İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi MİT TIR'ları davasında Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuksuz yargılanmasına devam edilmesine karar verdi. Dava 22 Nisan, saat 10:00'a ertelendi. Can Dündar ve Erdem Gül için yurt dışına çıkış yasağı kondu. Mahkeme çıkışında konuşan Can Dündar, "Tutuklanmamızı bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattık, özür dileriz" dedi. Dündar, "Bizi başından beri yalnız bırakmayan herkese teşekkür ederiz.Bu diğer gazetecilerinde davası.Yargılanan gazeteciliktir, savunulan da gazeteciliktir" diye konuştu. Çıkışta konuşan Erdem Gül,"Basın geleneği çok köklü ve eskidir. Bugünkü görüntü geçicidir. Bağımsız yargı gazetecileri adliyeden çıkarılmalıdır" dedi.
25 Mart’taki duruşmada davanın kapalı görülmesine karar veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, milletvekillerinin duruşma salonunu terk etmeyi reddetmesi üzerine davayı 1 Nisan'a ertelemişti.
Milletvekilleri hakkında yasal işlem yapılması kararlaştırılan mahkeme, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ve MİT'in davaya müdahil olmasını kabul etmişti.
Davada gizlilik kararı veren mahkeme, ikinci kararını da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MİT'in müdahillik talepleriyle ilgili vermişti.
25 Mart'taki duruşmayı Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ndeki duruşmayı milletvekilleri, yabancı diplomatlar, çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi de izlemişti. Ulusal ve uluslararası gazetecilik meslek örgütleri de Dündar ve Gül’e destek vermişti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın şikayetçi olduğu davada "siyasi ve askeri casusluk", "devletin gizli bilgilerini temin etme yayımlama" ve "hükümeti devirmeye teşebbüs, terör örgütüne yardım"la suçlanan Can Dündar ve Erdem Gül, Anayasa Mahkemesi'nin tutuklamayla "kişi hürriyeti, kişi güvenliği, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine" karar vermesiyle tahliye edilmişti.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR'larına ait görüntüleri haberleştirmeleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın şikayetçi olduğu davada yargılanmasına bugün devam edildi.
Sabah saatlerinde iddianamenin özetinin okunulması ve milletvekillerinin katılma taleplerinin değerlendirilmesinin ardından duruşmaya öğlen arası verildi.
Verilen aranın ardından saat 13.30 sıralarında yeniden başlayan davada Can Dündar’ın ifadesinin alınmasına geçildi.Kapalı oturumda gerçekleşen davada Dündar savunmasını yaptı.
Savunmasının ardından duruşma savcısı ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MİT Müsteşarlığı'nın avukatları Dündar’a sorularını yöneltti.
Yaklaşık 3 saat süren ifade işleminin ardından duruşmaya yarım saat ara verildi. Verilen aranın ardından duruşmada diğer sanık Erdem Gül’ün ifadesine geçildi.
İfadenin alınmasının ardından mahkeme, Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı davayı 22 Nisan'a ertelendi. Mahkeme ayrıca Dündar ve Gül'ün yurtdışına çıkış yasağının da devamına karar verdi.
Mahkeme çıkışında konuşan Can Dündar, şunları söyledi:
Arkadaşlar teşekkür ederiz. Tutuklanmamızı bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattık, özür dileriz. Olağanüstü koşullar vardı koridorlarımızda. Üç barikatı açarak girebildik. Gerçekten hiç görmediğimiz mahkemelerde olağanüstü tedbirler altında yargılama oldu. Kapalı duruşma oldu, sınırlı sayıda avukat girebildi içeri. Bence iyi bir duruşma oldu çünkü dünyanın dikkati de bu duruşmanın üstündeydi. Bir tür basın özgürlüğünü savunmamız gerekiyordu öyle yaptık. Bizim yargılanmamıza sebep olan görüntüleri izlemek istediğimizi söyledim. Duruşma salonunda buna izin verildi, DVD’den o görüntüleri izledik. Neden bunun kamuoyunun bilmesi gerektiğini, neden gazetecinin buna duyarsız kalamayacağını gösterdim. Cumhurbaşkanı ve MİT’in müdahil olarak katıldığı duruşmada onların avukatları sorular sordu. Savcının sorularına cevap verdik. Bahse konu terör örgütüyle hiçbir bağlantımız olmadığını aksine iktidarın bu konudaki desteğini hatırlattık.
