Hürriyet yazarı Sefer Levent, mağazaların vitrinlerinde yer alan indirim kampanya bilgilerinin birçoğunun "kandırmaca" olduğunu belirterek "Çok net bir şekilde söylemek isterim ki, birçok mağaza indirim oyunlarıyla vatandaşı ciddi şekilde kandırmaya çalışıyor. Vergisini ödeyip, vaat edilen indirim oranıyla ürün aldığını sanan çoğu tüketici ne yazık ki aldatılıyor" diye yazdı.
Sefer Levent'in Hürriyet gazetesinin bugünkü (24 Aralık 2016) nüshasında yayımlanan 'İndirim oyunları' başlıklık yazısı şöyle:
Birçok mağaza indirim oyunlarıyla vatandaşı ciddi şekilde aldatıyor. Vergisini ödeyip, vaat edilen indirim oranıyla ürün aldığını sanan çoğu tüketici ne yazık ki kandırılıyor. Bu hem onlara haksızlık, hem de gerçekten işini dürüstçe yapmaya çalışan tüketici dostu mağazalara, esnafa.
Yılın son günleri yaklaşırken bir tarafta hafiften de olsa hissedilir derecede bir ekonomik durgunluk bir tarafta da yılbaşı alışveriş heyecanı var. Geçtiğimiz hafta alışveriş merkezlerini, caddeleri şöyle bir dolaştım. Bir hafta kalmasına rağmen yılbaşı alışverişlerinin daha önceki yıllara göre düşük tempoda seyrettiğini söyleyebilirim.
Özellikle yıl sonlarında mağazalar indirim kampanyaları düzenler. Amaç hem elde kalan malları bitirip yeni modellere yer açmaktır, hem de yılı iyi bir ciroyla kapatmak. Bu yıl belki de durgunluğunda etkisiyle indirim kampanyaları iyice abartılı boyutta. Mağaza vitrinlerinde devasa anonslar dikkat çekiyor. Yeni gözde YÜZDE 70 indirim.
Ben de bu hafta bu indirim anonslarını mercek altına aldım. İstanbul’daki büyük bir alışveriş merkezinin (AVM) yolunu tuttum. Daha bu AVM’ye varmadan yol kenarındaki bir spor mağazasının duvarlarına asılmış devasa afişler ilgimi çekti. Aynen şöyle yazıyordu: “% 70, % 60, % 50 BAŞLAYAN İNDİRİMLER...” Ne anlarsınız bu afişten. Ben her üründe en az yüzde 50 indirim olduğu düşüncesiyle mağazanın içine girdim. Ürünleri incelemeye başladım. Bazı ürünler tek fiyata örneğin 30 TL’ye satılıyordu. Bu ürünlerin orijinal fiyatını sordum. Görevli, “40-50 lira falandı” dedi. Daha pahalı ürünlere yöneldim. Etiketlerinde 100-150 TL yazıyordu. Bu fiyattan satıldıklarını öğrendim.”İndirimli mi bunlar”diye sordum. “Evet” dedi. Orijinal fiyatlarını sordum. Kızdı; “Ne yapacaksın” diye sordu. Afişteki yüzde 70 indirim anonsunu hatırlattım. “Hangi ürün yüzde 70 indirimli” diye sordum bu kez. Daha da kızdı; “Hepsi indirimli bunların” dedi.
Yüzde 50-60-70 indirimli ürün sattığını vaat eden mağaza hiçbir ürünün gerçek fiyatını açıklamıyordu. Oysa vatandaşın kıyaslama yapabilmesi ve gerçek anlamda indirim oranını öğrenebilmesi için ürünlerin gerçek fiyatını bilmeliydi.
O mağazadan ayrıldım. Dev AVM’ye ulaştım. Daha içeriye girer girmez bir gözlük satış mağazası dikkatimi çekti. Yüzde 70 indirim anonsu yine ta gözümüzün içine sokulmuştu çünkü. Görevliye yüzde 70 indirimli gözlükleri sordum. Duvarda boydan boya kaplı bir tezgahı gösterdi. Burada satılan gözlük camlarındaki sarı ‘70’ etiketi yüzde 70 indirim anlamına geliyordu. Bir gözlüğü elime aldım. Yandaki barkotta satış fiyatı 1040 lira olarak anons edilmişti. Görevli hesap makinesi yardımıyla gözlüğe ödeyeceğim fiyatı açıkladı: “312 TL.” Hemen yanda indirimsiz fiyata satılan aynı markanın benzer gözükleri dikkatimi çekti. Fiyatları 350-400 TL aralığındaydı. 1040 TL orijinal fiyatı olduğu söylenen gözlüğün indirim kampanyası öncesindeki satış fiyatının 1040 TL mi olduğunu sordum bu kez. Görevli önce gözlüğün 15 gün önce geldiğini söyledi. Daha sonra da bir süredir yüzde 30 indirimde olduğunu. Daha sonra hep indirim yaptıklarını... Oradan da ayrıldım.
