Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eski danışmanı Etyen Mahçupyan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP'nin kongresine müdahale ettiğini ve yaptığı müdahaleyle “ne kadar vazgeçilmez olduğunu” gösterdiğini söyledi.
CNN Türk’te Şirin Payzın’ın konuğu olan Mahçupyan, hafta sonu gerçekleştirilen AKP kongresini değerlendirdi. “Şimdiye kadar doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın etkisi vardı. Şu anda alana müdahalesi şeklinde yaşandı. Biraz serbest bıraktı AK Parti'yi. Neler olacağını görmek istedi, gördü ama gördüğü şey onun müdahalesini gerektiren bir durum yarattı" diyen Mahçupyan, bunun üzerine de Erdoğan'ın müdahalede bulunduğunu söyledi.
AKP'de güçlü bir liderden sonra ilk kez nasıl bir sistemin kurulacağının merak konusu olduğunu söyleyen Mahçupyan, “O partinin bunu nasıl becereceği’ diye bir soru vardı. Orada bir gerilim doğdu parti içerisinde” diye devam etti. Gerilime Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müdahale ettiğini açıklayan Mahçupyan, “Müdahalesiyle de aslında ne kadar vazgeçilmez olduğunu gösterdi” diye konuştu.
Mahçupyan, “gerilim”in ne olduğunu sorusuna, "Başta Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun verdiği bir MKYK listesi vardı. O liste parti sosyolojisinde bir tepki uyandırdı. Bu, Başbakan’a karşı bir tepki olarak ortaya çıkınca… Tam da seçimlere bir 1,5 ay kalmış ve kongreye tek adayla gitme niyetinde olan bir partide bu bayağı bir problem demek… Dolayısıyla da müdahale edildi” yanıtını verdi.
Parti içerisinde herkesin kişisel beklentileri olduğunu ve bunun da gerilimlere sebep olabileceğini belirten Mahçupyan, Davutoğlu'nun danışmanlıktan geldiğini ancak teşkilatla daha iç içe olan belirli kadroların başka beklentileri olduğunu söyledi. Mahçupyan, şöyle devam etti:
"Davutoğlu çözmeye kalksa belki çözebilirdi ama daha açık gerilimlerin yaşanması mümkün olacaktı, herkesi memnun etmek mümkün olmayacaktı. Belki de seçime gidilmiyor olsa böyle olurdu ancak kimse bu maliyeti taşımak istemedi.
Partinin bir yaşanmışlığı var. Bütün insanların kendi siyasi karakterleri ve amaçları var. Bir liste yaptığınızda bir bölümünü dışarıda bırakıyorsunuz. Bu da kaçınılmaz olarak beklentileri tatmin etmeyen bir durum yaratıyor. Bu beklenmedik bir olaysa, eğer bunu gerçekleştiren kişi memnun olmayan tarafla gerçek bir iletişim kurmakta zorlanıyorsa ki bence böyle bir durum var. Davutoğlu akademisyen, kendi alanındaki deneyimiyle önemli hale geldi ama bir kişi kendisi. Partinin içerisinde teşkilatla ilişki içerisine girmiş, kendi tabanı olan biri değil. Teşkilatın içerisinden gelmiş bir kadro daha var ve bu kadroların beklentileri var. Onların beklentileriyle Davutoğlu’nun kafasındakiler aynı olmayabilir. Ak Parti bu çelişkiyi çözebilseydi, daha kolay olabilirdi."