Maliye Bakanı Naci Ağbal, yatırımcıya desteklerinin devam edeceğini belirterek, “Hani çatık kaşlı, asık suratlı Maliye yerine güler yüzlü, vatandaşın yardımına koşan bir vergi idaresi kurma hedefimiz var” dedi.
Milliyet'ten Abdullah Karakuş'un Naci Ağbal söyleşisi şöyle:
- Büyümenin devamı için neler yapacaksınız?
- Şu andaki maliye politikası büyüme hikâyesine doğrudan ve dolaylı olarak katkı veriyor. Bütçe imkânlarını kullanarak özel sektörün üretim ve yatırımına destek veriyoruz. Vergi indirimleri yoluyla destek veriyoruz. Maliye politikası içinde özel olarak Katma Değer Vergisi Kanunu çok spesifik olarak çalıştığımız bir alan. Biz KDV sistemini baştan aşağıya değiştirmek istiyoruz. Bu KDV sistemi, Türkiye’nin rekabetçiliğinin önünde engel, yerli üretimi cezalandıran, ithalatı teşvik eden bir yapıya sahip. Burada KDV’den vazgeçecek değiliz. Satış vergisi gibi bazen bu tür talepler geliyor. Yani tek oran, satış aşamasında KDV olsun önceki aşamalarda KDV olmasın. Bu, mümkün değil. KDV uygulayan ülkelerde KDV ithalattan nihai tüketiciye tüm satış aşamalarında uygulanır. En büyük kangren konu, şirketlerin indirim yoluyla gideremedikleri üzerinde kalan KDV yükü. Biz şimdi burada diyoruz ki koşulları belirlenmiş bir ortamda eğer indirim yoluyla KDV’nizi gideremediyseniz devlet olarak bu parayı size iade edeceğiz. Bu aslında bir devrim çünkü şu ana kadar, 1985 yılından bugüne kadar iç ticarette, iç pazarda alışveriş yapıyorsanız, indirim yoluyla gideremediğiniz KDV varsa devlet bunu size asla ödemiyor.
- Yeni yatırımcılara ne gibi destekler olacak?
- Yatırımcıları rahatlattık, daha da rahatlatacağız. Birkaç gün sonra da Meclis’e yeni bir torba getireceğiz. Eskiden bir şirket kurmak istediğinizde çok ciddi mali yükleri vardı ve çok zaman alıyordu. Maliye Bakanı olarak ben inisiyatif aldım. TOBB Başkanını karşıma aldım, Gümrük ve Ticaret Bakanımızı yanıma aldım, oturdum, çalıştım. İşe başlama, bir şirket kurma durumunda hangi mali yükler var, hangi işlemler var, hepsini temizledik. Artık vergi dairesine uğramadan yapılıyor. Maliye Bakanlığı olarak özellikle vergiler noktasında yatırım, üretim, ihracat, istihdam dedik. Dört tane alanı kendimize özellikle seçtik ve bütün vergi mevzuatını bu anlamda taradık. Çok sayıda yasal düzenlemeler yaptık. Yine yapmaya devam edeceğiz. Yatırımcıya destekler devam edecek. Yatırım, üretim ve istihdam üzerindeki vergileri düşürmek için mali imkânımız ölçüsünde düzenlemeler yapmaya devam edeceğiz.
- Özel sektörün önünü nasıl açacak, işlerini kolaylaştıracaksınız?
- Biz önümüzdeki dönemde özel sektörün önünü açacak düzenlemeleri yapmaya devam edeceğiz, işlemleri kolaylaştıracağız ve vergi dairesinin bir güler yüzlü vergi dairesi olmasını sağlayacağız. O anlamda çok somut bir projemiz var: Temassız vergi dairesi diyoruz. Yılbaşına kadar torba yasada da bununla ilgili bir düzenleme yapacağız. Vatandaş, vergi mükellefi vergi dairesine hiç uğramayacak, bütün iş ve işlemlerini on-line elektronik ortamda yapacak. İşe başlamada bildirimde bulunmak istiyor, vergi dairesine gitmeyecek; evinden, ofisinden doğrudan müracaatını yapacak. Vatandaşın bütün ödemelerini de artık bankalardan yapmanın önünü açacağız. Her zaman için mükellefi ve vatandaşı merkeze alan bir anlayışla Maliyenin çehresini değiştiriyoruz. Hani çatık kaşlı, asık suratlı Maliye yerine güler yüzlü, vatandaşın yardımına koşan, onun işlerini kolaylaştıran, iyi niyetli mükellefin elini tutan bir vergi idaresi kurma hedefimiz var.
- Faiz konusunda bankalara bir uyarınız olacak mı?
- Kredi Garanti Fonu önemli bir enstrüman. Şu anda bankaların özellikle Kredi Garanti Fonu’nda oluşan bu yeni denge üzerinden faiz oranlarını tekrar gözden geçireceklerini düşünüyorum açıkçası. Ama netice itibarıyla bankalar kendi kaynak maliyetlerini, kendi kârlılıklarını, kendi arz-talep dengelerini dikkate alarak kendi faiz oranlarını kendileri belirleyecekler yani ekonomide faiz oranını piyasa belirler. Burada bankalar piyasanın koşulları içerisinde faiz oranını belirleyecekler. Kaynak maliyetini oluşturan faktörler aşağı yönlü oldukça bankalar da umuyorum ki faiz oranlarını aşağıya çekeceklerdir.
Yeni vergiler gelecek mi? Ekonomik kriz beklentisi var mı?
