* Mahfi Eğilmez
Price Waterhouse Coopers Şirketi (PwC) iktisatçılarının hazırladığı bir rapora göre (PwC, The Long View: How Will the Global Economic Order Change by 2050, February 2017) 2050 yılında küresel sistemde sıralamalar, büyüklükler ciddi biçimde değişecek. Bu değişiklik kıtalararası ağırlığı değiştireceği gibi ülkelerin ekonomik güç sıralamasını da değiştirecek.
Aşağıdaki tablo, 1500 yılından 2009 yılına dünya ekonomik güç dengesindeki değişimleri ve 2050 yılında beklenen durumu gösteriyor (Kaynak: 1500 – 2009 yılları için Maddison (2008), 2050 yılı için PwC (2017.)
Tabloya göre 20’nci yüzyılın son çeyreğine kadar küresel GSYH’de payını artırabilmiş olan Kuzey Amerika ile aynı yüzyılın ilk yarısına kadar payını artırabilmiş olan Avrupa kıtaları 21’inci yüzyılda ciddi güç kaybına girecek ve 2050’de ağırlığı Asya kıtasına kaptıracaklar. Çin, küresel GSYH’den en büyük payı alan ekonomi konumuna gelirken ABD ve Avrupa hızla ivme kaybedecek.
Raporda öne sürülen iddiaya göre E7 ülkelerinin GSYH toplamı 2020 yılında, G7 ülkelerinin GSYH toplamından daha büyük olacak.
Rapordaki görüşler çerçevesinde bu değişim ekonomilerin büyüklük sıralamasını da şöyle değiştirecek.
PwC’nin tahminlerine göre tablo, 2000 yılından 2050 yılına geçildiğinde Çin’in ilk sıraya yerleştiğini, Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya’nın ilk sıralardan düştüğünü gösteriyor. Hindistan, Brezilya, Rusya ve Meksika üst sıralara geçiyorlar. 2000’de 17’nci sırada olan Türkiye de 2050’de 12’nci sıraya çıkıyor.
Kuşkusuz bunların hepsi bir takım varsayımlara dayanan tahminler. Tahminlerin tutması varsayılanların gerçekleşmesine bağlı.
Astrofizikçi Michio Kaku, Geleceğin Fiziği adlı kitabında (Michio Kaku, Geleceğin Fiziği, ODTÜ yayını, 2011) 21’nci yüzyılın son çeyreğine doğru “kusursuz kapitalizmin” ortaya çıkacağını öne sürüyor. Kaku’ya göre kusursuz kapitalizm; üreticinin de tüketicinin de piyasa ve piyasadaki işlemler hakkında sonsuz bilgiye sahip olduğu ve dolayısıyla fiyatların kusursuz biçimde belirlendiği sistemin adıdır.
Michio Kaku’nun betimlediği kusursuz kapitalizmde gelir dağılımının nasıl olacağı hakkında bir bilgi yok. Buna karşılık PwC’nin raporunda yer alan ve aşağıda gösterdiğimiz bir grafik gelir dağılımının giderek bozulduğunu gösteriyor (Açık renk sütunlar 1980, koyu renk sütunlar 2015 yılına ait Gini katsayılarını gösteriyor. Kaynak: PwC, 2017, s. 46.)
Giderek büyüyen ama gelir dağılımının bozulduğu bir sistem kusursuzluğa nasıl erişecek orası oldukça tartışmalı.
PwC’nin tahminleri Türkiye için cesaret verici. Ne var ki son yıllarda gelişim tersine dönmüş ve Türkiye’nin 2001 krizi sonrasında başlayan atağı yanlış yollara girmiş görünüyor. Bunu ekonomide yaşanan ivme kaybından görmek mümkün. Öte yandan bu ivme kaybının yarattığı bir sonuç olarak ekonomide yaşanan yapısal değişimin de yanlış bir yönde geliştiğini söylemek yanlış olmaz. Aşağıdaki tablo Türkiye ekonomisindeki yapısal değişimin son yıllardaki yönünü gösteriyor (Üretim Kesimlerinin GSYH İçindeki Payları, %, Kaynak: TÜİK.)
Tablo bize, üzerinde asıl yoğunlaşma gerektiren sanayide ve özellikle de imalât sanayiinde yaşanan ciddi ivme kaybını gösteriyor. Tarım kesiminin üretimdeki payı düşerken bu pay sanayide değil inşaat ve hizmetler kesiminde artışa yol açmış görünüyor. Dünya bir yandan Sanayi 4.0’a doğru yol alırken Türkiye’de sanayi üretiminin payının düşmesi ve yerini inşaat ve hizmet kesiminin alması sağlıklı bir duruma işaret etmiyor. Türkiye bugün Sanayi 2.0 ile 3.0’ın arasında, tarım ve hayvancılık politikasını modernleştirmesi ve ileri götürmesi gereken bir aşamada, dijital devrime katılmakta yolun belirli bir bölümünü ilerlemiş, daha çok katma değeri düşük mallar üreten, markalaşmada beklenen atılımı gösterememiş, hizmet sektörü aşırı şişmiş bir ekonomi görümünde bulunuyor. Geleceğin dünyası üretimde sanayi 4.0’ın tüketimde de dijital ayrıntılı bilginin egemen olacağı bir dünya, kısaca Kaku’nun tanımladığı gibi kusursuz kapitalizmin dünyası olacaksa, bu dünyada yer alabilmenin koşulu ekonomide, tarımdan hizmet kesimine geçişe yol açan sağlıksız yapıyı değiştirip, sanayiye ağırlık verecek bir yapıyı oluşturmaktan geçiyor. Böyle bir gelecekte bilgisiz tüketicinin yerini bilgili tüketici alacak. Bunun yolu ise ileri kültürler düzeyine geçecek siyasal ve sosyal altyapı değişikliğinin başarılmasına bağlı. Açıklayıcı Notlar: Gini Katsayısı: Gelir dağılımı eşitliğini ölçmek için kullanılan araçlardan en çok kullanılanı Gini katsayısıdır. Eğer gelir dağılımı tam anlamıyla adaletliyse Gini katsayısı sıfır ile 1 arasında değişen bir katsayıdır. Gelir dağılımı tam olarak adilse katsayı sıfır çıkacak demektir. Katsayı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı eşitliğinin, bire yaklaştıkça gelir dağılımı eşitsizliğinin arttığı anlaşılır. E 7 Ülkeleri: Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Meksika, Endonezya ve Türkiye.
G7 Ülkeleri: ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada.
Bu yazı Mahfi Eğilmez'in kişisel sitesinden alınmıştır