Yalçın Akdoğan
(Star, 12 Mart 2012)
Madımak’tan bugüne uzanan oyun
Siyasi tezgah ve provokasyon mahsulü olan kanlı olaylar, adi suç ve asayiş meseleleri gibi değerlendirilemezler. Aydın/gazeteci suikastlarıyla ilgili yargılamalardaki tetikçi cezalandırmaları, bu yüzden bir türlü toplumun adalet duygusunu tatmin etmez. Gazi, Maraş, Başbağlar, Çorum, Sivas olayları gibi tezgahlar siyaset mühendisliğinin parçalarıdır. Nitekim 28 Şubat’a giden süreçte gerçekleşen Madımak ve Gazi olayları derin hesapları, kirli ilişki ve işbirliklerini göstermiştir. Sivas’tan 3 gün sonra gerçekleşen ve PKK’nın intikam eylemi olarak adlandırdığı Başbağlar katliamı terör örgütünün de bu tezgahın parçası olduğunu göstermektedir. Madımak’la ilgili gelişmelerin toplumsal vicdanı kanatmaya devam etmesi, daha derin bir ameliyatı, daha derin bir sorgulamayı gerekli kılmaktadır. Tahrike kapılan ve kullanılan aktörler üzerinden süreci değerlendirmek büyük resmi gözardı etmek anlamına gelir.
Öncelikle şu hususu vurgulamak durumundayız: Madımak’ta ve o günlerde gerçekleşen bu tür olaylarda insanların vahşice katledilmesi büyük bir zulümdür, alçakça bir gaddarlıktır. Yaşam hakkı dini, mezhebi, etnik kökeni ne olursa olsun herkes için kutsaldır. Mazlumun veya zalimin aidiyeti üzerinden yapılan her türlü okuma yeni haksızlıklara kapı açar. Biz, kim olursa olsun mazlumdan yana, kim olursa olsun zalime karşı olmak durumundayız. Masum insanların, siyasi tezgahlarla tehdit ve tehlike olarak gösterilmesinin veya adil olmayan yargılamalarla haksızlığa uğramasının da eleştirilmesi gerekir.
Adalet duygusuna yönelik güven oluşmamasının sebebi, öncelikle bu olayın gerçek faillerinin bulunduğuna ve cezalandırıldığına dair bir kanaatin oluşmamasıdır. 131 kişinin yargılandığı bu davada 34 kişi ağırlaştırılmış hapis (idamdan dönüştürülen), 1 kişi 20 yıl, 1 kişi 15 yıl, 3 kişi 14 yıl, 1 kişi 11.5 yıl, 36 kişi 7.5 yıl, 1 kişi 6 yıl, 2 kişi 5 yıl hapis cezası almıştır. 5 sanık hakkında zaman aşımı nedeniyle dava düşürülmüştür. Sanıklar, eski TCK’nın 146/1 ve 146/3 maddelerinden yani anayasal düzeni değiştirme suçundan ceza almışlardır.
Olayı tertipleyenler, tezgahlayanlar, provoke edenler ortaya çıkarılmamıştır. Siyaset mühendisliğine soyunarak Alevi-Sünni çatışması oluşturmak veya irtica tehlikesi varmış gibi göstermek isteyen odaklar ve çeteler deşifre edilmemiştir. O dönem iktidar ortağı olan sol parti ne olayın gerçekleşmesini engelleyebilmiş, ne de bu kirli tezgahı aydınlatma becerisi gösterebilmiştir.
Bu hazin olayın gerçekleşmesine gözyumanlar, ihmali ve hatası olanlar, süreci gerektiği gibi yönetemeyen kamu idarecileri hakkında gereken işlem yapılmamıştır.
Adil yargılama konusundaki tatminsizliğin bir sebebi de siyasi cezalandırma şeklinde gerçekleşen davada masum birçok kişinin mağdur edilmesi ve yeni haksızlıkların yaşanmasıdır.
Madımak olayı üzerinden dindar camiaya ve AK Parti’ye yönelen haksız eleştiri ve saldırılar masum insanları diri diri yakmaktan farklı değildir. İslami kesimin veya AK Parti’nin bu olaya kompleksle, suçluluk psikolojisi ile yaklaştığını söylemek, bu kesimlere yönelik ithamlarda bulunmak, adeta İslam’a fatura kesmeye çalışmak büyük bir ayıptır. Karanlık odakların ve çetelerinin tezgahının ayıbı niçin dindar camiaya bulaşsın, SHP-DYP koalisyonunun ihmal ayıbı niçin AK Parti iktidarına uzansın, adil yargılama sergileyemeyen yargının ayıbı niçin hükümete yıkılsın? Dersim veya Madımak, İslami düşüncenin sebep olduğu bir mezalim midir? Ermenilere, Alevilere, Kürtlere veya herhangi bir toplum kesimine yönelik insanlık dışı olaylar İslam düşüncesinden veya dindarlardan mı sudur etmiştir?
O gün Alevi-Sünni çatışması çıkarmak isteyen ve bir irtica tehlikesi üretmeye çalışan zihniyetin devamının bugün İslam ve AK Parti düşmanlığı şeklinde hortlatılması ne kadar manidardır. Bu nasıl bir kindir ki, mesele getirilip İslam düşüncesine ve AK Parti’ye dayandırılmaktadır? Dindar nesli suçlu ilan eden, Müslümanların özür dilemesini isteyen, AK Parti’nin siyasi tasavvurunu fail gibi gösteren yazarlar, bu kanlı tezgahı planlayanların mühendisliğine niçin hizmet ediyorlar, niçin onların bugünkü uzantısı gibi davranıyorlar? O gün Madımak’ta başarılamayan bugün mü başarılmak isteniyor?
Zaman aşımı konusunda 2005 yılında AK Parti bir düzenleme yapmış ve bunu 45 yıla çıkarmıştır, ama yargı olay esnasındaki kanunu esas alarak böyle bir karar vermiştir. Bu arada zaman aşımına uğrayan “Hayata Dönüş operasyonu”, “Dev-Yol davası”, “Cem Uzan’ın kontör davası”, “Kemal Türker davası”, “OYAK yöneticileri davası” gibi yüzlerce dava bulunmaktadır. AK Parti’nin gerçekleştirdiği yargı reformu sayesinde zaman aşımı dosya sayısı önemli oranda düşmüştür. Yapılan düzenlemelerle bu sorunun birkaç yıl içinde tamamen ortadan kalması hedeflenmektedir.
Evet Madımak kara bir lekedir, ama bunu leke sadece gerçek faillerin, tertipçilerin, olayı engellemeyenlerin, adil bir yargılama yapamayanların değil, bugün büyük toplum kesimlerine haksız suçlamalar yapanların üzerine de yapışan bir lekedir.