Mahkemelerin tutumu vicdanları yaralıyor

Mahkemelerin tutumu vicdanları yaralıyor

Bugün, Kadına Yönelik Şiddet ile Uluslararası Mücadele Günü. Ancak Türkiye'de durum çok acı. Son 10 ayda 264 kadın öldürüldü. Yetersiz tedbirlerin yanı sıra katillere uygulanan ‘tahrik, iyi hal' indirimi, sözde namus gibi gerekçeler kadın cinayetlerinin önünü açıyor. ‘İyi hal' indirimine tamamen karşı olmayan kadın dernekleri, bu indirimin yeniden düzenlenmesini ve kadın cinayetlerinde adaletin önüne geçmesinin engellenmesini istiyor.

Zaman Gazetesi'nin haberine göre, “En son duruşmaya öldürdüğü kız kardeşimin aldığı takım elbiseleri giyip geldi. Önünü ilikledi. Boynunu büktü. ‘Pişmanım' dedi. Mahkeme karşısındaki duygu sömürüsüyle iyi hal indirimi aldı. Genel af çıkarsa, bu iyi hal indirimi yüzünden serbest kalacak.” Bu sözler, boşanmak istediği eşi Serdar Göçmen tarafından defalarca bıçaklanarak öldürülen Muhterem Göçmen'in ablası Çiğdem Evcil'e ait. Muhterem Göçmen, Türkiye'de son beş yılda erkek şiddetine kurban verilen 1134 kadından sadece birisi. Muhterem Göçmen iki yıl önce boşanmak istediği eşi Serdar Göçmen tarafından çalıştığı kuaförde bıçaklanarak öldürüldü. Genç kadını göğsünden defalarca bıçaklayarak kasten öldüren Serdar Göçmen'e mahkemedeki durumu göz önüne alınarak iyi hal indirimi verildi. Ağırlaştırılmış müebbet olan ceza, müebbede çevrildi.

2015'in son on ayında 264 kadının öldürüldüğü Türkiye'de, cinayetlerin önü alınamıyor. Öldürülen kadınlardan yüzde 68'inin katili ise eş, eski eş veya erkek arkadaşı oldu. Bir yandan devlet tedbir almakta yetersiz kalırken, diğer yandan ‘iyi hal indirimi' ve ‘tahrik' gibi hususlar yüzünden faillere verilen cezalar caydırıcı etkisini yitiriyor. Bu indirimlerin ulaştığı kaygı verici boyutları abla Evcil'in “Yanımızda olan platformlar da şahit ki sanığın mahkemede iyi hali hak edecek hiçbir tavrı yoktu. Ben eminim ki o mahkeme dosyayı hiçbir şekilde incelemeden sanığı karşısına aldı ve 13 yıl boyunca sanığın Muhterem'e yaşattığı hiçbir şeyi göz önüne almadan, sadece mahkemedeki timsah gözyaşlarıyla o indirimi ona uyguladı.” sözleri özetliyor. Muhterem'in ailesinin en büyük korkusu ise katilin bir genel af ile serbest kalma ihtimali. Mahkemede kendisine uygulanan iyi hal indirimi, fail Serdar Göçmen'in genel aftan faydalanmasını mümkün kılıyor. Abla Evcil, “Bugün genel af çıksa bu adam yattığı iki yıl ile kalacak. Ama Muhterem bir daha hiç dönmeyecek. Kadına karşı hukuk işlemiyor. Bunu çok iyi gördük, yaşadık.” ifadelerini kullanıyor.

 

“Katil, cezanın nasıl azalacağını biliyor”

 

Geçtiğimiz birkaç ay içinde de çok sayıda davada benzer gerekçelerle büyük indirimler yapıldı. Eşini öldüren, kadın akrabasını öldüren veya çocuklara karşı cinsel istismarda bulunan birçok sanık, hâkim takdiri ile ağır cezalardan kurtuldu. İzmir'de boşandığı eşini bıçaklayarak öldüren 23 sabıkalı V.A., ‘iyi hal' sebebiyle müebbet yerine 25 yıl ceza aldı. Adana'da bir çocuk annesi ve hamile eşini tabancayla öldüren M.Ç.'ye yalnızca 18 yıl 4 ay ceza verildi. 70 yaşındaki felçli ve engelli kadına tecavüz eden A.T., 8 yıl 4 ay, bir üniversite öğrencisini öldüren polis ise 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

 

Kanunlara göre şüpheli isimlerin yargılama sürecindeki davranışlarına göre verilebilen ve gerekliliği uluslararası hukukta da kabul gören iyi hal indirimi, özellikle kadın cinayetlerinde yanlış neticelere sebep olabiliyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'ndan Fidan Ataselim “Uygulanan her bir indirim diğer kadın cinayetlerinin önünü açıyor. Çünkü şiddet uygulayan erkekler kadın cinayeti işlediklerinde ne söylediklerinde cezalarının nasıl azalacağını iyi biliyorlar.” dedi. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü de “Bu indirimlerin önünü açan yasada acilen değişikliğe gidilmeli. Başka türlü cinayetlerin önüne geçemeyiz.”  uyarısında bulundu. Emekli Yargıtay Savcısı ve Tetkik Hâkimi Ahmet Gündel ise yaşanan sıkıntıları yargıdaki iş yüküne bağladı. İyi hal indirimini yanlış uygulayan hâkimlerin sayıca az olduğunu savunan Gündel, “Şu anda yerel mahkemelerde milyonlarca dosya var. Bu yüzden her dosya ideal şekilde ele alınıp bir sonuca varılamıyor. Yargının bunun gibi genel sorunlarını çözmeden birtakım suçlar bazındaki problemlere çözüm üretmemiz mümkün değil.” ifadelerini kullandı.

