Lüks tutkusu, ne dalgalanan kurdan ne de değişen teknolojiden etkilendi. Deloitte’nin yayımladığı “Lüks Tüketimin Küresel Güçleri 2015” raporuna göre lüks tüketim alanında faaliyet gösteren dünyanın en büyük 100 firması, 214.2 milyar dolarlık satış geliri elde etti. Bu şirketlerden her birinin ortalama satış rakamı 2.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Lüks tüketimin zirvesine 21.7 milyar dolarlık geliriyle Louis Vuitton oturdu. Onu 13.4 milyar dolarla Compagnie Financiere Richemont ve 10.9 milyar dolarla Estée Lauder takip etti.
Listede ilk on şirket arasına ABD’li tekstil firması PVH (Calvin Klein) ile Hong Kong’lu mücevher firması Chow Tai Fook da katılırken, bu firmaların listeye girmesi ile Shiseido ve Rolex sıralamada ilk 10 dışına çıktı. En hızlı büyüyen şirketlerin ilk sırasında Hong Kong’lu Michael Kors yer aldı.
Vatan’da yer alan habere göre, Türkiye’de lüks tüketimin büyüklüğü, ilk 10’daki markaların gelirini bile yakalayamıyor. Türkiye’de mevcut 5.3 milyar liralık lüks pazarı bulunuyor. Pazarın arz ve talep tarafındaki gelişmeler doğrultusunda 2018’e kadar her yıl yüzde 7’lik artışla 7 milyar liraya yükseleceği öngörülüyor.
Deloitte Danışmanlık Hizmetleri Perakende Sektörü Lideri Hakan Göl, listeye henüz Türkiye’den bir markanın da giremediğini belirterek, gelecekte yer alma potansiyellerin mevcut olduğunu dile getirdi. Deloitte Türkiye’nin, “Türkiye’de lüks sektörü: Lüksün yükselişi” adlı çalışmasına göre Türkiye birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi “Gösteriş Zamanı” fazında yer alıyor. Lüks hala ekonomik statü sembolü olarak görülüyor.
Türkiye’deki lüks pazarının büyümesini tetikleyecek unsurlar şöyle sıralandı:
- Üst gelir grubunun yaptığı harcamalar ile orta gelir grubunun ulaşılabilir lüks markalara gösterdiği talep,
- Kadınların hem iş yerlerinde hem sosyal ortamlarda çanta ve ayakkabı kategorilerini statü sembolü olarak görmeleri, aynı zamanda lüks markaların güzellik ve kişisel bakım ürünlerini kullanması,
- Ünlülerin özellikle sosyal medya ile daha da görünür hale gelmelerine paralel olarak genç kuşağın bu kişilerin satın aldıkları markalara artan ilgisi,
- Lüks markalara yönelik alışveriş merkezlerinin başta İstanbul olmak üzereİzmir, Ankara ve Bursa’da artması; Adana, Antalya, Gaziantep, Mersin gibiAnadolu şehirlerinde ise çok katlı lüks mağazaların açılması ile lüks markalarının bu şehirlerdeki tüketiciler ile buluşması,
- Türkiye’yi ziyaret eden Arap ve Rus turistlerin alım gücü,
- Düzenlenen moda festivalleri/haftaları,
- Türk dizilerinin Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa ülkeleri gibi pek çok ülkede yayınlanması ve izleyicilerin oyuncularla kendilerini bağdaştırarak, onların giyim ve aksesuarlarına ilgi duyması.
Lüks pazarının sunduğu yüksek finansal potansiyelin ve prestijin girişimcilere cazip geldiğini vurgulayan Hakan Göl, lüks marka oluşturmak için lüksün merkezlerinde markalaşma, kültür ihracı rüzgarından faydalanma ve niş segmentlere odaklanma gibi inovatif stratejilerin izlenebileceğinin altını çizdi.