Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanan ve yargılandığı davada 10 yıl hapis cezasına çarptırılan HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak'a verilen cezanın gerekçeli kararı açıklandı. Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, Irmak'ın eylemlerinin siyasi parti faaliyeti olarak değerlendirilemeyeceği belirtildi.
HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak, Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 4 Kasım 2016 günü tutuklandı. Irmak hakkında 'terör örgütü yöneticiliği' ve 6 kez 'terör örgütü propagandası yapma' suçundan 52.5 yıl hapis cezası istendi. Selma Irmak, güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır'a nakledilen davada 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Irmak'ı 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet etmek' suçundan beraat ettiren ve tutukluluk halinin devamına karar veren Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı.
HDP milletvekillerinin yasama dokunulmazlığının TBMM tarafından usulüne uygun kaldırılmadığı, bu nedenle de yargılanamayacakları iddialarına ilişkin açıklamalar da yapılan gerekçeli kararda, şöyle denildi: "Sanığın dokunulmazlığın Anayasa'ya eklenen geçici 20'nci madde ile kaldırılmış olması ve belirtilen düzenlemenin Anayasa değişikliği suretiyle yapılmış olması ve aynı statüdeki normların birbirine aykırı düzenlemeler getirmesi durumunda, bunun Anayasa'ya aykırılık olarak değil, birbirinin istisnası şeklinde düzenleme addedilmesinin gerekmesi nedeniyle sanığın dokunulmazlığının 6718 sayılı yasa ile Anayasa'ya eklenen geçici 20'nci madde ile kaldırıldığı kanaatine varılmıştır."
Sanığın Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'nden (SEGBİS) savunmasını etkin bir şekilde yaptığı ifade edilen kararda, "İlimizde meydana gelen terör olayları gözetildiğinde, sanığın mahkemede bizzat bulunmasının kendi güvenliği açısından tehlike oluşturması, daha önce ayrıntılı sorgusunun yapılması, sanığa SEGBİS ile duruşmaya katılma imkânının sağlanmasına karşın, SEGBİS ile duruşmaya katılmak istemediğini beyan etmesi nedeniyle bizzat duruşmaya katılması talebinin reddine karar vermek gerekmiştir" denildi.
Irmak'ın avukatı Erhan Ürküt'ün bilirkişi raporuna karşı savunmak yapmak için süre talebinin reddedilmesinin gerekçesini açıklayan mahkeme heyeti, şunları kaydetti: "Sanık müdafii, 3 Kasım 2017 tarihli celsede bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmak üzere süre talep etmiş, raporun 30 Ekim günü UYAP'a taranmış olması, raporun daha önce yapılan çeviriden farklı olmaması, sanık müdafiinin ilk kez karşılaştığı bilgi ve belge olmaması, sanık müdafiinin daha önceki çeviriden farklı bulunmayan bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmak üzere yeterince süresinin bulunması nedeniyle yargılamanın sürüncemede kalmasını sonuçlayacak bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir."
Sanık Selma Irmak'ın çoğunluğu konuşma ve basın açıklamalarından oluşan 18 ayrı eyleme katıldığı, ancak bunlardan 3 eylemin suça konu olmadığı belirtilen kararda, 15 eylemin terör örgütü propagandasına dönüştüğü kaydedildi. Kararda, sanığın eylemlerinin siyasi parti faaliyeti olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından, eylemlerin terör örgütü propagandasına dönüşen örgütsel eylemler olduğu ifade edildi. Irmak'ın bazı konuşmalarının 'sözde' direnişe çağrıda bulunması dikkate alındığında, amacının terör örgütünün şiddet içeren faaliyetlerini meşrulaştırmak olduğu ve konuşmanın bütün halinde örgütsel eylem olduğu vurgulandı. Irmak'ın, terör örgütünün hendek eylemlerini öz savunma olarak nitelendirmesi ve ayrı devlet kurma talebini dile getirmesinin dikkate alınması gerektiğini kaydeden mahkeme heyeti, gerekçeli kararda şu ifadeleri kullandı: "PKK terör örgütünün öz yönetim ilanı sonrası kazdığı hendeklerin Kürtçe dilinin sözde özgürleşmesi ile herhangi bir alakasının bulunmayıp, dilin özgürleştirilmesi kisvesi altında sanığın terör örgütünün hendek faaliyetlerini meşrulaştırmaya çalışması, konuşma içeriğinde yine canlı kalkan olma çağrısında bulunması dikkat çekmiştir."
Irmak'ın 15 eyleminden 9'unun, Sur operasyonlarının devam ettiği döneme denk geldiği belirtilen kararda, propagandaya dönüşen eylemlere katılım, eylemlerdeki süreklilik, çeşitlilik ve sıklık gözetildiğinde, suçun 'Terör örgütüne üye olmak' olarak vasıflandırıldığı kaydedildi. Cumhuriyet savcısının, Selma Irmak'ın 'Terör örgütü yöneticisi olmak' suçundan cezalandırılmasını istediği belirtilen kararda, sanığın terör örgütünde karar alıp emir ve talimat vererek örgütü yönlendirdiğine dair somut delil elde edilemediği vurgulandı.
Mahkeme heyeti, Irmak'ın hapis cezasının onanması durumunda Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği ile seçme ve seçilme hakkının da aralarında bulunduğu bazı haklardan mahrum bırakılmasına karar verildiğini belirtti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuklukta geçirdiği süre gözetildiğinde tutuklama tedbirinin ölçülü olması ve adli kontrolün yetersiz kalması, tutuklama kararı verildikten sonra geçen süre göz önünde bulundurulduğunda adil yargılanma hakkının ihlal edilmesinin yahut uzun tutukluluk durumunun söz konusu olmaması, bu nedenle sanığın Meclis çalışmalarından uzun süre mahrum bırakılmak suretiyle yasama faaliyetinden alıkonulmamış olması gözetilerek, tutukluluk halinin hükmen devamına karar verildiği belirtildi. (DHA)