Macaristan genel seçim için sandık başında

Macaristan genel seçim için sandık başında

Macar halkı bugün yeni milletvekillerini belirlemek üzere sandık başına gidiyor. Yaklaşık 9,7 milyonluk nüfusa sahip Macaristan'da 8 milyon seçmen, 199 sandalyeli Macaristan Ulusal Meclisinin yeni üyelerini belirlemek üzere oy kullanmaya başladı. Seçmenler, saat 19.00'a kadar oy kullanabilecek.

Toplam 199 sandalyeli Macaristan parlamentosunda 106 milletvekilli en çok oy alan adayın kazandığı dar bölge sistemine göre belirleniyor. Dar bölge sisteminde, ilk turda en yüksek oyu alan aday milletvekili oluyor. Geri kalan 93 milletvekili ise partilerin listesinden oy oranına göre belirlenecek.

Seçmenler, 23 parti ve 1500 bölgesel aday arasından tercihte bulunabilecek.

Jobbik anketlerde ikinci parti

Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, 8 Nisan'da düzenlenecek olan seçimlerde, şu an da hükümette bulunan Fidesz (Macar Yurttaş Birliği) ve Hristiyan Demokratik Halk Partisi (KDNP) koalisyonun yaklaşık yüzde 45 oyla birinci geleceği tahmin ediliyor.

2014 yılındaki seçimleri üçüncü sırada bitiren Macaristan Jobbik Partisinin ise yüzde 20 civarında oy alarak ana muhalefet partisi olması bekleniyor. Ana muhalefette bulunan Macaristan Sosyalist Partisinin (MSZP) seçimlerde yaklaşık yüzde 15 oy alarak üçüncü, Demokratik Koalisyonu (DK) yüzde 8 ile dördündü, Macar Yeşiller Partisinin ise yüzde 7 ile beşinci sırada bitirmesi öngörülüyor.

199 sandalyeye sahip Macaristan Ulusal Meclisine 5 partinin yüzde 5'lik barajı aşarak girmesi bekleniyor.

Macaristan'da seçim kampanyasının ana konusu sığınmacılar ve İslam

Nüfusunun sadece yüzde 0,2'sini Müslümanların oluşturduğu Macaristan'daki parlamento seçimlerinin ana konusu sığınmacılar ve İslam.

Macaristan'da Başbakan Viktor Orban başta olmak üzere birçok hükümet yetkilisi, Avrupa'nın sığınmacılar tarafından istila edildiğini, kiliselerin kapatılarak yerlerine camilerin açıldığını, sığınmacıların yaşadığı bölgelerde kendi kanunlarını yürürlüğe koyduğunu iddia ediyor.

Sığınmacıların "Avrupa'yı işgal ettiği", "Hristiyanlık değerlerini tehdit ettiği" gibi argümanlar kullanan Orban, sığınmacıları kabul etmek istemediklerini yaptığı çeşitli açıklamalarla dile getirmişti.