AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn limanların Rumlara açılmasıyla ilgili, "Bu konuda Türkiye'ye ültimatom tarihi yok" dedi.
Rehn, Türkiye'nin limanlarını bu yıl sonuna kadar Kıbrıs Rum kesimine açması gerekmediğini söyledi.
Avrupa Parlamentosu (AP) Dış ilişkiler Komitesinde konuşan Rehn, limanlarını açma yükümlülüğünü yerine getirmediği için Aralık 2006'da, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinde "toplam 35 fasıldan tarım, ulaştırma ve dış ekonomik ilişkiler dahil 8 önemli faslı askıya aldıklarını" hatırlatarak, "Herkesçe bilinen bir AB üyesi (Fransa), 5 faslın açılmasını sürekli engelliyor. Bir başka üye ülke diğer bazı fasılların açılmasını engelliyor. Bunlar AB üyelerinin ortak kararıyla değil, (Türkiye ile) ikili sorunlara dayanılarak yapılıyor. Kalan bazı fasıllarda da açılış ve kapanış kriterleri var. Şartlar değişmezse gerçekten kısa süre içinde (açılabilecek) fasıllar tükenecek. Bunu da unutmayalım" dedi.
AB Komisyonunun görevinin durumu gerçekçi ve objektif şekilde rapor etmek olduğunu ve bunu yerine getirdiklerini kaydeden Rehn, limanlar meselesinde kararın üye ülkelere ait olduğuna işaret etti.
Rehn, "Aralık 2006'da alınan (8 faslın dondurulması yönündeki) karar metnini iyi hatırlıyorum. Çünkü bunu ben yazdım. Orada 'Gelecek yıllarda, özellikle 2007, 2008 ve 2009'da AB Konseyi ve AB Komisyonunun Türkiye'nin Ankara Protokolü'ne uyumu konusundaki gelişmeleri gözden geçireceği' belirtiliyor. Bu yılları neden belirttik? Çünkü birçok AB üyesinde bu yıllar içinde seçimler yapılacaktı. Örneğin büyük bir üye ülkede (Almanya) seçimler bu yıl gerçekleştirildi. (Aralık 2006 kararında) bazı dışişleri bakanlarının bazı yılları ima etme isteği vardı. Fakat bu nihai tarih değil. 2009 yılı nihai tarih değil, çünkü (Aralık 2006'da alınan) o kararda 'gelecek yıllarda' ve '2007, 2008 ve 2009' arasında virgül var" şeklinde konuştu.
"Türkiye karşısında toy kaldık"
Rehn'i sert sözlerle eleştiren birçok AP üyesi ise, "AB'nin yıllardır ısrar etmesine rağmen limanlarını açmayan ve açmayacağını açıklayan Türkiye'nin AB'yi takmadığını ve AB'nin Türkiye karşısında toy kaldığını, Rehn'in AB'nin tarafında değil, Türkiye'nin yanında yer aldığını" ileri sürdüler.
Olli Rehn, Kıbrıs konusundaki ısrarlı sorular üzerine, AB'nin Annan Planına "Evet" diyen KKTC'ye söz verdiği Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nü hala yerine getirmediğini, AB Konseyinin 2007 yılında, "bu tüzüğün uygulamaya geçirilmesi için çalışmalara derhal başlaması" kararını aldığını, ama hiçbir şey yapmadığını hatırlattı.
Rehn, AP'nin Rum ve Yunan üyeleriyle onlara destek veren Türkiye karşıtlarına hitaben, "Kıbrıs sorununda resmin bütününü görmemiz lazım" dedi.
Hırvatistan ile Slovenya arasındaki sınır anlaşmazlığı sorununda arabuluculuk yapan Rehn, buradan "aday ülkelerle üye ülkeler arasında arabuluculuğun kolay olmadığı dersini aldıklarını" anlatarak, aynı durumun Kıbrıs sorunu nedeniyle Türkiye için de geçerli olduğunu belirtti.