Ben biraz şöyle bir şey anlattım, basının bugünkü konjoktürel olarak biraz iktidar etrafında kenetlenmiş basın görüntüsüne kafayı takmayın, basın geleneği çok eskidir, batı kadar bir gelenek vardır, bugünkü görüntü geçicidir. Bağımsız yargı gazeteciliğin yargılandığını görmelidir dedim. Burada bir gazeteciliği savunduk, böyle olacak.
Fethullah Gülen’le ilgili bir soruya cevap verdik. Eğer varsa beraber yaptılar, bugünkü iktidar bir gün kalkıp benim iktidar olduğum devlette ‘paralel’ yapı kurulmuş. Bunu bir sabah öğrendik. Geçmişte paralel dediklerine ilişkin çevreler vardı, onlara kalkan olmuşlardı. 17 Aralık meselesi oldu, sonra paralel oldu. Onların hesabını kendileri versinler. Hükümetin o hesabı vermesi lazım.
18.45: Mahkeme heyeti, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuksuz yargılanmalarına devam edilmesine karar verdi.
18.40: Mahkeme heyeti, kararın yarım saat sonra açıklanacağını, duruşma günü ve kararın zabıta bakılarak öğrenilecek.
18.25: Mahkeme heyeti, ara kararını açıklamak için duruşmaya ara verdi.
18.15: Dündar ve Gül’ün avukatı Fikret İlkiz, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkilerini anlattı. İlkiz "Türkiye Cumhuriyeti'nin burada yargılanacağına ilişkin iddianame hazırlamak bilgisizliğin daniskasıdır." dedi
18.00: Savcı Evliya Çalışkan, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmalarını talep etmedi
17.50: Av. Akın Atalay: Sanıklar hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı kararının kaldırılmasını talep ediyoruz.
17.48: Erdem Gül'ün savunması ve sorgusu bitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT'in avukatlarının bir talebi yok. Dündar ve Gül'ün avukatı, Cumhuriyet gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalaysöz aldı.
17.40: Savcı Evliya Çalışkan, “Haber yapmadaki saikiniz ve ısrarınızın nedeni nedir?” diye sordu. Erdem Gül, “Ben Ortadoğudaki katliamların ülkemizde yaşamaması için bu haberleri yaptım” dedi.
17.37: Erdem Gül: Savcı ifademizi haberden 6 ay sonra alıyor. Basın Kanunu'na göre dava açma süresi 4 aydır.
17.32: Erdem Gül: Burası Norveç değil, yapılacak binlerce haber var ama ben ve Can profesyonel sanık haline geldiğimiz için işimizi yapamıyoruz.
17.30: Erdem Gül: Ben devlet içindeki kavgayı bilmek zorunda değilim. Böyle bir olaydan haberdar olduğumda yazarım. Bizim gazetecilik anlayışımıza göre bunu yazmamak suçtur.
17.20: Bir gazetenin Genel Yayın Yönetmeni ve Ankara temsilcisini tutuklamak o gazeteye de müdahaledir.
17.10: Duruşma, aranın ardından Erdem Gül'ün savunmasıyla başladı.
16.25: Duruşmaya 30 dakika ara verildi.
16.00: Mahkeme Başkanı, “MİT yasasına göre MİT mensuplarının soruşturulması için Başbakan’dan izin alınması gerekiyor, ama o soruşturma ve durdurma Başbakan’dan izin alınmadan yapılmıştı, dolayısıyla burada da suç var.” dedi. Can Dündar, “Evet orada da suc var, ama atladığınız bir yer var. Ya Başbakan da bu sucun ortağıysa?” cevabını verdi.
