HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı dava dosyasını, Kobani protestoları sırasında yaşamını yitiren Yasin Börü’nün ölümüne ilişkin dava dosyası ile resen birleştiren Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı. Mahkeme kararında Demirtaş’ı “azmettirici” ilan etti.
Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı davaya bakan Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, 6-8 Ekim Kobani eylemleri sırasında yaşamını yitiren Yasin Börü ve 3 Hür Dava Partisi üyesinin davası ile birleştirilmesi amacıyla Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne iki kez talepte bulunmuştu. Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi ise dosyanın birleştirilmesine muvafakat vermedi. 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi ise en son dosya hakkında re'sen birleştirme kararı verdi. Birleştirme kararına dair gerekçesini ise 3 gün sonra açıkladı.
Mahkemenin verdiği gerekçeli kararda şu ifadeler yer aldı:
"Mahkememizin 2017/47 esas sayılı dosyası ile UYAP üzerinden getirtilip incelenen Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/500 esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunmasına rağmen Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 14.06.2017 tarihli yazısında birleştirme talebini muvafakat edilmediği yönünde görüş bildirilmiş ise de; Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/224 esaslı sayılı dosyasında pek çok sanık hakkında tahrik konusu eylemleri gerekçesiyle açılan davada tüm delillerin toplandığı, sanıkların savunmalarının alındığı, müşteki ile tanıkların duruşmaya çağrılmak veya talimat yazılmak suretiyle dinlendikleri, mahkememizin 2017/47 esas sayılı dosyasındaki yargılama konusu eylemlerin birleştirilmesi düşünülen Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/500 esas sayılı dosyada müşteki ve tanıkların tekrar dinlenmesinin hem yargılama giderlerini arttıracağını, hem emek ve zaman kaybına yol açacağı, ayrıca tanıkların mahkememizde farklı beyanlarda bulunması halinde ispat hukuk anlamında ciddi sakıncalar doğuracağı, kaldı ki Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargılamasını yaparak, tefrik edip, karar verdiği 2015/224 esas sayılı dosyası henüz derdest iken sanık Selahattin Demirtaş hakkında 6-8 Ekim olaylarının azmettiricisi olduğu iddiasıyla mahkememize kamu davası açıldığı düşünüldüğünde, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karar verilen 2015/224 esas sayılı dosyasında mahkememizdeki 2017/47 esas sayılı dosya ile birleştirilmesi gerektiği, diğer yandan Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen 2015/224 esas sayılı dosyanın gerekçeli kararında özetle; söz konusu eylemlerin PKK/KCK’nın çağrıları üzerine işlendiğinin de kabul edildiği, tahrik konusu suçları işleyen sanıklarla bu suçların işlenmesini tahrik ettiği iddia edilen sanığın azmettiren sıfatı ile farklı dosyalarda yargılanmasının izahının hukuken de mümkün olmayacağı, zira CMK’nın 8. Maddesi anlamında her iki dosya arasında mutlak manada dar bağlantı bulunduğu dikkate alındığında mahkememiz ile Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyanın birleştirilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar sanık Selahattin Demirtaş hakkında müsnet suçlardan dolayı mahkememizde görülmekte olan kamu davası ile Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 5017/500 esas sayılı her iki dava dosyası arasında CMK’nın 8. Maddesinde belirtildiği şekilde bağlantı olduğu anlaşıldığında mahkememiz 2017/47 esas sayılı dosyanın Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/500 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine.”
Mahkeme kararında yargılamanın Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 2017/500 esas sayılı dosya üzerinde yürütülmesine karar verip, itiraz merci olarak Bölge Adliye Mahkemesi’ni göstermesi gerekirken, Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi’ni göstermesi dikkat çekti. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “birleştirme” kararına dair avukatların ise önümüzdeki günlerde itiraz etmesi bekleniyor.
21 Haziran’da HDP Merkez Yürütme Kurulu, yaptığı yazılı açıklamada, Demirtaş’ın dava dosyasının Yasin Börü davası ile birleştirilmesi girişimlerine tepki göstererek, “Gerek birleştirme istem yazısı içeriği ve gerekse birleştirme yönlü karar tamamen keyfidir, kişisel hedef gösterme amaçlıdır. Saray medyasının yönlendirmesidir ve bir algı operasyonunun devamıdır” demişti. Açıklamanın devamında, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin tarafsızlığından ve bağımsızlığından söz edilemeyeceğine vurgu yapılmış, “Bu tutumların hesabı hukuken hem iç hem de uluslararası hukuk zemininde mutlaka sorulacaktır” denilmişti.