Mahfi Eğilmez: GSYH hesaplaması değişti, kişi başına gelirimiz arttı

Mahfi Eğilmez: GSYH hesaplaması değişti, kişi başına gelirimiz arttı
Mahfi Eğilmez*
 
Bir Kötü Bir de İyi Haber  
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2016 yılı üçüncü çeyrek büyüme verilerini açıkladı. Bu veriler GSYH hesaplamalarında gerçekleştirilen yeni yönteme göre yapıldı. Buna göre 2016 yılının üçüncü çeyreğinde ekonomi geçen yılın üçüncü çeyreğine göre yüzde 1,8 oranında küçüldü. Bu kötü haberdi.  
İlk 9 ayın verileri bize 9 aylık ortalama büyümenin yüzde 2,4 oranında gerçekleştiğini gösteriyor. Buna göre son çeyrek büyümesine göre yıllık ortalama büyümenin ne olacağını kabaca tahmine çalışalım. Aşağıdaki tablo 6 seçenek üzerine kurulu.  
 
 
1
2
3
4
5
6
1 Ç
4,5
4,5
4,5
4,5
4,5
4,5
4,5
4,5
4,5
4,5
4,5
4,5
3 Ç
-1,8
-1,8
-1,8
-1,8
-1,8
-1,8
4 Ç
1,0
2,0
3,0
4,0
5,0
6,0
Ortalama
2,05
2,3
2,6
2,8
3,1
3,3
 
Sarı boyalı sıra son çeyrek büyüme oranı tahminlerini gösteriyor. Onun altındaki ortalama sırası da o tahmine göre yıllık büyüme oranının yüzde kaç olacağını sergiliyor. Türkiye’nin 2016 yılı büyümesini 3’ün üzerine taşıyabilmesi için son çeyrekte yaklaşık yüzde 5 oranında büyümesi gerekiyor (Not: Son çeyreğe ilişkin GSYH payı toplamın en büyük parçası olur. O nedenle 5’in biraz altındaki büyüme de yüzde 3’ü yakalamaya yetebilir.)  

 

TÜİK 2015 yılının tamamıyla 2016 yılının önceki iki çeyreğine ilişkin verileri de yeni yönteme göre değiştirdi. Buna göre 2015 yılında yüzde 4 büyüdüğünü zannettiğimiz ekonominin yüzde 6,1 büyüdüğünü, 1.953 milyar TL (720 milyar Dolar) olduğunu sandığımız GSYH’mızın 2.338 milyar TL (861 milyar Dolar) olduğunu ve 9.257 Dolara düştüğünü sandığımız kişi başına gelirimizin de 11.014 Dolara yükselmiş olduğunu öğrenmiş olduk. Bu da iyi haberdi. 
 
GSYH Hesaplamasında Neler Değişti?
Bu değişiklikler baz yılı değişikliğinden derleme değişikliğine tanım değişikliklerinden uluslararası standartlara uyum değişikliğine kadar bir dizi yeni düzenlemeyi kapsıyor. TÜİK’in hesaplama yönteminde yaptığı değişiklikleri TÜİK’in açıklama notundan giderek şöylece özetleyebiliriz: Girdi olarak değerlendirilen ‘AR-GE’ ve ‘Silah Sistemleri’ harcamaları yatırım harcaması kategorisine alınmış. Dolaylı ölçülen mali aracılık hizmetlerinin hesaplama yöntemi değiştirilmiş. Kendi hesabına geliştirilen yazılımlar hesaplamalara eklenmiş. Genel devlet sınıflandırmasında güncelleme yapılmış. Tarım sektöründe hesapların geliştirilmesi sağlanmış. TÜİK, arz kullanım anketi gerçekleştirerek piyasa faaliyetlerinin daha sağlıklı ve kapsamlı olarak derlenmesini sağlamış. Gelir İdaresi Başkanlığı, SGK, BDDK, kâr amacı gütmeyen kuruluşların verileri, ödemeler dengesi istatistikleri, TÜİK fiyat endeksleri, TÜİK tarım istatistikleri, devlet mali istatistikleri, sigortacılık istatistikleri, ürün üzerindeki vergi ve sübvansiyonlar, dış ticaret istatistikleri turizm istatistikleri ve nüfus istatistikleri gibi verilerinin hesaplarla uyumlandırılması sağlanmış. Hanehalkı işgücü, yaşam koşulları ve bütçe araştırması anketlerinden elde edilen veriler, ayrıntılı olarak yeniden ele alınıp hesaplara yansıtılması sağlanmış.
 