15.30: Erdoğan'ın avukatı "Türkiye IŞİD'e yardım ediyor algısını var mı, varsa bu algıyı kim oluşturuyor" diye sordu; Can Dündar"Evet var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan" dedi
15.15: Can Dündar: Silahlar YPG’ye gönderilseydi ve haberini yapsaydım, ben kahraman olacaktım, MİT’çiler sanık olacaktı
14.50: Can Dündar’ın savunmasının ardından savcı Evliya Çalışkan’ın sorularına geçildi. Çalışkan, “Sizin işiniz devlet sırlarını ifşa etmek mi?” diye sorunca, duruşma salonundakilerden tepki gördü. Çalışkan ayrıca, Can Dündar’ın hapishaneden çıktıktan sonra yazdığı ‘Tutuklandık’ isimli kitabında, Dündar’ın avukatı ve Cumhuriyet gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın “Bunları yayınlarsanız devlet sırrını ifşa edersiniz, tutuklanırsınız” dediğini iddia etti. Kitaptaki ifade ise savcı Çalışkan’ın söylediğinin aksine “Bunu yazarsan ‘devlet sırrını ifşa ediyor’ diyecekler senin için” şeklinde.
14.43: Can Dündar: Anayasanın açık hükmüne ve AYM kararına uymayan Cumhurbaşkanı’nın sözlerini biliyoruz, güçlü olan o, ama güçlüler her zaman haklı değildir. Haklı olan biziz ve gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz. Cumhurbaşkanı emretti, sonuç böyle oldu gibi bir hukuk garabetine izin vermeyin. Biz bu noktada size sığınıyoruz. Beraatimi istiyorum.
14.37: Can Dündar: Paralel devleti Erdoğan ve Fethullah Güleninşa etti. Aralarında kırgınlık olana kadar birliktelerdi. Sonra Erdoğan, Gülen’e “Ne istediniz de vermedik”, kamuoyuna “Pardon kandırılmışız” dedi. Ama biz kandırılmadık. Burada hesap vermesi gereken, Erdoğan ve Gülen’dir. Cumhurbaşkanı kandırıldıysa bedelini ödemelidir. Bizi mağdur edemez.
14.35: Silahlı terör örgütü FETÖ’ye üye değilmişiz çok şükür. Savcı yıllardır mücadele ettiğimiz bir örgüte bizi üye yapmamış neyse ki. Sadece yardım ediyormuşuz. Tanımam ben bahsedilen örgütten kimseyi. Hatta okullarında ‘CIA ajanları yetiştiriliyor’ haberim nedeniyle davalık olduk. Cemaatçi polisler tarafından telefonlarım dinlendi.
14:33 Can Dündar: Tek bir haberle, cebirle Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırma iddiası, sahip olmadığımız bir kudret yüklemiş bize. Ne biz o kadar güçlüyüz, ne cumhuriyet o kadar zayıf.
14.20: Can Dündar: Cumhurbaşkanı'ndan Başbakan'ına kadar devlet halkına yalan söylüyorsa 'olsun, sesimi çıkarmayayım' mı demeliydim? Suriye'deki yangına benzin döktük silah göndererek.
14.15: Can Dündar: Burada oturma düzeni yanlış, biz müştekiyiz, bu suçu isleyenler sanık olmalı
14.10: Can Dündar: Başsavcı vekili, hakkımızda "Bu görüntüler kurgu" diyerek soruşturma başlattı. Görüntüler kurguysa biz neden "devletin sırrını ifşa"dan yargılanıyoruz?
14.00: Dündar'ın talebinin kabul edilmesi üzerine, MİT TIR'larının durdurulma görüntüleri izleniyor.
