DİYARBAKIR
22 Ekim 1993’te “çatışma var” denilerek çağrıldığı Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde kanas marka suikast silahı ile vurularak öldürülen Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın’ın ölümünden sorumu sanıklar emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve emekli Üsteğmen Tünay Yanardağ, 1 Nisan’da İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez yargı önüne çıkacak. Haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 24 yıla kadar hapis cezaları istenen sanıklara Tuğgeneral Aydın’ın ölümüyle ilgili şaibeler ve 13 sivilin hayatını kaybettiği Lice’nin neden yakıldığı sorulacak.
Kamuoyunda sıkça tartışılan ve hala kim tarafından neden öldürüldüğü belirlenemeyen Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikastıyla ilgili önemli ayrıntılar Cumhuriyet Savcısı Osman Coşkun tarafından hazırlanan ve mahkemece kabul edilen 39 sayfalık iddianamede yer alıyor. İddianamede Savcı Coşkun, olayın PKK tarafından yapıldığına dair delil bulunmadığını belirtirken, bazı asker ifadeleri, olayın derin devlet tarafından gerçekleştirildiğine işaret ediyor. İşte o ifadeler:
Emekli Astsubay Hüseyin Oğuz (16.03.2009 tarihli beyanında); Eylül 1996 yılında Hakkari Yüksekova’da PKK’dan kaçmış ancak güvenlik güçleri tarafından yargıya teslim edilmemiş, Mardin Emniyeti’nce de terör örgütüne üye olmaktan aranan itirafçı Kahraman Bilgiç’in ön sorgusunda, “Bahtiyar Aydın ve Eşref Bitlis’i biz öldürdük” ifadesinin beyanını bizzat kendisi tarafından yazıldığını, Bilgiç’in bu ifadesini komutanlığa arz ettiğinde sorgunun kesilmesini, devletin zarar göreceğini, bu nedenle de sorgudan alındığını, Kahraman Bilgiç’in olayları çok detaylı anlattığını, konuyla ilgili Kurmay Albay Hamdi Poyraz, Kahraman Bilgiç ve Salih Kaya bir biksi ve bir kanas silahıyla birlikte helikopterle Diyarbakır iline gittiklerini, Salih Kaya dışarıda diğerleri de 7. Kolordu Komutanlığı’nda misafir olduğunu ifadelerinde belirtmişlerdir.
Ahmet Büyükşahin (ordudan atılan uzman çavuş): 1993 yılında Tokat Reşadiye İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görev yaptığını, evrak imzalatmak için Jandarma Komutanı Şahmettin Özdemir’in makam odasına gittiği sırada, Başçavuş Ahmet Kaya ile Üsteğmen Şahmettin Özdemir’in aralarında konuşurlarken, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın Lice’ye gittiğini, helikopterden indiği sırada BTR timinde görevli bir uzman çavuş tarafından çok uzaktan kanas suikast silahıyla vurulduğunu anlattıklarını duyduğunu beyan etmiştir.
Mustafa Özkan (Lice İlçe Emniyet Amir Vekili 18/10/2012 tarihli ifadesinde özetle): Olaydan 1 hafta sonra Albay Eşref Hatipoğlu komando bölüğünün bahçesinde, yani Bahtiyar Aydın'ın şehit edildiği yerde basın toplantısı yaptı. Hatipoğlu, Aydın'ın şehit edilmesinde kullanılan kanas marka silahın basın mensuplarına gösterdi. Hatipoğlu ayağa kalkarak basın mensuplarına ve bize elindeki kanas marka silahı göstererek “bu silahla karşıdaki tepelerden ateş edildi, paşamızı öldüren kurşunda komando bölük binasının giriş kapısının sağ tarafındaki duvara saplandığını” söyledi. Duvardaki mermi izini eliyle gösterdi. Eşref Albay suçta kullanılan kanas marka silahın daha sonra yakıldığını söylemişti, gösterdiği silah da yanmış ve paslı silah göstermişti. Nereden ne zaman nasıl ele geçirdiğini açıklamasında söyleyip söylemediğini hatırlamıyorum. Olaydan sonra kaymakam bey ile de bu konuları konuşmuştuk. Bahtiyar paşa komando bölüğün bahçesinde iken dağdan ateş edilip de nasıl öldürülür? İlçede akşama kadar çatışma olur da hiçbir PKK'lı nasıl ele geçirilemez diye aramızda konuşmuştuk, bu durumu garip karşılamıştık.
Abdullah Pervane (21.12.2012 tarihli ifadesinde); Bahtiyar Aydın’ın vurulduğu söylenen Jandarma Komando Bölük binasının kuzeyinde bulunan dağlık alan yaklaşık 3 km ileridedir. Dağlık alanın eteklerindeki tarlalarda meşe ağaçları vardır. Buranın önünde de mezarlık vardı. Mezarlık içerisinde tek tük ağaç vardı, çevre duvarı da alçaktı. Mezarlığa bir teröristin girip saklanması mümkün değildi. Ayrıca mezarlığın üst noktasında jandarmanın nöbet yerleri vardı.
Mezarlıktan sonraki ağaçların arkasına saklanıp ya da dağlıkta kanasla dahi jandarma komando bölüğündeki bir kişi vurulamaz. Kaldı ki olaydan sonra ki günlerde komutanlardan biri Bahtiyar paşanın vurulduğu yeri televizyonda herkese gösterdi. Burası bölük komutanlığının güney kısmında kalıyordu. Kuzeydeki dağlık alanda kalan birinin binanın güneyindeki noktayı görmesi de mümkün değildir. Arada bina vardır. Benim televizyondan seyrettiğim sırada paşanın vurulduğu yer olarak gösterilen yer bölüğün giriş kapısının önü değildi. Binanın zirai donatım deposunun bulunduğu tarafı gösteriyordu.
KK, olayın olduğu günden itibaren Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın öldürülmesi olayını üstlenmedi. 1993’te PKK’nin silahlı kanadı ARGK’nin Komutanı olan Cemil Bayık, “Generali biz öldürmedik” derken, o dönem Diyarbakır Eyalet Komutanı olan Şemdin Sakık, “Lice’deki tüm evler baraka tipi konutlardır. Daha önce devlet kurumlarına yaptığımız saldırıların ardından devlet ilçeyi taradı. Bir kurşun 3-4 evi birden delip geçebiliyor. Sivil halka çok zarar veriyor. Bu nedenle ilçeye saldırmama kararımız var” demişti.