Mahfi Eğilmez yazdı | Demokrasi Dosyası: Dünyada ve Türkiye'de Durum

Mahfi Eğilmez yazdı | Demokrasi Dosyası: Dünyada ve Türkiye'de Durum

Mahfi Eğilmez*

Demokrasinin düzeyi ve kalitesinin ölçülmesi meselesi

Demokrasinin düzeyi ve kalitesinin ölçülmesinde başvurulacak yöntemler konusunda farklı düşünceler ve yaklaşımlar bulunuyor. Konuyu uluslararası alanda değerlendiren iki önemli kuruluş var: (1) Freedom House (merkezi Washington'da olan ve bazı ülkelerde şubeleri bulunan, kâr amacı gütmeyen, hükümet dışı bir düşünce kuruluşu), (2) The Economist Intelligence Unit (İngiltere kökenli The Economist Dergisi Grubu içinde yer alan, araştırma ve analizler yapan, tahmin ve danışmanlık hizmetleri veren bir kuruluş.) Bu iki kuruluşun demokrasi derecesini ölçme yöntemleri arasında kapsam ve seçilen göstergeler yönünden bazı farklar var. Önce bunları açıklayalım.

The Freedom House, 2019 yılında, önceki yıllarda uyguladığı metodolojide olduğu gibi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde yer alan haklardan yola çıkmış ve kişilerin bu haklardan yararlanma derecesine göre ölçüm yapmış. Bu haklara dayalı 25 farklı kategoride ülkelerin durumuna 0 ile 4 arasında not vererek toplamı 100 üzerinden değerlendirmiş. Bütün bu ölçümler sonunda siyasal haklar ve sivil özgürlükler şeklinde bölünen iki kategori esas alınarak en yüksek demokrasi kalitesine sahip ülkeler 1 ve en düşük demokrasi kalitesine sahip ülkeler 7 olacak şekilde nihai değerlendirmeye tabi tutularak ülkeler üç grupta sınıflandırılmış: (1) Özgür Ülkeler, (2) Kısmen Özgür Ülkeler, (3) Özgür Olmayan Ülkeler.

The Economist Intelligence Unit, 2019 yılında, önceki yıllarda olduğu gibi demokrasinin varlığını ve düzeyini, Demokrasi Endeksi adını verdiği bir endeksle ölçmüş. Söz konusu endeks beş kategoride ayrı ayrı ölçümlere ve sonuçta da bunların ortalamasından çıkan bir genel endekse göre biçimleniyor. Bu beş kategori şunlar: (1) Seçim süreci ve çoğulculuk, (2) Hükümetin çalışma biçimi, (3) Siyasal katılım, (4) Siyasal kültür, (5) Sivil özgürlükler. Bu kategorilere göre verilen puanların ortalaması (toplam puan) 1'den 10'a kadar değer alabiliyor. Bu puanlamada demokrasi kalitesi ve derecesi açısından 10 en iyi, 1 ise en kötü ülkeyi gösteriyor.

Bu kategorilere göre oluşturulan endeksler sonucunda ortaya çıkan nota göre sınıflandırılan ülkeler de 4 kategoride toplanıyor: (1) Tam demokrasi, (2) Kusurlu demokrasi, (3) Melez (Hibrid) rejim, (4) Otoriter rejim. 

The Freedom House ölçümü: Dünyada ve Türkiye'de durum

The Freedom House'un yukarıda değindiğimiz yöntemle toplam 209 ülkede yaptığı ölçümlere göre dünya nüfusunun (7,6 milyar kişi) demokrasi derecesi şöyle çıkıyor: Yüzde 44 özgür, yüzde 30 kısmen özgür ve yüzde 26 özgür değil. 2019 yılında Finlandiya, Norveç ve İsveç'in ilk üç sırayı aldığı genel sıralamada 68 ülke demokrasi yolunda gelişme kaydederken 50 ülke geri gitmiş, geri kalanlar ise bulundukları yeri korumuşlar.

The Freedom House'un 2019 yılı Dünyada Özgürlük Raporu ‘Demokraside Gerileme' başlığını taşıyor. Rapordaki tespitlere göre ABD başta olmak üzere dünyada siyasal haklar ve sivil özgürlükler konusunda genel bir gerileme söz konusu. Bu gerileme aslında 2005 yılından bu yana süregelen bir durum.