- 2017 yılı içerisinde herhangi bir şekilde vergi artışı yapmayı planlamıyoruz. Türkiye büyümez diyenlerin beklentileri boşa çıktı. Birtakım köşeleri tutmuş, birtakım yerlerde kendine sağlam limanlar bulmuş arkadaşlarımız kendilerince bir kriz edebiyatı üretmek isteyebilirler, buna ben “eylül sendromu” diyorum. Her eylülde bunlar böyle bu hikâyeleri üretirler. Türkiye’de bir kriz algısı da yok, beklentisi de yok. Türkiye’nin tam tersine yakaladığı bir ivme var, şu anda onu daha da güçlendirecek bir hikâye üretiyor.
Dolar-Euro hareketliliğine nasıl bakıyorsunuz?
- 15 Temmuz darbe girişimi sonrası süreçte Türkiye ekonomisine ilişkin çok spekülatif ataklar oldu. Ama 16 Nisan aslında bir milat. Çünkü 16 Nisanda Türkiye’yle ilgili bütün siyasi belirsizlikler ortadan kalktı. 2019 içerisinde, normal takviminde seçimler yapılacak ve aldığımız tedbirler sayesinde ekonomide görünüm son derece pozitif. Şu anda Türkiye’ye yoğun bir sermaye girişi var. Ekonomiyle ilgili beklentiler son derece olumlu. Türk lirasının değeri aslında olması gereken noktadan hâlâ daha düşük seviyelerde. Piyasalardaki dalgalanmalar ortadan kaltı. Artık sabah akşam kalkıp “Döviz kuru kaça fırladı?” diye konuşmuyoruz, “Döviz kuru kaça indi?” diye konuşuyoruz.
Cari açığı kapatmaya yönelik yerli üreticiye teşvik veya destek düşünüyor musunuz?
- Son dört yıldır özellikle cari açığın arz tarafını desteklemek amacıyla, özellikle de orta ve üst teknoloji segmentinde yer alan, ürün üreten firmalara olağanüstü teşvikler getirdik. Bana artık kimse “Devlet şunları versin de biz bu işi yapalım” diyemez. Daha devlet ne yapsın? Yani vergi, bütçeden kaynak aktarma, kurumsal yapıların güçlendirilmesi, bürokrasinin azaltılması, özellikle AR-GE kanalı üzerinden destekler… Çin malı deyince ucuz, teknolojisi düşük malları konuşuyorduk. Bugün Çin’in ihracatının ve üretiminin yüzde 30’dan fazlası tamamen yüksek teknoloji. Bizim o zaman büyüme hikâyemizde bir şeyleri değiştirmemiz lazım. Firmalarımızın, işletmelerimizin, sanayicilerimizin devlet olarak onların arkasındayız, yanındayız. Ne istiyorlarsa ister proje bazlı ister sektörel isterse genel, ‘Teknolojiye yatırım yapacağım’ diyen her firmanın devlet olarak arkasındayız. Türkiye’nin cari işlemler açığını bugün ürettiğimiz malları daha çok sayıda satarak kapatamayız. Farklı ve yeni malları, pahalı malları, katma değerli malları satarak cari açık düzeltilir. Bu kadar, çözüm basit yani.
Sanal alışverişe özel vergi tartışmaları vardı. Neler yapılacak?
- Bu çok önemli ve gelişen bir alan. Bakın, dünya yepyeni bir evreye giriyor ve bu uzun solukla değil, çok kısa bir solukla hayatımızın içine girecek. Nasıl bugün ‘2030 geldiğinde yollarda benzinli araç kalmayacak’ diyorsak 2030 geldiğinde de AVM’leri görmeyeceğiz, AVM kalmayacak. Ne kalacak? Elektronik ticaret kalacak. Herkes evinde, ofisinde sadece bulunduğu şehirde değil, ulusal düzeyde istediği yerden malı satın alabileceği gibi ulusal sınırlar tamamen yok olacak. Türkiye’de elektronik ticaret ortamında yani internet üzerinden birisi ticaret yaparsa biz ona Türkiye içinde vergi stopajı getireceğiz.
Esnafa yönelik yeni bir proje var mı?
- Büyüyen, gelişen şehirler içinde birçok yerde esnafımız tarafından oluşturulan sanayi siteleri var. Bunlar şehrin merkezinde kaldı. Esnafımız aslında bu sanayi sitelerini şehir dışına taşımak istiyor ancak mevcut mevzuat, bu taşınmaya imkan verecek kolaylıklara sahip değil. Dolayısıyla burada (Meclise gelecek torba) yapılacak yasal düzenleme ile Maliye Bakanlığı olarak şehir içinde kalmış küçük sanayi sitelerindeki esnafımıza şehir dışlarında doğrudan arsa vereceğiz. Bu suretle söz konusu esnafımızın şehir dışına taşınabilmesini ve buralarda çok daha modern, çok daha kullanışlı yeni sanayi sitelerinin oluşmasını sağlamak istiyoruz.
- Şu anda sigarayla ilgili yeni bir vergi getirmek şeklinde yeni bir çalışmamız ve planımız yok. Biliyorsunuz, sigara üzerinde yaklaşık olarak yüzde 83 oranında bir vergi yükü var. Burada maktu, asgari maktu ve oransal olmak üzere üç parametre üzerinden bir vergi alıyoruz. Bizim vergi gelirlerimiz içinde de açık söylemek gerekirse sigara önemli bir gelir kaynağı. Ama sigara üzerine aldığımız şu andaki vergilerle zaten Sosyal Güvenlik Kurumunun sağlık harcamalarını da finanse ediyoruz.