Dr. Mahfi Eğilmez
Medyada “Suudi Arabistan’ın TCMB’ye 5 milyar dolar mevduat yatıracağı” yazıldı. Ne var ki benim aklıma gelen soruların hiçbirinin yanıtını bu yazılanlarda bulamadım. Hızlıca TCMB ve Hazine ve Maliye Bakanlığı sitelerine baktım ama konuyla ilgili hiçbir açıklama yoktu. Sonra sosyal medyayı inceledim, bazı yorumlar gördüm. Paranın hangi başlık altında geleceğine ilişkin yorumlarda mevduat diyen de vardı, swap diyen de, depo hesabı diyen de.
Aklıma takılan sorular şunlardı: (1) Parayı yollayacak olanın Suudi Arabistan olduğu yazılıyor ama Suudi Arabistan devleti mi, Suudi Arabistan Merkez Bankası mı yoksa Suudi Fonu mu olduğuna ilişkin hiçbir açıklama yok. Oysa kime borçlu olacağımızı bilmek gerekir diye düşünüyorum. (2) Para hangi biçimde gelecek? Swap işlemi mi yapılıyor? Borç olarak mı geliyor? Depo hesabı olarak mı geliyor? (3) Gelecek olan paranın maliyeti ne olacak? Faiz mi ödenecek? Kâr payı mı ödenecek? Maliyeti normal borçlanmadan düşük mü olacak yüksek mi olacak? (4) Geleceği söylenen bu beş milyar dolar TCMB’nin rezervlerini nasıl etkileyecek?
Yetkililerden kimse bu ana kadar bu soruların yanıtlarıyla ilgili bilgi vermediğine göre kendi bilgilerimizle bu sorulara yanıt aramamız gerekir: (1) Parayı TCMB’ye yollayacak olanın Suudi Arabistan Merkez Bankası olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Suudi Arabistan devleti ya da Suudi Fonu böyle bir para verecek olsa bunu borç olarak verir ve muhatabı TCMB değil Hazine olurdu. Amaç rezervleri yüksek göstermek olduğu için Hazine de bu parayı TCMB’ye yatırırdı. (2) Para büyük olasılıkla depo hesabı şeklinde gelecek ve TCMB’nin brüt rezervlerini artıracak. Böylece TCMB swap işlemi yaparak karşılığında TL vermek yükümlülüğünden kurtulmuş olacak. Aslında bu tür bir paranın mevduat hesaplarından pek bir farkı yok. Merkez bankaları mevduat toplamadığı ve bu hesaplara mevduat faizlerinden farklı faizler uyguladıkları için bunları mevduat hesaplarından ayırmak amacıyla adına depo hesabı deniyor. (3) Soruların en önemlisi bu paranın maliyetinin ne olacağı sorusu. Normal koşullarda rezerv artırmak amacıyla ya da başka amaçla döviz borçlanmak istendiğinde Hazine’nin dış borçlanma yapması ve alacağı parayı Merkez Bankasında tutması gerekir. Ne var ki Türkiye’nin risklerinin çok yüksek olması dış borçlanmanın maliyetini çok artırmış durumda. O nedenle dış borçlanma tercih edilmiyor. Zaten TCMB’nin 28 milyar dolarlık swap işlemi karşılığı döviz almış olmasının da nedeni bu. Bu durumda bu depo işleminin maliyeti ne olacak sorusu daha da önem kazanıyor. (4) Geleceği söylenen beş milyar dolar TCMB’nin brüt rezervlerini artıracak olsa da net rezervlerini ve eksi 54 milyar dolar dolayında bulunan swaplar hariç net rezervlerini etkilemeyecek. Bir başka ifadeyle brüt rezervler artacak ama net rezervler eski düzeyinde kalacak.
Bunların hepsi bizim tahminlerimiz kuşkusuz. Genellikle bilinmeyen şeyler tahmin edilir. Biz Türkiye’de bilinen şeyleri de tahmin eder olduk. Çünkü biliniyor gibi görünen şeyler de bilinmez oldu.
Devlet yönetiminde en temel kural şeffaflıktır. Vergilerimizin nereye harcandığı kadar önemli olan konu, dışarıdan gelen paraların hangi amaçla geldiği, karşılığında ne verildiği ve hangi amaçla kullanılacağıdır.