Rehn, "Aday ülke AB Komisyonunun üye ülkeyi kayıracağı şüphesini taşıyor. (AB Komisyonu olarak) Öncelikle üye ülkelerle beraber çalışıyoruz ve onları savunuyoruz, bu gerçekle yüzleşelim. Diğer yandan üye ülke en azından genişleme komiserinin aday ülkeleri kayıracağı şüphesini taşıyor. O nedenle başlangıç noktası çok verimli olmuyor" dedi.
AB Komisyonu'nun dün açıkladığı Türkiye İlerleme raporunda, Türkiye'nin limanlarını Kıbrıs Rum kesimi gemilerine açma yükümlülüğünü yerine getirmediği savunulmuş ve "Şimdi Türkiye, Ek Protokol'ün tam ve ayrım yapmadan uygulanmasını güvence altına alma yükümlülüğünü acil olarak yerine getirmelidir" denilmişti.
Belgede, Kıbrıs Rum kesimi adına petrol arayan sivil gemilerin son bir yılda "Türk donanması tarafından defalarca engellendiği" de ileri sürülmüştü.
Raporun açıklanmasının ardından, Kıbrıs Rum kesimi, ilerleme raporunda, limanları açmadığı için Türkiye'ye yaptırım tavsiyesinde bulunulmamasından hayal kırıklığına uğradığını bildirmişti.
"Tarihi tarihçilere bırakalım"
AB Genişleme Komiseri Rehn, Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleştirilmesi amacıyla imzalanan protokolleri "tarihi kilometre taşı" olarak gördüklerini anlatarak, 1915 olaylarına ilişkin, "Bu hassas ve acılı konuda ilk mesajımız Türkiye ve Ermenistan'a gerçek ve samimi bir diyalog çağrısıdır. Şu anda bu yolda ilerleniyor. 1915 yılında yaşanan bütün trajik olaylarda tarihe, gerçeklere ve insanların hafızalarına büyük saygımız var. Bu mesele ciddi akademik çalışmaya dayalı, açık diyalog yoluyla tarihçiler tarafından ele alınmalı. Kalıcı uzlaşmanın tek yöntemi budur" dedi.
Irkçı milletvekili Rumen hırsızla karşılaşınca Rehn'e çıkıştı
AP Dış İlişkiler Komitesinde konuşan Rehn, geçen hafta evinin yakınlarında bir Rumen'in kendisini soymaya çalıştığını belirten Hollandalı bir milletvekilinin "Romanya'yı neden üye aldınız?" şeklindeki tepkisine hedef oldu.
Irkçı ve İslam karşıtı Gert Wilders liderliğindeki Özgürlük Partisi'nden AP üyesi seçilen Barry Madlener, Rehn'e "Sizi iyimser gördüm, ben ise gerçekçiyim. Geçen hafta evime dönerken neredeyse soyulacaktım. Bunu iyi düşünmeliyiz" diyerek Romanya'nın üyeliğinin ardından "hırsızlık kurbanları sayısının arttığını" savundu.
Romanya'yı üye aldığı ve genişleme politikasını sürdürdüğü gerekçesiyle Rehn'e çıkışan Madlener, "Kıbrıs'ı işgal eden İslamcı Türkiye karşısında AB'nin güçsüz kaldığı" ifadesini de kullandı.
Irkçı vekile Romanya ile üyelik müzakerelerinin 2004 yılında Hollanda dönem başkanlığı sırasında tamamlandığını hatırlatan Rehn, o dönemde AB Komisyonunun, Romanya'nın özellikle içişleri ve yargı alanlarında üyeliğe hazır olmadığı yönündeki raporuna rağmen, "AB üyelerinin baskısıyla geri adım atmak zorunda kaldığını" anlattı.
Hollandalı Liberal AP üyesi Johannes Cornelis van Baalen de Madlener'e tepki göstererek, "Ben de onun gibi Hollandalıyım, ama asla bir Rumen tarafından soyulmadım. Bunu kayıtlara geçirelim" dedi.