Mahçupyan: Sırf kadın 18'in altında olduğu için ilişki 'tecavüz' olarak niteleniyor; hükümetin niyeti doğru

Mahçupyan: Sırf kadın 18'in altında olduğu için ilişki 'tecavüz' olarak niteleniyor; hükümetin niyeti doğru

Karar yazarı Etyen Mahçupyan, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK), cinsel istismar suçunda mağdur ile failin evlenmesi halinde fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya cezanın ertelenmesine imkan veren düzenlemeyle ilgili olarak "Yasalar sırf kadın 18’in altında olduğu için bu ilişkiyi ‘tecavüz’ olarak niteliyor. Hukuk hayatın içindeki kötü örnekleri alıp onu tüm sosyal alana şamil bir kural koyulmasına temel yapmamalı. Halen hükümet tarafından önerilen yasa kötü yazılmışsa iyisi yazılsın. Ama hükümetin kaygısı ve niyeti doğru" görüşünü savundu.

Etyen Mahçupyan'ın "Ya hukuk mağdur yaratmışsa" başlığıyla yayımlanan (22 Kasım 2016) yazısı şöyle:

İstanbul’da otobüslerle ilgili yeni uygulamaya göre gece saat 10’dan sonra araçlar kadın yolcuların istediği noktada durup yolcu indirecek ve böylece erkeklerin rahatsızlık verme ihtimali azalacak. Bazılarına göre erkekleri eğitmek daha doğru. Ne var ki erkekler eğitilene kadar kadınların yaşamakta olduğu cezasız mağduriyetlerin bedelini yine o kadınlar ödüyor. Ortada mağdur yaratan sosyal bir sorun var, suçluların engellenmesi pratikte mümkün değil, dolayısıyla mağduriyeti azaltacak sosyal bir tedbir alınıyor.

Peki, ya suçluların engellenmesinin pratikte mümkün olmadığı ve mağduriyetin oluşmuş olduğu durumlarda ne yapılmalı? Reşit olmayan kızların kendi isteğiyle veya zorla evlenmeleri hali buna örnek. Meselenin iki ucu var ve birbirinden dramatik biçimde farklı: Söz konusu kişi gerçekten isteyerek mi, yoksa mecbur bırakıldığı için mi evlendi? Bu soru önemli, çünkü hukukun nasıl işlemesi gerektiğine işaret ediyor...

***

‘Suç’ ve ‘mağdur’ kavramları bir ikili oluştururlar. Eğer ortada mağdur yoksa ve kamu düzeni de zarar görmüyorsa buradan bir suç türetilemez. ‘Tecavüzcü ile evlenme’ ibaresi ise halen geçerli hukuk maddesine giren vakaların sadece bir bölümünü kapsıyor. Gerçekten de böyle çok olay var… Adam kadına tecavüz ediyor ve kadının ailesi utanç verici bu durumdan kurtulmanın yolu olarak kızlarını tecavüzcü ile evlendirmeye razı oluyor veya öyle karar veriyor. Dahası birçok vakada kadının evliliğe direnmesi halinde hayatı da tehlikeye giriyor ve bizzat kendi ailesi tarafından infaz edilebiliyor. Bu olaylarda kadının yaşının önemi yok… Kaç yaşında olursa olsun ortada mağduriyet ve suç var. Hiçbir yasanın bilerek veya bilmeyerek söz konusu suçluları kurtaracak bir kapı açmaması lazım.    

Ne var ki halen hükümetin getirdiği yasanın derdi bu değil. Memlekette bir de kendi istekleri ile birlikte olmuş, evlenmiş veya evlenmemiş genç insanlar bulunuyor. Birçoğunun yaşı da 18’in altında… Ortada kamu düzenini bozan bir durum olmadığı gibi, mağdur da yok. Bu birleşmelerden çocukları olan ve mutlu bir hayat süren sayısız çift var. Ancak bir gün birileri, çoğunlukla bir akraba, polise şikayette bulunuyor ve sonuç genelde erkeğin on yıla varan hapis cezası alması oluyor. Çünkü yasalar sırf kadın 18’in altında olduğu için bu ilişkiyi ‘tecavüz’ olarak niteliyor…

Hukuk hayatın içindeki kötü örnekleri alıp onu tüm sosyal alana şamil bir kural koyulmasına temel yapmamalı. Halen hükümet tarafından önerilen yasa kötü yazılmışsa iyisi yazılsın. Ama hükümetin kaygısı ve niyeti doğru… Tek seferlik, geriye doğru işleyen ve geçici bir yasa olması da bunu gösteriyor. 

***

Mesele iyisi ve kötüsü ile sosyal olgulara salt hukukla çözüm bulunamayacağı gerçeğini idrak etmekte. Akla birkaç düzenleme geliyor. Biri imam nikahının hukukileşmesi yönünde adım atmak ve nikahı gerçekleştiren imamlara sorumluluk yüklemek. İkincisi birçok hukukçu tarafından önerilen ‘gençlik hukuku’. Üçüncüsü ise ailelere yönelik sosyal danışmanlık hizmetinin kurumsallaşması ve özellikle gençlerin bu hizmetten yararlanmasını garanti altına alacak bir yapının oluşması. Öyle ki gençler bu hizmeti kendi lehlerine görsünler ve oradan güç alsınlar… Çünkü bütün bu olaylarda asıl büyükler ve aileler suçlu…

Not: Cumhurbaşkanı pazar akşamı uçakta mealen “ABD yönetimi görevi devraldığında dolar normale döner” demiş. Ayrıca “Avrupa bizi oyalıyor, Şanghay beşlisi daha uygun” da demiş. İlk cümle ekonominin işleyişiyle, ikincisi ekonomi/siyaset ilişkisi ile ilgili. İlki bir teşhis… İkincisi bir tedavi… Ne var ki yanlış teşhis ve yanlış tedavi. İki yanlışın birlikteliği de zaten birikimli olarak dolar kurunda…