Yolum bu kez bir ayakkabı mağazasına düştü. Mağazanın dışında indirim anonsu dikkat çekiciydi. Son zamanların gözde bir spor ayakkabı markasını indirimle satıyordu. Yan yana iki bölüm vardı. Bir tarafta indirim vardı bir tarafta yok. İşin ilginci iki tarafta satılan da aynı modeldi. Etiketleri inceledim. İndirimli tarafta bir ayakkabının 315 TL’lik fiyatı çizilip 285 TL’ye düşürülmüştü. İndirimsiz tarafta aynı ayakkabının değişik bir rengi zaten 285 TL’ye satılıyordu. Farkı sordum. İndirim yapılan taraftakilerin deri olduğunu söyledi görevli. Oysa elimde tuttuğum iki ayakkabı da süetti!
Ayakkabı mağazasından iç çamaşırı satan bir mağazaya yöneldim bu kez. Vitrininde “yüzde 50’ye varan” indirimleri olduğunu öne sürüyordu. Görevliye doğrudan yüzde 50 indirimle hangi ürünün satıldığı sordum. “Yüzde 50 indirim var demedik ki yüzde 50’ye varan diyoruz” diye gülümsedi. “Ben işte ben o ‘varan’ı soruyorum. Hangi ürün” dedim. “Yok, kalmadı” cevabını aldım.
Birçok mağazada benzer şeyler yaşadım. Anonslar ve etiketler birbiriyle örtüşmüyordu. Ancak bir mağaza diğerlerinden oldukça farklı bir indirim yaklaşımı getirmişti. O da dikkatimi çekti. Vitrinine kocaman bir tabela asmıştı. Aynen şöyle yazıyordu: “Yüzde 70 net indirim. Sadece 4 gün.”
İçeriye girdim. Güzel tasarlanmış şık deri ayakkabılar vardı. Birini aldım. Üzerinde bir beyaz bir yeşil etiket vardı. Beyaz etikette 299 TL, yeşilde 90 TL yazıyordu. Satıcı geçerli olanın yeşil etiket olduğunu belirtti. Yalnız etiketlerde dikkat çekici başka bir ayrıntı vardı. Üst üste birden fazla etiket yapıştırılmıştı. Bir başka müşteriyle ilgilenirlerken etiketleri kaldırmaya başladım. Yeşil etiketten üst üste 4 tane beyazdan 2 taneyle bir ayakkabı da tam 6 etiket vardı aslında. Ayakkabının hem orijinal fiyatı hem de indirimli fiyatı defalarca değiştirilmişti. Anlaşılan yüzde 70 indirim yapılacağı zaman önce orijinal fiyat 249 TL’den 299 TL’ye çıkarılıyor, indirim oranı azaltılınca da tersi yapılıyordu. Yeşil etiketlerin adedi de sonuçta o ayakkabının aslında hiçbir zaman beyaz etiket fiyatından satılmadığını gösteriyordu.
Fiyatını cesurca sergileyen, indirim kampanyalarında vatandaşı bilgilendiren, indirim oranlarını, orijinal etiketlerini şeffaf bir şekilde ürünlerin üzerinde paylaşan mağazalar da vardı. Onları tenzih ediyorum. Ama çok net bir şekilde söylemek isterim ki, birçok mağaza indirim oyunlarıyla vatandaşı ciddi şekilde kandırmaya çalışıyor. Vergisini ödeyip, vaat edilen indirim oranıyla ürün aldığını sanan çoğu tüketici ne yazık ki aldatılıyor.
Bu hem onlara haksızlık, hem de gerçekten işini dürüstçe yapmaya çalışan tüketici dostu mağazalara, esnafa haksızlık. Bu konuda gerekli denetimlerin yapılması, tüketicinin aldatılmaması için tedbirler alınması gerçeğini bir tarafa bırakıyorum, vatandaşları uyarmak istiyorum. Önce siz kendinizi koruyun ve lütfen yukarıda yer alan ‘bunlara dikkat edin’ bölümünü okuyun.
- Alışveriş yaparken zihnimizde bir rakamı referans alır ve değerlendirmelerimizi bu rakama göre yaparız. Buna çapalama ve ayarlama denir. Bu mekanizma, özellikle indirimli satışlarda devreye girer: İndirim öncesindeki fiyatları temel alır ve ortaya yeni çıkan fiyatı bir fırsat olarak görürüz. Ama gerçek her zaman böyle değildir.
- Asıl fiyatların üstünün çizilerek indirimli fiyatların çalakalem ve büyük yazılması, müşteride bir fırsat yakaladığı algısını güçlendirir.
- Markalı güneş gözlükleri gibi bazı pahalı ürünler, hemen her zaman yüzde 30-35 indirimle satılır. Böylece alıcı, hemen hemen hiç uygulanmayan indirimsiz fiyattan yola çıkıp zihninde çok yüksek bir noktaya attığı çapa nedeniyle indirimle aldığı ürüne çok daha büyük bir değer atfeder, kendini kârlı görür.
- İndirimli satışlarda sunulan fırsatlar, çoğu kez gösterilmeye çalışıldığı kadar önemli değildir. Önemli olan ürüne sizin biçtiğiniz fiyat ve o an geçerli olan fiyatıdır.
- Fiyat ile değer arasında doğrudan bir bağlantı olmadığını, çoğu zaman değer algımızın çarpıtılarak fiyatlarla oynandığını sakın unutmayın.
- Yapılan indirim oranını, aldığınız ürünün orijinal fiyatını net bir şekilde bilmek hakkınız. Size sunulan fiyatlarının doğruluğunu mutlaka araştırın. Bunun için başka mağazalar ya da online satış yapan alışveriş siteleri sizin için önemli bir referans olacaktır.