Hürriyet yazarı Onur Baştürk, Gaziantep'te mülteci kampını ziyaret eden oyuncu Lindsay Lohan ile ilgili olarak "Bir yabancı bizim hakkımızda güzel şeyler söylemeye bir başlasın, anında onu bağrımıza basarız. Çok sevmekten öteye geçer, onu kendimiz gibi yapmaya çalışırız" dedi. "Bir de sevgili yaptı mı, hele o sevgili de paralı/az biraz ünlü oldu mu Lindsay’i buralarda kimse tutamaz" ifadesini kullanan Baştürk, "Manşetleri kehanetleyebiliyorum; 'Sevgilisi Lindsay’i dövdü!', 'Lindsay dün gece aşırı alkollü görüntülendi', 'Lindsay imam nikahı mı kıydırdı?', 'Lindsay, böylesi Türk adetlerine ters, önce evlilik dedi ve hamile olduğunu yalanladı' Sonunda gelinecek fantastik nokta pekala bu olabilir ve hep bir ağızdan şöyle hönkürebiliriz; 'Lindsay bacıma laf ettirmem arkadaş!'" diye yazdı.
Onur Baştürk'ün "Lindsay 'bacımıza' laf ettirmem" başlığıyla yayımlanan (12 Ekim 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Bir yabancı bizim hakkımızda güzel şeyler söylemeye bir başlasın, anında onu bağrımıza basarız.
Çok sevmekten öteye geçer, onu kendimiz gibi yapmaya çalışırız. Hani misafirliğe gidince bin tane börek-çörek çeşidi yapmış teyzeler boğazına çöker ya, “Biraz daha ye evladım. Hadi şunu da ye, bunu da ye. Valla tabak arkandan ağlar, ölümü gör” diyerek... Yabancılara da bunu yaparız. Israr mekanizması öyle bir işler ki, bu alışık olmadığı taşkın ilgiden dolayı yabancı kişinin kafası karışır ve giderek halinden memnun olmaya başlar. Ve bir bakmışsın o “yabancı” gitmiş, yepyeni melez bir Türk gelmiş dünyaya! Bakınız, Hollywood’un “sorunlu” ve ne yazık ki artık pek ilgi görmeyen parti kızı/oyuncusu Lindsay Lohan’ın günlerdir Türkiye’de başına gelen... En son Gaziantep’te kadınların kendisine armağan ettiği yazmayı takıp “Türkiye güvenli ülke” açıklaması yaptı, mülteciler hususunda Avrupa’ya, Amerika’ya ayar verdi ve gönülleri tamamen kazandı işte. Lindsay artık ülkesine dönüp ne yapsın? Burada kalıp bir evlilik programı sunabilir ya da başlangıç tezi olarak o programlarda “münasip bir koca” arama samimiyetsizliğine ortak olabilir. Türkçe öğrenmese de olur, iki ağlasa bir gülse yeter. “Tarzanca”dır bizim dilimiz, anlaşırız: “Hem n’olcak kız.” Ardından gelsin reklam filmleri, gitsin orada burada ufak tefek işler... Bir de sevgili yaptı mı, hele o sevgili de paralı/az biraz ünlü oldu mu Lindsay’i buralarda kimse tutamaz. Manşetleri kehanetleyebiliyorum: “Sevgilisi Lindsay’i dövdü!” “Lindsay dün gece aşırı alkollü görüntülendi.” “Lindsay imam nikahı mı kıydırdı?” “Lindsay, böylesi Türk adetlerine ters, önce evlilik dedi ve hamile olduğunu yalanladı.” Sonunda gelinecek fantastik nokta pekala bu olabilir ve hep bir ağızdan şöyle hönkürebiliriz: “Lindsay bacıma laf ettirmem arkadaş!”