Baz Yılı Değişti, Sabit Fiyatlarla Hesaplamanın Yerini Zincirleme Hacim Endeksi Aldı
GSYH, üç ayrı yöntem ile (üretim, harcama ve gelir yöntemleri) ve iki ayrı biçimde hesaplanıyor. Bu hesaplama biçimleri cari fiyatlarla (cari üretici fiyatlarıyla ve cari piyasa fiyatlarıyla) ve sabit fiyatlarla yapılıyor. Cari fiyatlarla hesaplanan GSYH’ya nominal GSYH, sabit fiyatlarla hesaplanan GSYH’ya ise reel GSYH deniyor. TÜİK, eskiden reel GSYH’yı sabit fiyatlarla hesaplardı. Bunu yaparken de belirli bir yılı baz olarak alır bu baz yılından hareketle değişimi hesaplar ve böylece enflasyondan arındırılmış olarak reel büyümeyi hesaplardı. Yeni sistemde TÜİK, sabit fiyatlarla hesaplamayı zincirlenmiş hacim endeksine oturtuyor. Zincirlenmiş hacim endeksleriyle GSYH, sabit fiyatlarla hesaplamaya benzer şekilde üretimdeki değişimin daha sağlıklı ölçülebilmesi için enflasyon etkisinin arındırılmasıyla yapılan hesaplamadır. Dönemsel ulusal hesaplar zincirlenmiş hacim serileri bir önceki yılın yıllık ortalama fiyatlarını kullanan çeyreklik hacim değişimleridir. Buna göre GSYH değişim oranı ya da büyüme oranı, GSYH’nin yüzde olarak artış oranıdır ve zincirlenmiş hacim endeksleriyle hesaplanan değerlerin birbirine oranı gerçek büyüme hızını vermektedir. Zincirlenmiş hacim endeksinde üç farklı yöntem kullanılmaktadır. TÜİK, dönemsel hesaplamalar için bunlardan yıllık çakışma/bağlantı yöntemini kullanmaktadır. TÜİK sitesinde bu yöntem şöyle açıklanıyor: “Yıllık çakışma: Cari yıldaki (t) her bir dönemin ağırlıklandırılması için bir önceki yılın (t-1) ağırlıklandırılmış ortalama fiyat verisini, yıllık veriden türetilen ‘bağlantı faktörü’ ile birlikte kullanır. Bu yöntem, mevcut dönemin değerini, bir önceki yılın dönemlerinin ortalama düzeyiyle karşılaştırır. Bağlantı, bir önceki yılın yıllık zincirleme endeks değeridir. Bu işlemin sonucunda dönemlik hacim değerleri bağımsız yıllık değerlerle uyumlu olarak elde edilir. Buna ilave olarak; bu yöntemde aynı yıl içerisindeki birinci ve dördüncü çeyreğin çeyrekten çeyreğe değişimi kırılmalardan etkilenmemektedir. Buna karşın hacim ölçütleri önceki yılın dördüncü çeyreği ile cari yılın ilk çeyreği arasında kırılmalardan etkilenmektedir (ESA-2010,12.36). Yıllık çakışmanın matematiksel gösterimi aşağıdaki gibidir. Bu formülde t yılı q çeyreğinin endeks değeri; t-1 yılının fiyatlarıyla t yılının q döneminin değerinin t-1 yılının fiyatlarıyla t-1 yılının değerinin ortalamasına bölünüp bir önceki yılın endeks değeri ile çarpılması ile elde edilir.”
 
Yeni Seri ve Eski Seri GSYH, Kişi Başına Gelir ve Büyüme Karşılaştırmaları
Aşağıdaki tabloda yeni seri GSYH ve buradan zincirleme hacim endeksi kullanılarak hesaplanmış 2009 = 100 bazlı GSYH, değişim oranı (yeni seriye göre büyüme oranı), kişi başına gelir ve eski GSYH serisine göre hesaplanmış büyüme oranı ile kişi başına gelir yer alıyor.
 
Tabloda 2009 yılının sarı boyalı olarak gösterilmesinin nedeni bu yılın yeni seri GSYH’nın zincirleme hacim endeksine göre reel GSYH hesaplamasında baz yılı olarak alınmasını vurgulamak amacını güdüyor.
 
Tabloya göre yeni serinin baz yılı olan 2009 yılına kadar kişi başına gelirde eski ve yeni seriler arasında büyük bir fark görülmezken 2011 yılından başlayarak fark oluşmaya başlıyor. 2015 yılında kişi başına gelir eski seriye göre yapılan hesaplamada 10 bin doların altına düşmüşken yeni seride 11 binin doların üzerinde çıkıyor. 
 
Eleştiriler
GSYH hesaplarının zaman zaman revize edilmesi kaçınılmaz bir durumdur. Çünkü her geçen gün yeni alanlar çerçeveye giriyor, birçok alanın kendi içinde değişiklikler oluyor ve yer değiştirmeleri söz konusu olabiliyor. Üstelik bu tür revizyonlar artık uluslararası düzenlemeler esas alınarak yapılıyor. Nitekim TÜİK, bu düzenlemeyi Avrupa Hesaplar Sistemine (ESA) uyum sağlamak amacıyla yaptığını açıklıyor. 
 
TÜİK’in yaptığı düzenlemeler konusunda bazı eleştirilerim var. 
 
Seçilen baz yılının doğru bir yıl olmadığını ve sonraki yıllara ilişkin değerleri etkilediğini düşünüyorum. 2009 yılı, 2008 yılında ABD’de başlayan küresel krizin Türkiye ekonomisini en fazla etkilediği yıldır. 2009 yılında Türkiye ekonomisi yıllık olarak yüzde 4,7 oranında küçülmüştü. Bu tür kriz yıllarının baz yılı olarak seçilmesi sonraki yıllara ilişkin hesaplamaları etkileyeceği için doğru değildir. 2009 yılı yerine 2011 yılının seçilmesi gerekirdi. 2009 yılı gibi küçülmenin olduğu bir yılın seçilmesi bazın düşük tutulmasına ve sonraki yıllara ilişkin verilerin yüksek çıkmasına yol açmıştır.
 
TÜİK’in geçmişe dönük olarak yıllık serileri vermesinin çok olumlu olduğunu ancak bu serilerde çeyrek dönemlere ilişkin verilerin verilmemesinin olumsuz olduğu kanısını taşıyorum. Karşılaştırmaları doğru yapabilmek için çeyrek verilerine de ihtiyaç var.
 
TÜİK’in 2016 yılına ilişkin durumu eski seriyle de vermesi gerekirdi. Bu, karşılaştırma yapabilmek ve sağlıklı sonuçlara varabilmek için gereklidir. Geçmişte TÜİK bu tür düzeltmeler yaptığında bu şekilde veri sunumu yapardı.