Sakarya Üniversitesi’nden Dilek Menküç’ün Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) İstanbul’da merkezi sınav ile öğrenci alan fen lisesi, sosyal bilimler lisesi ve Anadolu liselerinde araştırma yaptı. Menküç'ün hazırladığı yüksek lisans tezinde öğretmenler, öğrencilerin inanç problemleri yanında güncel konuları tartıştıklarını belirttiler. Öğretmenler, "Bazıları feminist takılıyor. Kadınlar arka planda hep kafalarında böyle bir algı var” ifadelerini kullandı. Öğretmenler ayrıca çocukların deizmi yaşadığını ancak farkında olmadıklarını belirtti.
Cumhuriyet'ten Ozan Çepni'nin haberine göre “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlerinin Görüşleri Işığında Liselerde Deizm Düşüncesi” başlıklı tezde, öğretmenlerin görüşleri örnekler verilerek aktarıldı. Ders içeriklerinin bu çağın ihtiyaçlarına yanıt vermediğini belirten öğretmenler, “Öğrenciler din dersi öğretmenlerinin kuşatıcı olmasını istiyorlar. Ötekileştirici hiçbir eylem ve söylemi istemiyorlar. Öğrenciler bir kere sizi deniyorlar. İnanç konularında mesela direkt derste diyor: ‘Ben ateistim.’ Sizin o anki tepkiniz onun için bir adım. Siz eğer ‘Sen nasıl ateistsin sus, otur çarpılacaksın’ diye yaklaştığında bu çocuk zaten derse ve size karşı tamamen kendisini kapatıyor” görüşlerini iletti.
Öğrencilerin inanç problemlerinin yanında güncel konuları da din üzerinden tartıştıklarını belirten öğretmenler, İslamda kadının yeri, kadının şahitliği, bir erkeğin birden fazla kadınla evlenebilme meselesi, kadın erkek ilişkisi, kadının dövülmesi, mirasın erkekle kadına eşit bölünmemesi, kadının örtünmesi gibi konuların da derslerde tartışıldığını ve öğrencilerin eleştirilerini aktardı.
Öğretmenler, “Kadın mevzuları var. Bir erkeğin dört kadınla evlenmesi durumu var. Buna benzer mevzular başımızı ağrıtıyor. Toplumdaki yaygın konular. Derste bir konu açıyorsun hemen bu konulara geliyorlar, tepkililer. İslam kadını biraz daha alt planda tutuyor. Bazıları feminist takılıyor. Kadınlar arka planda hep kafalarında böyle bir algı var” ifadelerini kullandı.
Deizmin okullarda öğrenciler arasında etkili olduğunu düşünen öğretmenler, “Yüzde yüz. Hem de ne biçim etkili. Özellikle de nitelikli okullarda. Ben on beş senelik bir öğretmen olarak deizmin özellikle son beş yılda falan popüler olduğunu gördüm. Deizmi kimse bilmezdi biz öğretmenliğe başladığımız yıllarda. Ama şimdi mesela bu okulda bilmeyen az çıkar” görüşünü iletti.
Araştırmada öğretmenlerin “İsmi konmamış bir deizmi herkes yaşıyor. Herkesin hayatı bu ama ismi konmamış. İbadetsiz, duasız bir din var. Pasif bir deist yaşam var. Çocuklar deizmi yaşadıklarının farkında değil ama deizmi yaşıyorlar. Siz ona dışarıdan bakınca deizm diye adlandırırsınız ama çocuk ben deistim demiyor veya deizmi yaşıyorum demez. Bu konunun empoze edilen bir tarafı yok. Kimsenin öğrettiği yok. Ama çocuk otoriteden kaçıyor. Din de kontrol mekanizmasıdır. Bu kontrolden kaçmak için inancı kabul ediyor ama uygulamada eksikliği var. Moda olan bir deizmi yaşıyorlar ama deist değiller” görüşleri yer aldı.