Liceliler: Bombardıman böyle giderse Nusaybin'e, Cizre'ye şükrederiz

Liceliler: Bombardıman böyle giderse Nusaybin'e, Cizre'ye şükrederiz

Diyarbakır'ın Lice ilçesinde günler eden operasyonlar nedeniyle kentte telefonlar kesik. 39 köyde ise sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Operasyonlar nedeniyle Lice dağlarında yangın sürerken  HDP Kayapınar Eşbaşkanı Abbas Ercan, "Bombardıman böyle giderse Nusaybin'e, Cizre'ye şükrederiz" dedi.

Cumhuriyet'ten Ayşe Yıldırım'a konuşan Liceliler, "Uyuşturucu tarlalarının olduğu yerleri bile değil, yerleşim alanlarına yakın yerleri bombalıyorlar. Lice bir katliam tehlikesiyle karşı karşıya" ifadesini kullandı.

Yıldırım’ın Cumhuriyet’te “Lice’de ‘esrarlı’ bombardıman” başlığıyla bugün (26.06.2016) yayımlanan yazısı şöyle:

İlçedeki uyuşturucu operasyonu nedeniyle 39 köyde yasak ilan edildi. Çıkan yangınlar köylere yaklaşıyor. HDP’liler “Batı burada olanları uyuşturucu operasyonu sanıyor ama aslında göçertme planı” diyor.

Diyarbakır’dan Lice’ye yaklaştıkça dağlardan, yamaçlardan yükselen dumanlarla karşılaşıyoruz. Bulut gibi kaplıyor gökyüzünü dumanlar. Bir gün önce duyduğumuz “Lice’de telefonlar kesik, giriş çıkışlara izin verilmiyor sözlerinin” ve süren “dev uyuşturucu operasyonu”nun boyutlarını öğrenmek istiyoruz…

Kavurucu sıcakta yol boyu arama noktalarından geçip giriyoruz ilçeye. Kırsaldaki yangınlar daha net görünüyor ilçeden. Bir gün önce kesilen telefon bağlantısı düzelmiş. “Ara ara kesiliyor telefonlar” diyor Liceliler. Aslında neredeyse son bir yıldır rutin haline gelmiş telefonların kapsama alanı dışında bırakılması.

En son Ağustos 2015’te gitmiştik Lice’ye. Sokağa çıkma yasağı olmamasına rağmen bomboştu sokaklar. Tabii telefonlar yine kesikti. Halk tedirgindi, konuşmak bile istemiyordu. “Konuşursak gece evimiz basılır” diyorlardı. Aynı tedirginlik bugün de var ama bu kez yaklaşık bir haftadır süren bombardımanlar nedeniyle…

TSK ve Emniyet’in “Bayrak 14” adını verdiği uyuşturucu operasyonunu Batı medyasında “Dev uyuşturucu operasyonu”, “Tonlarca uyuşturucu imha edildi” başlıkları altında okuyoruz günlerdir. “Uyuşturucunun” altında yatanı ise ilçeye girince öğreniyoruz. DBP ilçe binasında Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, Kayapınar İlçe Eşbaşkanı Abbas Ercan ile çok sayıda Liceli, yaşananları anlatıyor.

Lice, Kocaköy, Hazro ve Hani ilçelerine bağlı 39 köyde sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş. Bunlardan 22’si Lice’ye bağlı. Sibel Yiğitalp’in elindeki listeye göre 3 köy tamamen boşaltılmış. Diğer köylerle bağlantı ise neredeyse hiç kurulamıyor. F-16’lar, Sikorsky’lerden özellikle geç saatlerde atılan bombalar ve alev topları nedeniyle ormanlık alanlar yanmaya başlamış. Yangınların köylere yaklaştığını söylüyor Yiğitalp. Müdahale edilip söndürülmesi için kaymakamı aramış. “Kaymakam, güvenlik bölgesi itfaiye gönderemem dedi. Ben de, orada siviller var, müdahale etmezseniz sivil halk ölürse sorumlu sizsiniz dedim” diyor.

 

Daha önce de vardı

 

“Batı burada olanları uyuşturucu operasyonu sanıyor ama aslında göçertme planı” diyor HDP Kayapınar Eşbaşkanı Abbas Ercan. Kırsalda uyuşturucu ekildiğini herkes kabul ediyor, “Ama” diyorlar, “O uyuşturucular ekilirken kimse görmedi mi, yıllardır ekimine neden izin verildi? Uyuşturucuya biz de karşıyız. Burada bir tugay var. O tugay da mı görmedi uyuşturucu ekildiğini? Şimdi gelmiş uyuşturucuyu imha ediyoruz diyorlar. Savaş uçaklarıyla bomba atarak mı imha edilir? Gerekli araç ve gereçlerle girer söker, imha edersin. 17-20 bin arası asker ve polisle uyuşturucu operasyonu mu olur? Ayrıca uyuşturucu tarlalarının olduğu yerleri bile değil, yerleşim alanlarına yakın yerleri bombalıyorlar. Lice bir katliam tehlikesiyle karşı karşıya.”

Daha önce de Lice kırsalında uyuşturucu operasyonları yapıldığı anlatılıyor. Bunlardan biri de 2013 Ekim’inde çözüm süreci devam ederken yapılan “dev operasyon”. Sadece 500 civarında güvenlik görevlisiyle yapılan operasyonda hiçbir yer bombalanmadan, tek bir silah atılmadan 23 ton esrara el konulmuştu. Ve bu operasyon o günkü gazetelerde “Rekor kırıldı. Türkiye tarihinin en yüksek rakamı” başlığıyla verilmişti. Sorumlular hakkında adli işlem yapılmış, köylüler hiçbir zarar görmemişti. Tarımın da hayvancılığın da bitirildiğini anlatıyor Liceliler. Köylülerin tarlalarına bile gidemediği, ölümle tehdit edildikleri iddia ediliyor. Abbas Ercan, “Bombardıman böyle devam ederse Cizre’ye, Nusaybin’e şükreder hale geliriz” diyor.

 

Kapalı cezaevi

 

Biz Lice’deyken HDP ve DBP bileşenleri kamuoyunun dikkatini çekmek için ortak bir basın açıklaması yapıyor: “Yapılan askeri yığınaklardan dolayı Lice, Kulp, Kocaköy ve Hani merkezleri ve köyleri adeta kapalı cezaevine dönüştürülmüştür. Lice’ye giriş ve çıkışta yapılan aramalar hayatı durdurma noktasına getirmiştir. Yaşanan bombardıman sonucundan dolayı köylerde yaşayan sivil halkımızın can ve mal güvenliği kalmamaktadır. Sivil halka yapılan bu baskı sindirmeye dönük olduğunu ve 1990’larda olduğu gibi göçertme politikasıyla baş başayız.”

Onları yalnız bırakmamak için Lice’ye giden aralarında belediye eşbaşkanlarının da bulunduğu insanlar ise gözaltına alınıyor. Bu satırları yazarken HDP milletvekili Çağlar Demirel, bombardıman nedeniyle köylerdeki iki evin yıkıldığı bilgisini aldıklarını söylüyor.