şekilde oldu” açıklamasında bulundu.

"Fransa ve Mısır olmak üzere, Hafter’i destekleyen ülkeler, Türk güçlerini işgalci olarak göstermeye çalışıyor"

Mişri konuşmasına “Hukuken uygun bir şekilde ülkemize ‘kapıyı çalarak’ gelen Türk askerleri ile, paralı askerlerini anlaşma bulunmaksızın ‘damdan atlayarak’ getirenleri bir tutmak kesinle kabul etmediğimiz bir şeydir. Başta Fransa ve Mısır olmak üzere, zamanında Hafter’i destekleyen ülkeler, yurtdışından gelen diğer güçler ile Türk güçlerini bir tutmaya ve işgalci olarak göstermeye çalışıyor. Halbuki birisi hukuki şekilde ülkemizdeyken diğeri tamamen paralı asker olarak gelip zorla Libya’da faaliyetler sürdürmeye çalışan işgalcilerdir” diye devam etti.

Fransa bu politikayı neden izliyor?

Mişri, Fransa’nın izlediği politikanın ardındaki motivasyonun ne olduğuna ilişkin soruya da yanıt verdi:

“Özellikle Total Petrol şirketi’nin, Doğu Akdeniz’deki petrol rezervlerini sahibine -Türkiye ve Libya’ya- vermek istemediğini söyleyen Mişri, “Bu nedenle en büyük zararı onlar almış durumdalar. Fakat biz bütün bu komploların farkındayız ve asla başarılı olamayacaklar. İnanıyorum ki Türkiye ve Libya’nın kardeşlik ilişkileri günbegün gelişip pekişecek.”

"Libya’nın başına Hafter’i getirmek amacıyla yeni kanunlar yapıldı"

24 Aralık'ta Libya’da yapılması planlanan başkanlık ve parlamento seçimleri hakkında da konuşan Mişri, Libya’yı ele geçiremeyen güçlerin, yeni bir yol deneyerek hatalı kanunlar ürettikleri ve seçim sürecini yönlendirmeye çalıştıkları iddiasında bulundu.
 
Mişri konuya ilişkin “Bu kanunlar sadece, Libya’nın başına Hafter’i getirmek amacıyla yapılmış kanunlardır. Aynı zamanda bu kanunlar, Libya anayasasına ters düştüğü gibi uluslararası anlaşmalara ve görüşmelerde alınan kararlara da aykırıdır. Bu kanunlar mecliste oylamayla da geçmedi, oylamaya bile sunulmadı. Öyle bir kanun düşünün ki herhangi bir yasal dayanağı olmayan ve getirilen iki düzenlemesinin de sadece Haftere göre yapıldığı bir kanun” şeklinde konuştu.

"Şu anki seçim kanunuyla bir seçim yapılırsa Libya’da bir bölünme veya bir iç savaş olabilir"

Mişri, seçimlerde üzerine anlaşılan ve herkesin benimseyebileceği kanunların olmasını istediğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Mısır ve Fransa bizi dünyaya ‘seçimleri engelleyen’ taraf olarak tanıtıyor. Kişilere özel hesaplanarak yapılmış yasalar istiyorlar. Halbuki asıl seçim sürecine engel oluşturan, üzerine anlaşmanın imkansız olduğu şartları dayatanlardır. Fransa’nın şu anki duruşunda onu destekleyen sadece Mısır var. Bu iki ülke, kanunlardan yoksun bir seçim süreci istiyor. İtalya, Türkiye ve aramızda bağlantıların olduğu birçok ülke; mevcut seçim kanunlarıyla seçimlerin icra edilmesini ‘kabul edilemez’ olarak nitelendiriyor. Bu ülkeler kanaatini şu şekilde dile getiriyor, ‘Şu anki seçim kanunuyla bir seçim yapılırsa mevcut durumdan daha kötü bir durum oluşabilir’ deniyor. Libya’da bir bölünme ya da iç savaş yaşanılacağı düşünülüyor”

"Hafter’in oyları yüzde 10’u bile geçemeyecek"

Aralık ayında yapılacak olan seçimlerle ilgili özel olarak Sputnik’e konuşan Mişri, olası seçim sonuçlarını değerlendirerek, “İki türlü de bir karışıklık olabileceğini göz önünde bulundurmalıyız. Fakat seçimler olması gereken gibi objektif ve doğru şekilde olursa, Hafter’in oyları yüzde 10’u bile geçemeyecek” dedi.

"Türkiye ile işbirliğinin en çok olduğu alan İHA’lar üzerine"

Son olarak Libya’nın savunma sanayinden bahseden Mişri, Libya’nın bu alanda çok iyi bir altyapıya sahip olduğunu vurgulayarak, “Libya’da savunma sanayi üzerine çalışmalar yapan resmi bir kurum var ve bu kurumun da çok sayıda üretim tesisi var. Fakat savaş döneminde bu durdu. Türkiye ile işbirliğinin en çok olduğu alan ise insansız hava araçları üzerine yapılıyor” açıklamasında bulundu.