LVZ: Dünyanın güçlü kadınlara ihtiyacı var

LVZ: Dünyanın güçlü kadınlara ihtiyacı var

Mannheimer Morgen gazetesinde yer alan yorumda Almanya'nın kadın erkek eşitliği konusunda bir dizi ilerleme sağlamakla birlikte henüz eksiklerin olduğuna dikkat çekiliyor:

"Dünya Kadınlar Günü'nde aykırı durumlara dikkat çekilecek, bugün bile. Geçen yüzyılda en azından Almanya'da çok şey yapıldı ama kadınla erkek arasındaki yüzde yüz eşitlik hâlâ yok. Gelirlerin denk hale getirilmesi, daha fazla kadının kariyer fırsatına sahip olması ve çocuk izni ya da yarı zamanlı çalışma nedeniyle yaşlılıkta yoksulluğa düşmemesi için aile ile iş arasında gerçeğe yakın ve esnek bir uyum… Bunlar Almanya'da daha da iyi hale getirilmesi gereken konulardan sadece bazı örnekler. Ancak bu sorunlar başka ülkelere bakıldığında orantısal olarak küçük görünüyor. Cinselleşmiş savaş şiddeti ve ayrımcılıkla mücadele edilmek zorunda. Siyaset kurumu, kadınla erkek arasındaki eşitliği kategorik olarak reddeden ülkelerle daha güçlü bir biçimde diyaloga girmeli. Kadınlar hayatları üzerinde karar hakkına sahip olmadıkları müddetçe bu kötü durumlara da yılda en azından sadece bir gün dikkat çekilecek.”

Regensburg'da yayımlanan Mittelbayerische Zeitung basının kadınlarla ilgili haberlere yer verme konusunda eksik kaldığını vurguluyor:

“Kadınlara dair her üç haberden biri Almanya Başbakanı ile ilgili. Ekonomi konularındaki haberlere baktığınızda kadın uzmanların erkek uzmanlara oranı 1'e 12. Medya temsilcileri için iğneyi kendine batırmak ve kadınlar hakkında, kadınlarla ilgili daha çok aktarmak için bu bir neden. Dünya Kadınlar Günü'nde bir girişim, sadece bir ilk adım değil aynı zamanda da bir işaret olur. Eğer kadınların öyküleri anlatılmamış olarak kalırsa bu büyük bir sorundur ve topluma da etkisi olur. Kadınlar medyada kendinden menkul bir şekilde mevcudiyet bulamazsa, hayatımızın bütün resmi de gösterilmemiş olur. Elbette kadınlarla ilgili sorunlar gereksiz hale gelmiş olsa güzel olurdu. Ancak henüz oraya varmış değiliz.”

Leipziger Volkszeitung 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili yorumunda "Dünyanın güçlü kadınlara ihtiyacı var” diyor:

"Çağımızın büyük yeni zorluğu, dünya çapında gittikçe daha fazla popüler hale gelen güçlü adam siyaseti. Trump, Putin ve Erdoğan gözlerimizin önünde kimin daha büyük bir maço olduğuna dair bir yarışma yapıyorlar. Bu katlanması özellikle zor tip adamın karşısına ne konmalı? Merhametli bir kota düzenlemesi mi? 80'li yıllarda şarkıcı Ina Deter şarkısında ‘Ülkenin yeni erkeklere ihtiyacı var' demişti. Bugün slogan şöyle olmalı: Dünyanın güçlü kadınlara ihtiyacı var.”

Avrupa Adalet Divanı, AB ülkelerinin sığınmacılara “insani vize” vermek zorunda olmadığına hükmetti. "İnsani vize" sığınmacıların vize alarak Avrupa Birliği'ne gelmeleri ve iltica başvurusu yapabilmeleri için önerilmişti. Mahkemenin hükmüyle ilgili Frankfurter Rundschau'da yorumda şu ifadelere yer veriliyor:

"Avrupa Adalet Divanı'nın insani vize ile ilgili hükmünün anlamı şu: Avrupa iltica sistemi sadece insan hayatını tehlikeye atan yollar üzerinden Avrupa'ya ulaşabilenlere faydalıdır. Zira Avrupa iltica sistemi öncelikle güzel konuşmalarda işlevli olduğu için, Avrupa insan hayatı açısından tehlikeli girişleri daha da tehlikeli hale getirmek için her şeyi yapıyor. Birkaç hafta önce Adalet Divanı hukuk sözcüsü açık yürekli olmaları ve Avrupa sınırlarındaki uğraşı bir adımla sona erdirmeleri için Avrupalılara yalvardı. Avrupa Birliği ülkelerinden büyükelçiliklerinde insani vize düzenlemelerini talep etti. Vizelerin verilmesi Avrupa Birliği yönetmeliğince düzenlenmiş olduğu için Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı yani iltica yasasının geçerli olduğunu belirtti. Bu, hukuki açıdan isabetli ve insan hakları açısından inandırıcıydı. Ama bu, her koşulda kaçınılmaya çalışılan şeyin korunması anlamına geliyordu: Sığınmacıların korunması.”

Stuttgarter Zeitung'da yer alan yorumda ise Avrupa Adalet Divanı'nın kararı olumlu değerlendiriliyor:

"Eğer Avrupa Adalet Divanı farklı bir karar alsaydı, bu karar büyük bir deprem etkisi yaratacaktı. Sığınmacılara insani vize hakkı verilmediği için Avrupa iltica politikası ilk elde bir çöküşten korunmuş oldu. Hüküm son derece şekilci bir biçimde gerekçelendirilmiş olabilir ama aynı zamanda da doğru. Avrupa Adalet Divanı'nın kararı tartışmayı hızlı, olgusal ve yapıcı bir biçimde ilerletmek için verilmiş bir görev olarak düşünülebilir. İlticayı sağlayan mevcut yasalar tatmin edici değil.”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun