T24 - Balyoz'dan tutuklanan komutanların tahliye taleplerini reddeden mahkeme bölündü. Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, sanıkların tahliye edilmesi yönünde görüş belirtirken, üye hakimler Mehmet Ekinci ve Birol Bilen sanıkların itirazının reddedilmesi yönünde karar verdi.Vatan gazetesinde yer alan haber şöyle: İki hakim: Mahkemenin kararı ölçülü. Deliller henüz toplanmamıştır, Gölcük’te yeni belgeler çıktı. Yeni belgeler de çıkabilir. Tanıklar da dinlenmedi, bırakırsak tanıklara baskı yaparlar. Mahkeme Başkanı: 2003’teki darbe planı iddiasıyla ilgili hayati soru şudur: Sonradan faaliyette bulundular mı? Buna cevap verilmezse, dava sonuçlanamaz. Gölcük’teki belgeler eskilerin kopyası. Balyoz Davası kapsamında, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne emekli Org. Çetin Doğan, emekli Org. Halil İbrahim Fırtına, emekli Ora. Özden Örnek, emekli Org. Şükrü Sarışık, emekli Korg. Engin Alan’ın da aralarında bulunduğu 162 sanık, tutukluluk kararına itiraz etmişti. İki üye itirazlara ne dedi?
İTİRAZ: Sanıklar kaçak durumda değil. Tutuklama kararı hukuksuz.
BÖYLE BİR ŞART KOŞULAMAZ: Sanıkların kaçak olmadıkları bir durumda haklarında tutuklama kararı verilemeyeceğini iddia etmek, hukuka aykırıdır. Zira CMK’nın 199. maddesinde hakimin bu konuda her zaman karar verebileceği düzenlenmiş. Aksi takdirde bu madde kulanılamaz duruma düşer. İTİRAZ: Kaçma şüphesi yok, tutuklanamaz.
BUNDAN TUTUKLANMADILAR: İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 11 Şubat’ta verilen kararda ‘kaçma şüphesi’nden bahsedilmemektedir. Tutuklama nedeni olarak bu husus yer almamaktadır. Mahkeme kararında yer almayan gerekçeyle itirazda bulunmanın yasal dayanağı yoktur. İTİRAZ: Sağlık durumları kötü
BU DURUM TUTUKLANMAYA ENGEL DEĞİL: CMK’nın 99, 100 ve 199 maddeleri hükümleri bakımından hasta olmanın tutuklamaya engel değil. Hasta mahkumların tedavisi tutuklu oldukları süreler boyunca da yapılabilir. Sanıkların sağlık durumlarının tutukevinde kalmaya engel nitelikte olup olmadığı yönündeki değerlendirme, buna ilişkin sağlık kurulu raporuyla birlikte yargılamayı sürdüren mahkemeye aittir. İTİRAZ: Tüm deliler toplandı.
YENİ DELİLLER ÇIKIYOR: Yargılama devam ederken Gölcük Donanma Komutanlığı’ndan gizlenmiş halde çok sayıda yeni delil elde edildi. Bu delillerin tam olarak toplandığı söylenemez. Sanıkların bir kısmının halen görev yapması, emekli olanların ise eski konumlarından kaynaklanan iletişimleriyle görevde olanlara ve yargılamaya etki edebileceği ve yeni delillerin elde edilmesiyle delillerin karartılmasına neden olabileceği düşünülmektedir.
