T24 - Ankara Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, Madımak Davası sanıklarından firari sanık Cafer Erçakmak dışındaki 6 sanık yönünden davanın 15 yıllık zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle düşmesini talep etti. Savcı Yüksel, “Eylemler anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs amaç ve stratejisi doğrultusunda ve bir organizasyon dahilinde gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır” dedi. Mağdur tarafın avukatı Şenal Sarıhan ise savcının görüşleri karşısında insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı olmayacağı yönünde mütalaa vereceklerini söyledi.
1994’te açılan Madımak katliamı davasının görülmesine Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Mahkeme Başkanı Selahattin Türkeli, yokluğunda tutuklama kararı bulunan sanık Cafer Erçakmak’ın henüz yakalanamadığını, Sivas Emniyet Müdürlüğü’nden gelen yazıda yakalama çalışmalarının devam ettiğinin bildirildiğini açıkladı. Duruşmada Savcı Hakan Yüksel, davaya ilişkin esas hakkındaki mütalaasını sundu.
Mütalaasında olayların nasıl başladığını anlatan Yüksel, olaydan önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve dayandığı temel ilkelere karşı açıklamaları da kapsayan bildiriler dağıtıldığını ve olay sırasında sürekli olarak atılan sloganların ayniyet gösterdiğine dikkat çekerek, “Bu eylemlerin anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs amaç ve stratejisi doğrultusunda ve bir organizasyon dahilinde gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır” dedi.
Yüksel, 7-8 saatlik uzun bir zaman sürecinde topluluğun cumhuriyet ve laiklik ilkelerine aykırı biçimde “şeriat gelecek, zulüm bitecek. Cumhuriyeti burada kurduk, burada da yıkacağız” şeklinde slogan attığını anımsatarak, olayda kullanılan cebir ve icra hareketlerinin cumhuriyetçilik ve laiklik ilkelerinin ortadan kaldırılmasına yönelik bulunduğunu tüm açıklığı ile ortaya koyduğunu kaydetti.
Hakan Yüksel, sanıkların eylemleri değerlendirildiğinde, Cafer Erçakmak’ın eyleminin 765 sayılı TCK’nin 146/1 maddesindeki “anayasayı cebren değiştirmeye teşebbüs etme” suçunu oluşturduğunu belirterek, “Bu suça ilişkin zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bugüne kadar hakkında verilen yokluğunda tutuklama kararının infazı edilmemiş olması karşısında diğer sanıklar yönünden yargılamanın daha fazla sürüncemede kalmaması için öncelikle sanık Cafer Erçakmak hakkında verilen yokluğunda tutuklama kararının devamına, ayrıca hakkındaki evrakın tefriki (ayrılması) ile başka bir esas kaydedilmesi gerekir” dedi.
Yüksel, sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca, Yılmaz Bağ (2004’te öldü) ve Necmi Karaömeroğlu’nun eylemlerinin ise 765 sayılı TCK’nin 146/3 maddesi kapsamında anayasal düzeni zorla bozmaya iştirak suçunu oluşturduğunu kaydederek, bu suça ilişkin olağanüstü zamanışımı süresinin 765 sayılı TCK gereğinde 15 yıl olduğunu savundu. Suç tarihinin 2 Temmuz 1993 olduğu dikkate alındığında 2 Temmuz 1998 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğunun anlaşıldığını savunan Yüksel, bu nedenle 6 sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti de duruşmayı taraf avukatlarının savcının esas hakkındaki müalaasına karşı beyanda bulunmaları için 18 Ekim’e erteledi.