13.55: Can Dündar: MİT TIR'ları durdurulduktan sonra MİT'çi olduğunu söyleyen kişiler yaka paça araçtan indiriliyor. Devletin güvenlik güçleri birbirine silah çekiyor. Bu Talat Aydemir'in başarısız darbe girişiminden sonra ilk kez gerçekleşti. Ayrıca sır denilen şey, MİT TIR'ları durdurulduktan sonra TBMM'de konuşuldu, dönemin Başbakanı Erdoğan'ın da aralarında olduğu onlarca kişi demeç verdi konuyla ilgili. Yani sır, bizim haberimizle ifşa olmadı
13.49: Can Dündar, Anayasa Mahkemesi'nin kendilerine tahliye yolunu açan kararına ilişkin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Uymuyorum, saygı duymuyorum, mahkeme direnebilirdi" sözlerinin yargılamaya yetkili yerlere çağrı yapma cüreti olduğunu söyledi.
13.47: Can Dündar savunmasına, MİT TIR'larında bulunan mühimmatların bulunduğu operasyonda kaydedilen görüntüleri izleyerek başlamayı talep etti. Talebi kabul edildi.
13.45: Verilen ara bitti, duruşma sanık haklarının okunmasının ardından Can Dündar'ın savunmasıyla başladı.
12.30: Duruşmaya 13.30'a kadar ara verildi.
12.17: Milletvekillerinin duruşmaya katılma talebi "hükümet üyeleri olmamaları, yasama üyeleri olmaları" gerekçesiyle reddedildi. Dündar ve Gül'ün avukatı Fikret İlkiz'in "Erdoğan ve MİT suçtan doğrudan zarar görmedi, katılma taleplerinin kabulü geri alınmalı" talebi de reddedildi. Can Dündar'ın oğlu Ege Dündar'ın katılma talebi ise kabul edildi.
11.56: Mahkeme heyeti milletvekillerinin katılma talebinin görüşülmesi için duruşmaya 10 dakika ara verdi.
11.50: Dündar ve Gül'ün avukatı Fikret İlkiz, milletvekillerinin duruşmaya katılma talebinin savcı tarafından reddedilmesinin istenmesi üzerine söz alarak, "İddia makamı suçtan doğrudan zarar görmeyenlerin katılma taleplerinin katılma talebinin reddini istiyor. Bunu biz de onaylıyoruz. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın katılma talepleri kabul edilmişti. Cumhurbaşkanı ve MİT'in de suçtan doğrudan zarar gören konumunda olmadığı için katılma talebinin kabulünden rücû edilmesini (Geri dönmek / T24) talep ediyoruz" dedi.
11.35: Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann: Davanın kapalı görülmesinden dolayı duruşmayı medyadan takip ediyoruz.
11.25: Can Dündar'ın oğlu Ege Dündar, kapalı görülen duruşmayı izleyebilmek için mahkeme heyetine dilekçe verdi.
11.10: Davayı takip etmek için 457 avukat başvurdu.
11.00: STK'lar, meslek örgütleri, milletvekilleri, basın mensupları, avukatlar duruşma için adliyede.
10.50: Yetki belgesi olan avukatların duruşmayı izlemesine izin verildi.
10.45: Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan da duruşmaya geldi.
10.40: Mahkemeye yetki belgesi göndererek duruşmaya katılma talebinde bulunan avukatların duruşma salonuna girmesine izin verilmiyor.
10.36: Duruşma başladı.
10.16: Kapalı görülmesine karar verilen duruşmaya girmek isteyen milletvekillerinin talebi reddedildi.
10.00: Mahkeme salonu girişine barikatlar kuruldu.
