Türkiye'de müziğe damga vuran, kitapları dünya dillerine çevrilen, filmleri iz bırakan Zülfü Livaneli, Silivri cezaevinde tutuklu bulunan Cumhuriyet gazetesinin yazar, çizer ve yöneticileri için bir yazı kaleme aldı. Livaneli, "Biliyorum ki bu özgürlük bize, karlar içinde geyikli kızağını süren pembe yanaklı Noel Baba’larla gelmeyecek. Her zaman olduğu gibi hayat kendini düzeltecek, hak ve adalet yerini bulacak, bu çektikleriniz de bir onur madalyası gibi göğsünüze takılacak. Çünkü insanların vicdanı ve adalet duygusu bir süre suskun kalsa bile, çok uzun süre kanamaya devam edemez. Sevgili dostlarım; 2017 özgürlük yılınız kutlu olsun diyorum" diye yazdı.
Zülfü Livaneli'nin Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (26 Aralık 2016) nüshasında yayımlanan '2017 özgürlük yılı olsun' başlıklı yazısı şöyle:
Değerli dostlar; Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, M. Kemal Güngör.
Öyle görünüyor ki yılbaşını mapusta geçireceksiniz. Ama yalnızlık çekmeden, ama binlerce yüreğin sizlerle birlikte attığını bilerek, ama sizi anan, size dostluk duygularını, sevgilerini yollayan kitlelerin varlığını yüreğinizde hissederek.
Hep biliriz ki bu memlekette hapse düşmenin biçimleri vardır.
12 Mart zulmünde askeri cezaevinde iken; o zaman yüksek bir yargı görevinde bulunan rahmetli babam, bir açık görüş gününde beni ziyarete geldi ve hiç unutmayacağım şu sözleri söyledi: “Üzülme oğlum, çünkü sen buraya onurlu bir biçimde, düşüncelerin yüzünden girdin. Ne yazık ki bizim ülkemiz böyledir. Düşünen insana tahammül edemez.’’
Bugüne kadar başta Nâzım olmak üzere kim bilir kaç yazarımız yeni yıla mapus damında girdi. Bir süre önce Cumhuriyet için şunları yazmıştım: "Türkiye kadar çalkantılı ve karışık dönemlerden geçen; darbelerle, diktatörlüklerle, iç savaş denemeleriyle sarsılan bir ülkede, referans alabileceğiniz, güvenilir kurumlara ihtiyaç duyulur.
Benim kuşağım için bu kurumların başında Cumhuriyet gazetesi gelmektedir. İnsan haklarına ve gerçeğe saygılı bir gazete olarak, hayatımızdaki yeri çok önemlidir. Askeri cezaevlerinde, sıkıyönetim dönemlerinde, yurtdışındaki sürgün dönemimizde Cumhuriyet gazetesi sesimiz oldu. Baskılara, ekonomik zorluklara, hatta katledilen, hapsedilen yazarlarına rağmen sistemin ezdiği insanların yanında olmaktan vazgeçmedi. Her zaman insan haklarına, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, laik devlet yapısına saygı gösterdi. Türkiye’deki demokratik, aydınlık kuşakların yetişmesinde bir okul işlevi üstlendi. Bu yüzden Cumhuriyet gazetesiyle her zaman gurur duyduk ve hep ‘bizim gazetemiz’ olarak benimsedik. Bugün de ‘İyi ki Cumhuriyet var’ diyoruz.”
Bugün aynı düşünceleri tekrarlayarak, 2017’nin bütün yazarlarla birlikte sizin için de özgürlük yılı olmasını diliyorum. Biliyorum ki bu özgürlük bize, karlar içinde geyikli kızağını süren pembe yanaklı Noel Baba’larla gelmeyecek. Onu kimse bize, renkli kurdele ile fiyonklanmış cicili bicili paketlerle hediye etmeyecek.
Her zaman olduğu gibi hayat kendini düzeltecek, hak ve adalet yerini bulacak, bu çektikleriniz de bir onur madalyası gibi göğsünüze takılacak. Çünkü insanların vicdanı ve adalet duygusu bir süre suskun kalsa bile, çok uzun süre kanamaya devam edemez.
Sevgili dostlarım; 2017 özgürlük yılınız kutlu olsun diyorum.