Lokumcu Ailesi'nin avukatı Eyüboğlu: 30 yıl daha bekleriz ama adaletin peşini bırakmayız

Lokumcu Ailesi'nin avukatı Eyüboğlu: 30 yıl daha bekleriz ama adaletin peşini bırakmayız

Metin Lokumcu’nun polisin biber gazlı müdahalesi sonucu yaşamını yitirmesine ilişkin davanın altıncı duruşması sona erdi. Lokumcu Ailesi’nin avukatı Meriç Eyüboğlu, sanıkların “uçak bulamadık” gibi bahanelerle duruşmaya gelmemesini ve mahkemenin bu konuda bir şey yapmamasını eleştirerek, "11 yıldır bekliyoruz. 30 yıl daha bekleriz ama mahkemenin gelmeyen sanıkları ilişkin hukuk kurallarını işletmesi, bu tür keyfiyetlere izin vermemesi gerekir. 30 yıl daha bekleriz ama adaletin peşini de bırakmayız" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde Artvin’in Hopa ilçesine 31 Mayıs 2011 tarihinde yaptığı ziyaret sırasında yaşanan olaylarda polis biber gazı kullanmış, öğretmen Metin Lokumcu da kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmişti. Lokumcu’nun öldürülmesine ilişkin davanın altıncı duruşması, bugün Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Yargılama 1 Temmuz’da devam edecek.

"Bu davanın asıl faili şimdi değil ama er geç yargılanacak"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, duruşma sonrası yaptığı açıklamada, davanın takipçisi olacaklarını belirterek şunları söyledi:

“Değerli arkadaşlar, bir duruşmayı daha az önce tamamladık... Yine aynı tabloyla karşılaştık. ‘Duymadım, görmedim, bilmiyorum haberim yok teşhis etmiyorum tanımıyorum bu ben miyim’; tuhaf tuhaf ifadeler verilmeye devam ediliyor. Sanıklar hala tamamlanmış değil, dinlenmesi tamamlanmış değil. Geciken adalet de adalet değildir, bir de böyle bir gerçek vardır. Biz, bir an evvel bu davanın sonuçlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun için yargının üstüne düşeni daha hızlı bir şekilde yapması gerekir. Avukat arkadaşlarımız Meriç Hanım duruşmada söyledi, aylık periyotlarda görülüyordu, şimdi iki ay sonraya veya üç ay sonraya bir duruşma olacak; bunun daha kısa sürelere alınması gerektiğini düşünüyoruz. İçeride sanıklar yargılanıyor. Gelmedikleri halde de yargılanmaları devam ediyor. Ama bu davanın asıl faili, asıl sanığı şimdilik yargılanmıyor. Talimatı veren, azmettiren, emri verenin kim olduğunu herkes biliyor. Bu olayların yaşanmasına sebep olan kişinin kim olduğunu herkes biliyor. Er geç, gün gelecek o da yargılanacak. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Lokumcu davasını izlemeye devam edeceğiz, takipçisi olmaya devam edeceğiz."

"Metin Lokumcu yaşama sahip çıktığı için öldürüldü" 

HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen ise Metin Lokumcu davasının toplumsal bir dava olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Metin Lokumcu davası toplumsal bir davadır. Bu dava 10 yıl sonra açıldı, bunun nedeni de sizin çabalarınız ve mücadeleniz sonucunda olmuştur. Bir eğitim emekçisi, bir doğa savunucu bir yaşam alanı savunucusu gazla katlediliyor, dava açılmıyor ve bunları bugün her yerde görüyoruz. Ufuğun yerde süründüğü, adaletin olmadığı bir dönemde yaşıyoruz. Bugün bu davada görüyoruz ki yargılama şeklen bir yargılamadır, asli bir yargılama yoktur. Çünkü esas sanıklar ne yargılanıyor ne de 13 sanık polis huzura getirilmiyor. Bu dava, tüm davalarda olduğu gibi tek adam iktidarının herkese düşman, işçiye, emekçiye, çevre dostlarına, herkese düşman olan maalesef bir dönemi yaşıyoruz. Metin Lokumcu, yaşama sahip çıktığı için katledildi. Ama bu orada kalmadı, devam ediyor. Kaz Dağları’nda, İkizdere’de, Türkiye’nin her yerinde doğa katlediliyor."

"Bugünün tiyatrosu da buydu"

Lokumcu Ailesi’nin avukatlarından Meriç Eyüboğlu da şunları söyledi:

“Sanıklar, uçak bulamadıkları için gelemediklerini söylemeye devam ediyorlar; bugünün tiyatrosu da buydu. Bugün buraya gelmeyen Taner Ballı, İzmir’den uçak bulamadığı için gelemediğini söyledi. SEGBİS’le katılıp ifade vermek istedi. Oysa davayı takip edenler olarak hepimiz biliyoruz, bu ifadelerin SEGBİS’le alınmaması için günlerce tartışmıştık. Bu sanıkların buraya gelip huzurda ifade vermesi için 10 yıldır tartışıyoruz, dolayısıyla bir karambolle SEGBİS’le İzmir’den bağlanıp ifade vermek istedi Taner Ballı. Mahkeme bunu kabul etmedi. Neyse ki bir sonraki duruşma gelip ifade verecek. Ama duruşma 1 Temmuz’a ertelendiği için aylarca zaman kaybetmiş olduk bu keyfiyet nedeniyle. Oysa sanıkların buraya getirilmesine, buraya gelmiyorlarsa yakalama ya da tutuklama kararı verilmesini her celsedir tartışıyoruz. 11 yıldır bekliyoruz. 30 yıl daha bekleriz ama mahkemenin gelmeyen sanıklara ilişkin hukuk kurallarını işletmesi, bu tür keyfiyetlere izin vermemesi gerekir. 30 yıl daha bekleriz ama adaletin peşini de bırakmayız.

"31 Mayıs'ta yapılacak basın açıklamasından haberleri vardı"

Daha önce dinlenen sanık polislerin özellikle Hopa İlçe Emniyet Müdürü’nün, Artvin İl Emniyet Müdürü’nün iddiası, o gün Hopa’da bir basın açıklaması yapılacağından haberdar olmadıkları yönündeydi. Basın açıklaması yapmak için izne gerek yok, bildirime gerek yok, haber vermeye gerek yok ama polisler hala böyle sanıyorlar. Biz tersini söyledik 11 yıldır. Şimdi bugün, Hopa’da 31 Mayıs’ta çevik kuvvet görevlilerinin, 7 ilden gelen çevik kuvvetin amiri olan Erol Darcan dinlendi ilk kez ve aslında bir gün önce basın açıklaması yapılacağını, nerede yapılacağını, saat kaçta yapılacağını bildiklerini, Hopa İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden görevlilerle hep beraber gidip hem miting alanını hem de basın açıklamasının yapılacağı alanı gezdiklerini, kontrol ettiklerini, hazırlıkları planladıklarını söyledi. ‘Neden aynı gün aynı saatte basın açıklaması yapılıyor, yapılıyorsa neden haber verilmiyor’ gibi bir sürü iddianın asılsız olduğu ortaya çıktı."