09.40: Can Dündar, dava öncesi basın açıklaması yaptı
08.50: Can Dündar'dan duruşma öncesi mesaj
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül, MİT TIR'larına ait görüntüleri haberleştirmeleri nedeniyle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın şikayetçi olduğu davada yargılanıyor. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gördüğü davanın ilk duruşması öncesinde Dündar ve Gül, gazetecilerle paylaştıkları savunmalarında tüm suçlamaları reddetti. "Siyasi ve askeri casusluk", "devletin gizli bilgilerini temin etme yayımlama" ve "hükümeti devirmeye teşebbüs, terör örgütüne yardım"la suçlanan Can Dündar ve Erdem Gül, Anayasa Mahkemesi'nin tutuklamayla "kişi hürriyeti, kişi güvenliği, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine" karar vermesiyle tahliye edilmişti.
Adana’da mühimmat yüklü MİT TIR’larının durdurulması ile ilgili haberleri nedeniyle 92 gün tutuklu kalan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül gazetecilik faaliyetleri nedeniyle bugün hâkim karşısına çıktı. Davanın ilk duruşmasında mahkeme iki konuda karar verdi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi duruşmaların bundan sonraki kapalı yapılmasını kararlaştırdı. Sanık eşlerini bu karar bağlamayacak. Mahkeme salonunun kapıları bundan sonraki duruşmalarda izleyicilere kapatılacak. Salonda, sanıklar, taraflar ve avukatlarıyla sanık eşlerinden başka kimse olmayacak.
Mahkeme ikinci kararını da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MİT'in müdahillik talepleriyle ilgili verdi. Sanık avukatlarının "direkt zarar görmedikleri" gerekçesiyle reddedilmesini istediği "müdahillik talepleri" kabul edildi.
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ndeki duruşmayı milletvekilleri, yabancı diplomatlar, çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi de izliyor. Ulusal ve uluslararası gazetecilik meslek örgütleri de Dündar ve Gül’e destek verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Can Dündar ve Erdem Gül'e destek için duruşmaya gelen diplomatlar hakkında şunları söylemişti: “Dün malum bir gazetecinin mahkemesi vardı. Bu yargılamaya katılanların durumu çok önemli. İstanbul'daki konsoloslar mahkemeye geliyor. Siz kimsiniz ya, sizin ne işiniz var orada. Yani diplomasinin de bir adabı var. Burası senin ülken değil burası Türkiye. Sen konsolosluk binası ve konsolosluk sınırları içinde hareket edebilirsin. Diğerleri izne tabidir. Bunlar kalkıp bu ülke içerisinde gövde gösterisi yapacak haddi tecavüz edebiliyorlar. Oynanan oyunun tarzını göstermesi bakımından bu çok önemlidir. Demokrasi, insan hakları, özgürlük, seçim laflarını dillerinden düşürmeyenlerin halkın desteğini alarak iş başına gelenlerle, darbeciler karşı karşıya geldiğinde tercihlerinin hangisinden yana olduğunu hep birlikte takip ediyoruz, görüyoruz" demişti.
Söz konusu görüntülerin Can Dündar'a verdiği öne sürülen CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, iddialar için bir açıklama yaparak, "Eski bir gazeteci ve yeni siyasetçi sıfatıyla bu haberin tüm sorumluluğunu üstlenmeye hazırım" dedi.