 

İndirim sebepleri: geçmiş, ilişkiler, davranışlar

 

Türkiye'de son zamanlarda sıkça uygulanan ve kamuoyunun tepkisini çeken ‘iyi hal indirimi', Türk Ceza Kanunu'nun 62. maddesinde düzenleniyor. Yargı sisteminin en önemli ilkelerinden birisi olan ‘suçluyu ıslah' amacından dolayı düzenlenen ‘iyi hal indirimi', kanunda “Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmi beş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir.” ifadeleriyle açıklanıyor. İndirime nelerin gerekçe olabileceği ise “failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar” şeklinde sıralanıyor. En küçüğünden en ağırına kadar birçok suçta uygulanabilen bu madde, adil yargılanma ve hukuki dinlenilme haklarının da bir gereği. Ancak, evrensel hukuka göre kanunlarda yer verilmesi gereken ‘iyi hal indirimi' hususu, bazı hatalı kararlarda da başrolde olabiliyor. Dosyayı yeterince incelemeyen ve dikkatli karar vermeyen bazı hâkimler, özellikle kadın ve namus cinayetlerinde yeterince adil kararlar veremiyor.

 

"İki elini önünde tut, başını öne eğ, indirim al"

 

Canan Güllü (Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı): “Şiddeti uygulayana cezai indirim, hem kamu vicdanı hem de bizler için ciddi anlamda sıkıntı oluşturuyor. Yasayı yargılamak gibi bir konumumuz yok. Bunu hukukta maddeleri oluşturan üst kurullar yapar. Ancak kamu vicdanını yaralıyorsa bu yasa gözden geçirilmeli. İki elinizi önünüze tutacaksınız, başınızı biraz eğeceksiniz. Bunu artık avukatların bile söylemesine gerek yok, bu hapishanelerde biliniyor. Bu indirimlerin önünü açan yasada acilen değişikliğe gidilmeli.”

 

"Saldırganın sözde gerekçelerle indirim alması önlenmelidir"

 

Fidan Ataselim (Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu): “Kadın katillerinin mahkemelerde tutundukları tavır, kravat takmaları, ‘pişmanım' demeleri onların cezalarında indirim sebebi. Uygulanan her indirim, diğer kadın cinayetlerinin önünü açıyor. Çünkü şiddet uygulayan erkekler kadın cinayeti işlediklerinde ne söylediklerinde cezalarının nasıl azalacağını iyi biliyor. Adalet için “Kadın cinayeti” terimi, TCK'da resmi olarak yerini almalıdır. İndirim gerekçelerine, kadın cinayeti failleri için net bir sınırlandırma konulmalı.”

 

"Normalde hiçbir hâkim ‘sanık kravat taktı' diye indirim yapmaz"

 

 

Ahmet Gündel (Emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı): “Milyonlarca dosya yerel mahkemelerde görülüyor. Bu yüzden her dosya ideal şekilde ele alınıp bir sonuca varılamıyor. Yargının genel sorunları çözümlenmeden birtakım suçlar bazındaki problemlere çözüm üretmemiz mümkün değil. Kadın derneklerinin, itirazlarında tabii ki haklılık payı var. Suç işleyen bir insanı kravat takıp, takım elbise ile duruşmaya geldi diye iyi hal indiriminden yararlandıramazsınız. Ama maalesef yargıdan kaynaklanan birtakım nedenlerle bazı yargıçlarımız takdir hakkını iyi kullanamıyor. Aksini gerektiren durumlarda indirime gidebiliyorlar. Diğer yandan sisteme baktığımız zaman bu çok fazla sayıda olan bir olay da değil. Birkaç olayda hâkimin takdir hakkını yanlış kullanması, tüm ülkeye genellenemez.”

 

"Saldırganın sözde gerekçelerle indirim alması önlenmeli"

 

Kamile Yılmaz Arısoy (Avukat): “Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nin tarafı. Hem bu sözleşme hem de CEDAW 19 No'lu Tavsiye Kararı gereği, saldırgana avantaj sağlayan iyi hal indirimi ve ‘sözde namus' gerekçesiyle verilen tahrik indirimlerinin önüne geçilmeli. Anayasa'nın 90. maddesinin son cümlesine göre temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalar kanunlardan önceliklidir. Bu itibarla mahkemeler, yasal düzenlemeyi beklemeksizin İstanbul Sözleşmesi'ni uygulamalı, failin ceza indirimi almasını önlemeli.”