Mısır polisinin 14 Ocak Salı günü Anadolu Ajansı (AA) Kahire ofisine baskın düzenleyerek, 1'i Türk vatandaşı 4 çalışanı gözaltına alması üzerine gözler 2013 yılındaki askeri darbeden sonra "soğuk" bir sürece giren Türkiye- Mısır ilişkilerine çevrildi.Darbeden sonra iki ülke karşılıklı olarak büyükelçilerini çekti. Halen maslahatgüzar seviyesinde sürdürülen diplomatik ilişkilerde Kahire, Ankara'yı "içişlerine karışmakla" suçluyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Libya'daki krizi Birleşik Arap Emirlikleri ile Mısır'ın sabote ettiğini açıkladığı gün, Mısır polisinin AA Kahire ofisine baskın yapması dikkat çekti. Dört ofis çalışanını gözaltına alan Mısır'ın, gazetecileri serbest bırakması için sadece Türk Dışişleri Bakanlığı değil, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Amerika da devrede.
Mısır İçişleri Bakanlığı'nın, ofis baskınının gerekçesini "Yalan ve olumsuz haber yayılıyor. Ofiste muhalif faaliyette bulunuluyor" diye açıklaması, Ankara-Kahire hattında suların nasıl durulacağına ilişkin endişeli bekleyişleri artırdı.
Peki, Mısır polisinin baskınının ardında ne yatıyor? DW Türkçe'ye konuşan Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu, Türkiye'nin Mısır'ın da dahil olduğu Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan gibi Arap ülkelerinin içişlerine karışmasının bölgede rahatsızlık yarattığı görüşünde.
Loğoğlu "Türkiye'nin her türlü müdahalesine karşı koyuyorlar ve buldukları her fırsatta bu mesajı vermeye çalışıyorlar. AA Kahire ofisinin basılması da böyle bir mesaj" diyor.
Loğoğlu Türkiye'nin Müslüman Kardeşler'e destek ekseninde izlediği politikalar nedeniyle 2013'ten beri Mısır'la ilişkilerin bozuk seyrettiğini vurgulayarak, bu durumun acilen değişmesi gerektiğini söylüyor.
"Türkiye ile Mısır arasında önemli ticari ilişkiler var, orada iş yapan yüzlerce Türk firması var. Türkiye ihracatının büyük bir kısmı Süveyş kanalından geçer. Ama AKP iktidarı 2013'te Mursi'ye destek vereceğim diye bunları elinin tersiyle itti" diyen Loğoğlu, sözlerini "AKP iktidarı, darbeyle devrilen Mursi'yi devlet başkanı olarak tanıdığını, Sisi'yi desteklemediğini söyleyince ilişkiler bozuldu" diye sürdürüyor.
Türkiye'nin acilen Mısır'la ilişkileri düzeltmesi, Kahire'ye bir büyükelçi yollaması gerektiğini düşünen Loğoğlu, Ankara'nın böylesi bir adımının mutlaka Kahire'de olumlu karşılık bulacağını anlatıyor. Loğoğlu, "Mısır, Arap dünyasının doğal lideridir" diyor ve Türkiye'nin bölgesinde istikrar ve huzur için mutlaka Mısır'la "diyalog açılımı" yapması gerektiğini savunuyor.
Libya'daki krize çözüm arayışlarını sürdüren Türkiye'nin aslında Mısır'la diyaloga hazır olduğunu en son Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dile getirdi. "Gerekirse Mısır'la görüşürüz" diyen Çavuşoğlu'nun önümüzdeki süreçte Kahire yönetimi ile diyalogu artırmaya dönük adımlar atacağı diplomasi kulislerine yansımış durumda. Ankara için şimdi öncelik, Anadolu Ajansı çalışanlarının serbest kalması.
AA, 14 Ocak günü akşam saatlerinde Kahire ofisine gelen Mısır polisinin güvenlik kameralarını kapatıp, internet bağlantısını keserek ofiste arama yaptığını, çalışanların pasaport ve cep telefonlarına el koyduğunu duyurdu.
Ofisteki AA çalışanı Mısırlı bir kadın gazetecinin, gece yarısı serbest bırakıldığı, ancak 1'i Türk vatandaşı 4 kişinin sabah saatlerinde polis tarafından bilinmeyen bir yere götürüldüğü Ankara'ya ulaşan bilgiler arasında.
AA Kahire Ofisi Mali ve İdari İşler Sorumlusu Hilmi Balcı'nın yanı sıra Mısır vatandaşı Hüseyin el Kabbani, Hüseyin el Abbas ile Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) çalışanı Abdelselam Muhammed gözaltına alınanlar arasında bulunuyor.
AA, ajansın ve Türkiye'nin Kahire Büyükelçiliği avukatlarının, gazetecilerin neden gözaltına alındığı ve nereye götürüldüğüne dair Mısır makamlarından bilgi istediklerini ancak yanıt alamadıklarını belirtiyor.