Enis Berberoğlu, şunları söyledi: "Bugün havuz medyasındaki 4-5 gazetede çıkan haberleri ben de okudum. Bırakın tek kaynağı, tek elden çıktıkları bariz ortada. Seçilen fotoğrafım bile aynı. Can Dündar ve Erdem Gül’ün yargılandıkları haberle ilgili duruş ve görüşüm ortada ve değişmedi. Eski bir gazeteci ve yeni siyasetçi sıfatıyla bu haberin tüm sorumluluğunu üstlenmeye hazırım. Çünkü öyle bir haber ki doğruluğu hiç tartışılmıyor, dolayısıyla kime gelse yazılır, paylaşılır ve basılır. Telefon sinyallerimin Cumhuriyet Gazetesi yakınında tespitine, Can Dündar ile geçtiği yazılan görüşmeye gelince. Arkadaşlar, ben 30 yıllık bir gazeteciyim, o tarihte CHP’nin medyadan sorumlu genel başkan yardımcısıydım. Dolayısıyla her gazeteden veya TV’den ajanstan medya mensubu ile görüşmemden daha doğal ne olabilir? Ama bu görüşmeler her defasında haber kaynağı sıfatıyla yapılmaz. Bazen eski arkadaş, meslektaş olarak bir araya gelirsiniz, bir çay içmek için ziyarete gidersiniz. Camı çerçevesi inmiş bir gazeteye de uğrarsınız, başka bir gün taziyeye gidersiniz. Ancak asıl sorulması gereken şudur: Dosyada sanık veya tanık olarak gösterilmediğim halde bu haberlere göre savcılık cep telefonumun sorgulamasını yapmıştır. Dokunulmazlık taşıyan bir TBMM üyesi sıfatıyla Hakim Savcılar Yüksek Kurulu’nu göreve çağırıyorum. Aynı şekilde TBMM Başkanılığı’nın bu konudaki görüşünü merak ediyorum."
Can Dündar, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun, "Bu haberin tüm sorumluluğunu üstlenmeye hazırım" açıklamasını değerlendirdi. Enis Berberoğlu'na teşekkür eden Can Dündar, "Bu ismi vermemem, tamamen biz gazetecilere tanınan bir hakkı savunmak içindir" dedi.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, şunları söyledi:
"Bugün yandaş basında MİT TIR’ları haberini sızdıran milletvekilinin dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu olduğuna dair haberler yer aldı. Öyle anlaşılıyor ki, haberin kaynağının Fethullah Gülen cemaati olduğunu iddia eden Savcılık, benim kitabımda yer verdiğim bir ayrıntıdan yola çıkarak o gün gazetemizi ziyaret eden CHP milletvekillerinin peşine düşmüş ve çevrede telefonu sinyal veren ismin Enis Berberoğlu olduğunu öğrenmiş. Bu haberi de kendisinden önceki Fetullahçı özel yetkili savcılar gibi, mahkemeden önce havuz medyasına servis etmiş. Anayasa Mahkemesi kararını takmayan savcılığın TBMM üyelerinin dokunulmazlığını da hiçe saydığını görüyoruz.
"Açıkçası gazetecinin haber kaynağını açıklamama ilkesi gereği, savcılık ve mahkeme sorgumda haberi kimden aldığımı söylemeyi reddetmiştim. Ancak ısrarla haber kaynağımın Gülen cemaati olduğunu söyleyen tetikçilere karşı, yeni çıkan kitabımda kaynağın solcu bir milletvekili olduğunu belirtmiştim.
"Bu bilgiyi vermeden önce de kaynağımla konuşmuş, iznini almıştım. O da “İstersen adımı da verebilirsin. Gereğinde mahkemede tanıklık yaparım” demişti.
"Bu ismi vermemem, tamamen biz gazetecilere tanınan bir hakkı savunmak içindir. Ceza riski altında isim vermek yakışık almayacağı için, kendi iznine rağmen, ben ismi vermek istemedim. Hala da aynı tavrı sürdürüyorum.
"Yarın ceza riski ortadan kalktığında ismi de memnuniyetle veririm.
Şimdilik, haber çıktıktan sonra gazetemiz çalışanlarının ve ülkemiz aydınlarının “Sorumlu benim” şiarına katılan Enis Berberoğlu’na duyarlılığı için teşekkür etmekle yetineyim."
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Dündar ile Gül’ün yargılanacağı davanın ilk duruşmasına iki gün kala, davaya çıkacak olan duruşma savcısını değiştirmişti. İlk duruşma öncesinde Dündar, "İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar" manşetine dayanak olan MİT TIR'ları görüntülerinin, "solcu bir milletvekili dostu tarafından flash disk içinde kendisine getirildiğini" açıklamıştı.