Türkiye, 2019 yılında değerlendirmeye alınan 209 ülke (195 ülke ve 14 bölge) arasında 164'üncü sırada bulunuyor. Türkiye, 2019 yılında siyasal haklar açısından 5/7, sivil özgürlükler açısından 6/7 ve toplamda 5,5/7 puanla özgür olmayan ülkeler kategorisinde yer alıyor. 41 Avrupa ülkesi arasında özgür olmayan tek ülke konumundaki Türkiye, demokrasi alanında geriye giden 50 ülke arasında görünüyor.

2002 yılında Türkiye, aynı yöntemlerle yapılan ölçümlere göre, siyasal haklar açısından 4/7, sivil özgürlükler açısından 5/7 ve toplamda 4,5/7 puanla kısmen özgür ülkeler kategorisinde yer alıyordu. 

The Economist Intelligence Unit'in ölçümü: Dünyada ve Türkiye'de durum

The Economist Intelligence Unit'in 2019 yılı Demokrasi Endeksine göre dünya ortalama demokrasi puanı 2018 yılında 5,48 iken 2019 yılında 5,44'e gerilemiş bulunuyor. Rapora göre 165 ülkenin 22'si tam demokrasiye, 54'ü kısmi demokrasiye, 37'si melez (hibrit) sisteme ve 54'ü de otokratik rejime sahip görünüyor. 2006 yılında tam demokrasiye sahip ülke sayısı 28 idi. 2019 yılında demokrasi endeksinde ilk üç sırada Norveç, İzlanda ve İsveç yer alıyor.

The Economist Intelligence Unit'in 2019 Demokrasi Endeksi raporu ‘Demokraside Gerilemeler ve Halk Protestoları' başlığını taşıyor ve yukarıda değindiğimiz gerilemelere bakılınca The Freedom House Raporunda ortaya konulan demokraside gerileme saptamasıyla uyumlu görünüyor. 

Rapora göre melez yönetim sistemine sahip olan Türkiye, 2019 yılında değerlendirmeye alınan 167 ülke arasında 4,09 puanla 110'uncu sırada yer alıyor ve otokratik rejime sahip ülkelere çok yaklaşmış bulunuyor. Avrupa'da yer alan 21 ülke arasında son sırada bulunan ve melez sisteme sahip tek ülke konumunda olan Türkiye, bir sıra üstünde yer alan Yunanistan'dan (7,43 puan) 3,34 puan düşük bir reytinge sahip görünüyor. 

2006 yılında aynı yöntemlerle yapılan ölçümlere göre, o tarihte de melez sisteme sahip olan Türkiye, 165 ülke arasında 5,70 puanla 88'inci sırada bulunuyordu. Buna göre Türkiye son 14 yılda hızlı bir demokrasi kaybı yaşamış görünüyor.

Sonuç ve Değerlendirme

Sovyet sisteminin dağılmasıyla sona eren soğuk savaş döneminin ardından dünyada demokrasinin yükselmesi beklenirken işlerin tam tersine gelişmesi oldukça ilginç bir durumu yansıtıyor. Demek ki Sovyet sistemi, batılı ülkelerin demokrasiden uzaklaşmaması için bir ters rol model görevi görüyormuş.

Türkiye'nin demokrasi alanında yaşadığı kayıplar çok önemli. Bunun ekonomideki yansımalarını CDS primi başta olmak üzere çeşitli göstergelerde görmek mümkün. Bugün 240 bp'nin altına gelmiş olan CDS primi, Türkiye ile kırılgan beşli grubunda bulunan Güney Afrika'da 170, Brezilya, Endonezya ve Hindistan'da 100'ün altında bulunuyor. Bu ülkelerin hepsi demokrasi endeksinde Türkiye'nin üzerinde yer alıyor.

Türkiye'nin yapısal reformlara hukukun üstünlüğü, parlamenter sisteme dönüş ve eğitimin yalnızca bilimsel temellere dayalı hale getirilmesiyle başlaması, ekonomisini de iyileştirmesinin temelini oluşturacak gibi görünüyor.

Kaynaklar:

*Bu yazı Mahfi Eğilmez'in kişisel blogundan alınmıştır.