İTİRAZ: Savunmayı susturdunuz. BU HAK KÖTÜYE KULLANILABİLİR: Yargılama sırasında sanıklar bilerek kendisine söz hakkı tanınmaması için mazeretler ileri sürerek yargılamayı etkileyebilirler. Bu maddenin uygulanması durumunda sanıkların duruşmada bulunmasına engel şekilde davranabilecekleri ve vahim suçlarda bile sanık hakkında tutuklama kararının verilmesinin zorlaşacağı belirtildi. 10. Ağır Ceza Mahkemesi ‘kararlarının yerinde olduğunu’ belirtmiş ve itirazları bir üst mahkeme yani İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. Talebi inceleyen İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, dün, Balyoz Davası sanıklarının itirazlarını oy çokluğu ile reddetti. Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, sanıkların tahliye edilmesi yönünde görüş belirtirken, üye hakimler Mehmet Ekinci ve Birol Bilen sanıkların itirazının reddedilmesi yönünde karar verdi. Karar oy çokluğuyla alındı. Çoğunluk görüşünü oluşturan üye hakimler, tutukluluk kararına itirazların neden reddedildiğini 5 madde halinde sıraladı. Avukatların itirazları ve mahkemenin kararı şöyle: Başkandan karara şerh Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, 6 sayfalık detaylı bir açıklama ile muhalefet etti. Başkan Akçay, muhalefet şerhine ilişkin gerekçesinde “Demokrasilerde halkın seçtiği siyasi iktidarın yine bunun dışında hangi nedenlerle olursa olsun, görevden uzaklaştırılması kabul edilir bir şey değildir ve sanıkların yargılanmaması gerektiğini kimse söyleyemez” dedi. Akçay’ın itirazları şöyle:
İCRAAT VAR MI?: Akçay, “Burada cevaplandırılması gereken ve bize göre de bu davanın temelini oluşturan bir soru vardır ve bu soruya hukuken cevap verilmediği müddetçe bu dava sonuçlanamaz. İddianamede de bu soruya herhangi bir cevap verilmemiştir. Sorulması gereken soru sanıkların 5-7 Mart 2003 tarihindeki bu toplantıdan sonra bu eylemlerini devam ettirecek herhangi bir faaliyette, herhangi bir icrai faaliyette bulunmuşlar mıdır sorusudur” ifadelerini kullandı.
EYLEMLERE DAİR DELİL YOK: Akçay, diğer muhalefeti de şöyle: “Gerek iddianamenin tümünde gerek iddianame açılana kadar dosyaya konulan CD’lerde, gerek iddianameden sonra Gölcük’te çıktığı belirtilen dosyalarda bu tarihten sonra sanıkların eylemleri devam ettirdiğine dair veya bu iradeyi taşıdıklarına dair herhangi bir delil yoktur. Kaldı ki, o dönemde belli bir silah gücüne hükmeden komutanlar emekli olduktan sonra bu silahlı güç üzerindeki hakimiyeti sona ermiştir. İbrahim Fırtına, Özden Örnek gibi komutanlar ise planları yapıldığı tarihteki konumlarından daha güçlü olan kuvvet komutanlıklarına gelmiş ve daha büyük bir silahlı gücü hükmetme imkanına sahip olmuştur. Bu konumlarında iken bu tarihte yapılan planları devam ettirme konusunda herhangi bir faaliyet söylenebilir mi? Söylenemez. İddianamede de böyle bir iddia yoktur.”
GÖLCÜK’TEKİLER ESKİ KOPYA: Gölcük’te ele geçirilen delillerin, dava açıldığı zaman dosyada bulunan eski delillerin birer kopyası olduğuna vurgu yapan Akçay, yeni delillerin 2003 tarihinden sonra sanıkların yeni eylemlerini gösteren deliller olmadığını ifade etti. Akçay, mahkemenin tutuklama kararında belirttiği “delillerin toplanmamış olması gerekçesi ile ilgili olarak “Toplanacak hangi delil vardır” dedi.
KARAR ADİL Mİ?: Akçay muhalefet gerekçesini şöyle tamamladı: “Daha önce aynı sanıkların 102 tanesi hakkında kaçma şüphesi var diye yakalama kararı çıkartılması ve o günden sonra değişen herhangi bir şey olmadan Gölcük’te yakalanan delillerin daha önceki delillerin bir örneği olmasına rağmen yeni delilmiş gibi kabul edilip bu kez tutuklama kararı verilmesi adil midir? Bunların hepsinin tartışılması gerekir. Dolayısıyla sanıkların adil yargılanması ortamının sağlanması gerekir. Bu nedenlerle, itirazların kabul edilmesi görüşünde olduğum için çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
NETİCE NEDİR?: Netice gerçekleşene kadar her aşamada failin suçyolundan dönmesine vazgeçme olarak kabul etmek gerekir. Bu durumda netice nedir? Darbe yapmak gelmiş midir? Gelmemiştir. İhtiyari ile vazgeçme denmez ise tam fiil diyebilir miyiz? diyemeyiz. Hukuk işte burada lazım. Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, Yaş öncesi büyük kriz yaratan 102 komutanla ilgili ‘Yakalama kararı’na yapılan itirazı görüşen mehmeke heyetinde de vardı. Mahkeme 6 Ağustos’ta oy çokluğuyla yakalama emrini kaldırmıştı. Bir üye karara muhalefet şerhi koymuştu.