Mahfi Eğilmez*
Daha önce birçok kez hem buradaki yazılarımda hem de kitaplarımda yazdım: Ekonomi okumakla iktisatçı olunmaz. Bu söz bütün dallar için geçerlidir. Okulda okurken ve okuldan sonra mutlaka ek çaba gerekir. Ama bu, ekonomi gibi sosyal bilim dalları için çok daha fazla geçerlidir. Çünkü işin içinde insan vardır. İşin içine insan girdi mi bilimin evrenselliği kaybolur. Amerikalının yaşamı, anlayışı, eğitimi, kültürü, yaşama bakışı farklıdır Japon’unki farklı. Tüketim mesela, Almanın tüketim anlayışıyla Çinlininki başkadır. Tasarruf anlayışları da farklıdır. Ekonomi, bütün bu farklılıkların ortak yanlarını bularak teori haline dönüştürmeye çabalar. Onun için ekonomi, sürekli çalışmayı, sürekli analiz yapmayı, farklılıkları inceleyip ortak sonuçlar çıkarmaya çalışmayı gerektirir.
Bunu yapmaya çalışanlara benim önerim sürekli yazmaktır. Mesela enflasyon açıklandı diyelim. Hemen bilgisayarın başına oturup bu konuda bir şeyler yazmak gerekir. İnsan yazarken eksiklerini görür, analiz yapmayı geliştirir. Sherlock Holmes “Hiçbir şey bir olayı bir başkasına anlatmaktan daha fazla çözüme yardımcı olamaz” derken bunu kastediyor. İnsan, kafasının içinde oluşan düşünceleri başkalarına anlatırken, yazarken eksiklerini görür ve onları gidermeye çabalar. Bu çaba insana analizini geliştirmesinde yardımcı olur.
Genç bir iktisatçı adayı Ali Aykan Akşit, benim bu önerilerimi dinlemiş ve kendisine bir blog yapmış. Henüz az sayıda yazısı var ama benim anlatmak istediklerimi yaşama geçirmeye başlamış. Bence bu bloğa bir bakın. Blog adresi şöyle:
http://aliaykanaskit.blogspot.com.tr/
Ben de aşağı yukarı böyle başladım bu bloğa. Çok eskiden. O zaman blog yoktu, çünkü internet bile yoktu. Ben düşüncelerimi, yorumlarımı kâğıda yazmaya başladım. Sadece olayı daha iyi anlamak, analiz tekniğimi geliştirmek için. O nedenle bu bloğun adı kendime yazılar oldu. Zamanla yazdıklarımı paylaşır oldum. Sonra gazetede ve dergilerde köşe yazısı yazmaya başladım. Derken bu bloğa başladım. Bu zaman sürecinde bana en yararlı olan şey ne gazete ne dergi ama bu blog oldu. Çünkü bu blogda yazının altına izleyici soruları, yorumları geliyor. Hatta bazen bazı soruları bana gerek kalmadan başka izleyiciler yanıtlıyor. Ben bu soruları yanıtlarken, yorumları değerlendirirken çok şey öğrendim. Her şeyden önce iyi bilenle bilmeyen arasında bir düzey tutturmamda bu yorumlar çok yararlı oldu. O nedenle kitaplarım ve yazılarım konusunda aldığım birçok olumlu eleştiri arasında en fazla ortak olanı anlatmak istediğimi basit ve anlaşılır biçimde anlatmak olduğu şeklindeki değerlendirmedir.
Kendinize izlemeniz gerektiğini düşündüğünüz 10 temel gösterge seçin (bunun için benim göstergeler tablomdan yararlanabilirsiniz.) Bunları bir excel dosyasına yerleştirin. Bu veriler yayınlandığında tablonuza yazın. “Ne gerek var bunlar zaten bir yerlerde var oradan bakarım” demeyin. Kendi yazdığınız şeyi unutmazsınız. Bir yerde birisi enflasyon ne kadar diye sorduğunda bunu bilmekte ve yanıtlamakta yarar vardır. Ayrıca bu tabloları geçmişten başlatın ki grafikler yapma ve olayı grafikle yorumlama şansınız da olsun.
Tekrarlanan olayları (enflasyon, işsizlik oranı, bütçe açığı, cari açık gibi) her yayınlandığında gerekli siteden indirip ele alın, kendi göstergeler tablonuza işleyin ve bu konuda bir sayfalık bir yorum yazın. Bir sonraki ay bu verinin yenisi yayınlandığında eski notlarınıza bakarak yeni bir yorum yazın. Bu işi sürekli yaptığınızda olayı sadece yorumlamayıp analiz de etmeye başladığınız göreceksiniz.
Bu dediklerimi yaparsanız bir süre sonra olayları izleyen, yorumlayan ve en önemlisi analiz edebilen bir kişi olabilirsiniz. Kitapları ezberlemek size sınav kazandırabilir ama analiz yapmanızı sağlamaz. Oysa konuyu ezbere bilenlerin değil analiz yapabilenlerin çağında yaşıyoruz artık.
Bu önerim yalnızca iktisatçı adayları için değil, işletmeci, sosyolog, psikolog, finansçı, siyaset bilimci, maliyeci, muhasebeci, dışticaret uzmanı gibi sosyal bilimlerde eğitim gören bütün öğrenciler ve hatta mezunlar için geçerlidir. Karşınıza çıkan konuyu ele kısaca araştırıp analiz etmeye çalışın ve bunları bir yere not edin. Diyelim ki uluslararası ilişkiler okuyorsunuz ve bugünlerde olduğu gibi Musul meselesi gündeme geldi. Hemen konuyu araştırmaya başlayın. Musul ne zaman ve nasıl kaybedildi, devamında neler oldu? Bundan sonra konu üzerine kendi düşünce ve analizinizi yazın. Bulgularınızı açacağınız bir dosyaya kaydedin. Yarın öbür gün Musul meselesi gündeme tekrar geldiğinde hemen açıp dosyanızı okuyarak kısa sürede konunun içine tekrar girmiş olursunuz. Bu ikinci okumada eksik gördüğünüz yerleri tamamlayın. Birkaç kez bunu yaptıktan sonra Musul meselesi konusunda kendi görüşlerinizi de içeren ayrıntılı bir dosyanız olmuş olur. Birçok konuda bunu yaptığınızı düşünürseniz bir süre sonra mesela eski konuların güncel yansımaları adı altında bir kitap bile yazabilirsiniz.
Onbinlerce İİBF mezunu var. Bu kadar insanın arasından ezberle sıyrılamazsınız. Mutlaka analiz yeteneğinizi geliştirmeniz gerekiyor.
İktisatçı adayları için daha fazla örnek ve öneri benim Ekonomide Analiz (Örnek Olaylar ve Çözüm Yolları) adlı kitabımda yer alıyor.