Mehmet CANDAN/İZMİR, (DHA) - İZMİR\'deki özel lisede öğrenim gören Elif Naz Öğün\'ün (17) henüz 15 yaşındayken yazdığı \'Ufuk Çizgisine İki Bilet\' isimli romanı, yayımlandı. Genç yazar, romanında korkuları, hayallerini yenen 2 kişinin hayata tutunma çabasını anlattı.İzmir\'in Göztepe semtinde yaşayan, lise 3\'üncü sınıf öğrencisi Elif Naz Öğün, hayatlarında zorluklarla karşı karşıya kalan 2 kişinin hayallerini gerçekleştirmek için verdiği mücadeleyi anlatan roman yazdı. Şu an 17 yaşında olan Öğün, romanı 13 yaşında yazmaya başlayıp, 15 yaşında da tamamladı. İlk baskısı yeni yayımlanan romanı, hayranı olduğu yazarın sözünden esinlenerek, yazdığını belirten Öğün, şunları söyledi: \"Ben küçüklüğümden beri annemin bana anlattığı masallarla büyüdüm. Bunun yanında büyük sanatçıların hayatlarını konu alan kitaplar okudum. Bu yüzden küçüklüğümden beri sanat ve edebiyat ile iç içe büyüdüm. 4 yaşında da baleye başladım. 10 sene boyunca bale yaptım. Başkalarının anlattığı hikayelerden ve izlediğim filmlerden gözlemler yapardım. İzlediğim filmlerin, okuduğum kitapların iç dünyasına girmeye çalışırdım. Sonra kurgulayarak küçük hikayeler yazmaya başladım. Aynı zamanda kurguladığım şeylerin resmini de yapıyordum. Tüm bunlara rağmen kendimde roman yazacak bir cesareti bulamıyordum. Frida Kahlo\'nun \'Önceleri dünyadaki en tuhaf insan olduğumu düşünürdüm; ama daha sonra düşündüm ki dünyada çok insan var, bir yerlerde tıpkı benim gibi acayip ve kusurlu hisseden biri olmalı\' sözünden çok etkilendim. Bu sözden o kadar etkilendim ki bir şeyler yazmaya karar verdim. İnsanların aynı problemleri yaşıyor olması, kendilerini yalnız hissettiriyor. Cinsiyetimiz, ırkımız, nereli olduğumuz önemli değil. Aslında hepimiz bir yapbozun parçalarıyız. O yüzden bu düşüncelerle roman ortaya çıktı.\" \'ROMANLA BİRLİKTE KENDİMİ KEŞFETTİM\'\'Ufuk Çizgisine İki Bilet\' isimli romanında korkuları, hayallerini yenen 2 kişinin hayata tutunma mücadelesini anlattığını dile getiren Elif Naz Öğün, şöyle konuştu:\"Yazmaya başladığımda 13 yaşındaydım. İlk önce kimseye söylemedim; ama birinin bana destek olup, güç vermesi gerekiyordu. O yüzden bu durumu annemle paylaştım. Annem de çok mutlu oldu. Onun desteği ile yazmaya başladım. 15 yaşında romanı bitirdim. Bu süreç benim için oldukça farklı bir deneyimdi. Sadece kafamda yarattığım hikayedeki kahramanlarla konuştum. Onların dünyasına girmeye çalıştım. O yüzden çok ilginç ve farklı bir deneyimdi. Romanda hayallerini gerçekleştirmek için yola çıkan insanlar aslında önce kendilerini keşfediyorlar. Bende bu roman sayesinde kendimi keşfetmiş oldum. Bu aynı zamanda benimde kendi iç dünyama yolculuğumdu. Roman kahramanlarından biri çocukluğundan beri fotoğrafçı olmak istiyor. Babasının ona henüz 10 yaşındayken doğum günü hediyesi olarak aldığı kamerayla çekimler yapıyor. Ehliyet alma yaşına geldiğinde gittiği göz muayenesi sırasında yavaş yavaş görme yetisini kaybedeceğini ve sonunda hiçbir şey göremeyeceğini öğreniyor. Bunun üzerine görme yetisini kaybetmeden önce hayal ettiği fotoğrafları çekmek için yolculuğa çıkıyor. Romanın diğer karakteri ise senelerdir mutsuz bir evliliğin içindeyken kocasının hem fiziksel hem psikolojik şiddeti karşısında evi terk ediyor. Mutlu olabilmek için bir yolculuğa çıkıyor.\"
FOTOĞRAFLI