Mehmet Seracettin Tezçakın’ın dedesinin 1920 yılında açtığı ‘Sultanahmet Köftesi’nin sahibi Elit Gıda, ‘Sultanahmet Köftecisi’ markasıyla çok sayıda şubesi bulunanSultanahmet Gıda şirketini tazminata mahkûm ettirdi.
Mahkeme, Tezçakın Ailesi’ne ait ‘Sultanahmet Köftecisi’ markasına tecavüz oluşturacak şekilde davalı şirketin tüm mal, ticaret, evrak, tabela, billboard, tanıtım ve reklam aracı üzerinde markasının kullanılmasını yasakladı.
Davalı şirketin “sultanahmetkofteci.com.tr” adresinin de iptaline karar veren mahkeme, Mehmet Seracettin Efendi’nin 4’üncü kuşak torunlarına faiziyle 626 bin 993 lira tazminatın ödenmesine hükmetti.
Taklitçileriyle başı dertte olan ve yurdun hemen hemen her köşesinde rastladığımız Sultanahmet Köftecisi’nin gerçek sahibi Elit Gıda 4 yıl önce İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne marka tecavüzünün önlenmesi için dava açtı. Elit Gıda’nın açtığı davaya göre şirketin temelleri, Mehmet Seracettin Tezçakın’ın dedesi tarafından 1920 yılında atıldı. Şirket o tarihten beri ‘Sultanahmet Meşhur Halk Köftecisi’ ve ‘Sultanahmet Köftecisi’ markalarını kullandı.
Mehmet Seracettin Tezçakın 2000’de ‘1920 Sultanahmet Meşhur Halk Köftecisi’ markasının patentini aldı. 4 kuşaktır işletilen şirket, dünyanın sayılı firmaları arasına girdi. Mehmet Seracettin Tezçakın da 2011’de markasını, ailenin dördüncü kuşaktan oğlu İsmail Timur Tezçakın ve Mustafa Mert Tezçakın’ın da ortağı olduğu Elit Gıda şirketine devretti. Şirketin defterine bugüne kadar sanatçılardan siyasetçilere kadar pek çok ünlü isim teşekkür yazıları yazdı. Japonya, İngiltere, Yunanistan, İsrail gibi ülkelerde basılan gezi kitaplarında Elit Gıda’nın markası geniş olarak yer aldı ve markası yurt dışında da tescil edildi.
Davalı Sultanahmet Gıda Sanayi şirketinin avukatı ise şekil yönünden ‘Sultanahmet Köftecisi’ markasının davacı şirketin markasıyla benzerlik göstermediğini belirterek davanın reddini istedi. Sultanahmet köftecisi markasının artık yaygın bir ad haline geldiğini iddia eden davalı şirketin avukatı, “Davacının markasına yönelik bir yatırımı bulunmamaktadır. Marka hakkına tecavüz ya da haksız rekabet yoktur. Müvekkilim şirket kendinin olan markayı kullanmakta ve bu markaya yatırım yapmaktadır. Davanın reddi gerekir” dedi. 4 yıldır süren davanın karar duruşmasına katılan Elit Gıda’nın avukatı, “Davalı taraf kötü niyetli olarak markaları tescil ettirmiştir. Bizim markamızın tanınmışlığından faydalandıklarını düşünüyoruz. 100 yıldır müvekkilime ait olan markaya tecavüzün önlenmesini ve tazminat talebimizin kabulüne karar verilmesini istiyoruz” dedi.
Kararını açıklayan mahkeme, Elit Gıda’nın açtığı davayı kabul etti. Mahkeme, davalı şirketin marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin engellenmesine, önlenmesine ve giderilmesine karar verdi. Davalı şirketin “sultanahmetkofteci.com.tr” adlı internetsitesinin de iptaline karar veren mahkeme, Elit Gıda’nın “Sultanahmet Köftecisi” markasına tecavüz oluşturacak şekilde davalının her türlü mal ve hizmet üzerinde ticaret, iş evrakları, tabelalar, billboardlar, tanıtım ve reklam aracı üzerinde markasal kullanımının önlenmesine karar verdi. Mahkeme, ayrıca davalı şirketin 621 bin 993 lira maddi ve 5 bin lira manevi olmak üzere 626 bin 993 liranın faiziyle birlikte davalı şirketten alınarak davacı Elit Gıda’ya ödenmesine hükmetti.
Davalı Sultanahmet Gıda Sanayi şirketinin avukatı ise şekil yönünden “Sultanahmet Köftecisi” markasının davacı şirketin markasıyla benzerlik göstermediğini belirterek davanın reddini istedi. Davacı tarafından tanınmışlığa ilişkin olarak sunulan İstanbul Kültür Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tamer Koçel tarafından kaleme alınan “Kıdemli İşletmeler” başlıklı tezde işletme markasının “Tarihi Sultanahmet Köftecisi Selim Usta” olduğu ve bu işletme adının davacı markasından ve işletme adından farklı olduğu görülmektedir. Davacı birçok benzeri gibi Sultanahmet Köfte markasını aslında marka olarak değil, sanki bir semt adıymış gibi kullanarak, kendi mahallini belirtmiş, bu adı araç haline getirmiş varsa asıl ününü, Selim Usta adından kazanmıştır. Sonrasında bu isim pek çok işletme tarafından kullanılarak ayırt ediciliğini kaybetmiştir” dedi.
Türk Patent Enstitüsü nezdinde çok sayıda Sultanahmet Köfte şeklinde markaların varlığına rastlandığını belirten davalı avukatı, “Bu markalar arasında ayırt edici bir kullanımın en özgün olanının müvekkilin markası olduğu anlaşılmıştır. Müvekkilin bu alelade zayıf markaya yaptığı ayırt edici ve tanımlayıcı şekil, renk ve karakterler ile bu markayı bir restoran zinciri haline getirdikten sonra davacının marka üzerinde hak iddia etmesi kabul edilemez. Müvekkil uzun zamandan beri aktif olarak kullanılan bir markayı devir alıp, bu markayla yapılan yatırımları büyütmüş ve onu tanınmış hale getirmiştir. Marka hakkına tecavüz ya da haksız rekabet yoktur. Müvekkilim şirket kendinin olan markayı kullanmakta ve bu markaya yatırım yapmaktadır. Davanın reddi gerekir” diye konuştu.