Lüders: Gülen'in tek başına teşebbüs ettiğini sanmak hata

Lüders: Gülen'in tek başına teşebbüs ettiğini sanmak hata

İslam ilahiyatçısı ve yayıncı Michael Lüders bastırılan darbe girişimi sonrasında Türkiye'de beklenen gelişmeleri Deutsche Welle'ye değerlendirdi. Aynı zamanda siyasi ve ekonomik danışmanlık da yapan ve Alman – Arap derneğinin başkanı olan Michael Lüders, Wulf Wilde'nin sorularını yanıtladı.

Deutsche Welle (DW): Sayın Lüders Türkiye'nin şu anki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Michael Lüders: Görünüşe göre darbeciler hükümeti devirme hedefine ulaşamadılar. Ordu içindeki ve dışındaki hükümete yakın güçlerin durumu kontrol altına almayı başardıkları anlaşılıyor. Darbe girişiminin püskürtüldüğü söylenebilir.

Ordunun bütün halinde darbe teşebbüsüne katılmadığı görülüyor. Darbe girişiminin arkasında kimler vardı?

Darbenin arka planı ve baş aktörleri hakkında elimizde henüz bilgi yok. Ordunun sadece bir bölümünün darbe yapmaya kalkıştığı kesinleşti. Ancak ayrıntılara henüz ulaşabilmiş değiliz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iddia ettiği gibi darbenin arkasında Fethullah Gülen'in olması mümkün mü?

Erdoğan hükümetinin suçlama refleksi gösterdiği kanaatindeyim. Türkiye'de derin kökler salmış olan uluslararası örgütlenmiş muhafazakâr Müslüman Gülen hareketinin akla gelmesi normal. Gülen hareketi eskiden AKP'nin müttefikiydi. İktidar ve kaynak paylaşımı dâhil olmak üzere birçok konuda anlaşamadıkları için birbirlerine darıldılar. Erdoğan'ın her şeyi kapsayacak şekilde iktidara talip olması Gülen hareketini rahatsız etti. Almanya'da Gülen hareketine benzer bir oluşum bulunmuyor. Aynı dünya görüşünü paylaşanları devletin önemli noktalarına yerleştirmek amacıyla birleştiren bir şebekeden söz edilebilir. Darbe girişimini Gülen hareketinin tek başına darbeye teşebbüs ettiğini sanmak hata olur.

Darbecileri bu eyleme teşvik eden ne olabilir?

Ordu ve toplumun bazı bölümlerindeki Erdoğan hükümetinden duyulan memnuniyetsizlik rol oynamış olabilir. Erdoğan'ın tek adam olma hevesi, artan şiddet olaylarına ve teröre nasıl karşılık verilmesi gerektiği, Türkiye'nin güneydoğusundaki çatışmalar ve Suriye anlaşmazlığı bu nedenler arasında sayılabilir. Bu konulardaki görüş ayrılıkları ve Erdoğan ile görülecek hesapları da darbecileri bu eyleme itmiş olabilir. Ama bunların hepsi tahminden ibaret, henüz kesin bilgimiz yok.

Ordunun ya da ordunun bir bölümlünün Erdoğan'a ve AKP hükümetine karşı çıkabileceğine dair ipuçları varmıydı?

Hayır, yoktu. Erdoğan ile Genelkurmayın arası aslında iyiydi. Silahlı Kuvvetler gücünü kırdığı için, daha önceki yıllarda Erdoğan'ı hasım olarak görüyordu. Erdoğan hükümetinin iktidara geldiği 2002 yılına kadar, darbeler dâhil olmak üzere Türkiye'deki bütün siyasi kararları ordu veriyordu. Erdoğan bunu büyük ölçüde önledi, karşılığında da bazı ayrıcalıklar tanıdı. Bu bakımdan Erdoğan ile iyi geçiniyordu. Genelkurmay Erdoğan ile uyum halindeydi. Bu açıdan, darbeye kalkışılması sürpriz oldu. Üstelik iyi de hazırlanmamıştı. Darbeciler medyayı tamamen kontrol altına alamadılar. Darbenin başarıya ulaşmasının en önemli şartlarından biri de medyaya hâkim olabilmektir. Ayrıca ordunun mütereddit kanadı da ikna edilememiştir.

Erdoğan aynıgece tatilden başkente döndü. Bu oldukça riskliydi. O saatte darbe girişiminin püskürtüleceğinden emin olabilir miydi?

Döner dönmez bir konuşma yaparak durumun istikrara kavuştuğu sinyalini verdi. Darbelerde devlet başkanının görünmesi önemlidir. Taraftarlarına, ‘buradayım, bana güvenebilirsiniz', diyebilmek açısından önemlidir. Ama riskli bir davranıştır. Helikopterle uçtuğunda saldırıya uğramayacağından emin olamaz.

Taraftarları darbecilere karşı çıktılar. Erdoğan bundan pozisyonunun daha da güçlendiği sonucunu çıkararak, demokrasiyi daha da kısıtlamaya kalkışabilir mi?

Başarısız darbe teşebbüsünün ardından Erdoğan bütün hasım ve karşıtlarının üzerine daha fazla gidecektir. Dün ve bugün onu ve onun hükümet edişini eleştirmiş olanlar vatana ihanet şüphelisi durumuna düşürülecektir. Türkiye'de bir temizlik hareketi başlatılacaktır. Erdoğan karşıtları devlet hizmetinden uzaklaştırılacaktır. Sonuç olarak darbe Erdoğan'ın mutlak iktidarının güçlenmesine yarayacaktır.

Darbe teşebbüsünün Avrupa, NATO ve İŞİD ile mücadele üzerindeki etkisi ne olacaktır?

Herhangi bir değişiklik olacağını sanmıyorum. Darbe girişimini kınayan Başkan Obama ve Başbakan Angela Merkel de Erdoğan'a dayanışma göstermiş olması dolaylı olarak onun elini güçlendirecektir. Bu bakımdan Türkiye'nin politikaları bütün parlayan ve gölgede kalan yönleriyle devam edecektir.