Macaristan'da seçimler öncesi 'Türkiye, İslam ve Allah' tartışması

Macaristan'da seçimler öncesi 'Türkiye, İslam ve Allah' tartışması

"Yanlışa cesurca karşı gelen ve Allah'tan başka hiç kimseden korkmayan Atilla'nın torunlarıyız." Macar milliyetçiliğini savunan Jobbik partisi lideri tarafından bundan dört yıl önce Türkiye'de ve Türkçe olarak söylenen bu cümleler Macaristan'da son dönemlerin en büyük seçim kampanyası malzemesi oldu.

Jobbik partisi, 2018 yılının Nisan ayında gerçekleşecek olan genel seçimlerde kamuoyu yoklamalarına göre sandıktan ikinci parti olarak çıkacak ve ana muhalefet partisi konumuna yükselecek.

Bu da Jobbik'in iktidardaki Fidesz'in en büyük rakibi haline geldiğini gösteriyor ve işte bu nedenle de hükümete yakın medya, seçim kampanyasının ilk maddesine Jobbik ile ilgili iddiaları oturtuyor.

Hükümete yakın görsel ve yazılı medya son zamanlarda şu iddiayla yankılanıyor:

"Jobbik lideri Gabor Vona, aslında Müslümanlığa geçti. Allah'a inanır oldu. Müslüman dünyanın daha iyi bir geleceğe sahip olduğunu düşünüyor ve Macaristan'ın yüzünü Batı'dan Doğu'ya çevirip Türkiye ile stratejik ortaklık kurmasını öneriyor."

https://www.youtube.com/watch?time_continue=7&v=iuLCoSRF8Xs

Milliyetçi Jobbik partisi Türkiye ile ve Türk ulusu ile sıkı ilişkilerde olduğunu hiç saklamadı. Türk milliyetçileri gibi "Turancı" bir parti olan ve yine Hunları, Türklerle birlikte ortak ata olarak gören Gabor Vona çok kez Türkiye'ye gitti ve hem hükümet çevreleriyle ve hem de ideolojik olarak çok yakın olduğu MHP çevreleriyle toplantı ve görüşmeler yaptı.

Dört yıl önceki toplantılardan birinde Gabor Vona yukarıdaki 'meşhur' cümleleri söyledi ve hatta daha sonra katılımcılarla birlikte 'bozkurt selamı' da verdi.

Gabor Vona, Türkiye'yi uzun vadeli dostluğun inşa edilebileceği bir ülke olarak görüyor ve Türklerle Macarların ortak tarihinin değerini vurguluyor.

Müslüman toplumları öven ifadeler kullandığını da inkar etmiyor. Ancak Vona, bunların Amerika Birleşik Devletleri'nin ve Batı'nın Orta Doğu'da hegemonyasını açık bir şekilde hissettirdiği şu dönemde bir siyasi stratejinin yansıması olarak görülmesi gerektiğini söylüyor.

Jobbik liderine karşı iddialar sadece basında yer almıyor. Seçim kampanyası döneminde bu iddialar insanlara telefon mesajlarıyla iletilir hale geldi.

Jobbik ise iddiaların "kasıtlı" olduğunu söyleyip mahkemeye başvurdu.

Geçtiğimiz günlerde sonuçlanan davada mahkeme Jobbik'e hak verdi. Haksız ve mesnetsiz bulduğu iddiaları gündeme getiren basın organları para cezasına çarptırıldı.