İstanbul’daki Maltepe Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan 100 işçi sendikalı olunca kapı önüne kondu. Açılan işe iade davasındaki bilirkişi, üniversitenin sendikalaşmayı önlemek için temizlik birimini taşerona verdiğini tespit ederek, “Netice olarak iş yerinde sendika üyesi olan tek bir işçi dahi kalmamıştır. Bu durum da alt işverenlik uygulamasının sendikal örgütlenmeyi engelleme amacı taşıdığını göstermektedir” denildi. Bu arada, işten atıldıktan sonra hastanede çadır kurup eylem yapan işçiler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, savcılık, “Şüphelilerin işten atılmayı engellemek amacıyla hak arama özgürlüğü çerçevesinde oturma eylemi yaptıklarını” belirtti.
Maltepe Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan işçiler geçen yıl ekim ayında DİSK’e bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası’na üye oldu. Bunun üzerine yönetim, sendikalı işçileri bir bir işten çıkarmaya başladı. En son temizlik hizmeti için taşeron bir şirkete devredildi. Böylelikle hasta bakım, temizlik, yemekhane ve destek birimlerinde çalışan 94 işçinin akdi 6 Aralık 2014’te feshedildi. İşçiler de 25 Şubat’ta kampüste çadır kurup eylem yapmaya başladı. Buna karşılık yönetim, işçiler hakkında “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu ihlal” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Şikayet üzerine polis 35 işçiyi gözaltına aldı. Bu soruşturmayı yürüten Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı geçen 12 Mayıs’ta kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Savcı Alim Yaşar, kararında, eylemin yapıldığı yerin yasaklı alanlar içerisinde olmadığını, işçilerin de başkalarının iş ve çalışma özgürlüklerini ihlal etmediğini kaydetti. Savcı Yaşar, “Şüphelilerin işten atılmayı engellemek amacıyla hak arama özgürlüğü çerçevesinde oturma eylemi yaptıklarını” belirtti.
Bu arada işten atılan işçilerden İmdat Göksu, Anadolu 1. İş Mahkemesi'nde işe iade davası açtı. Mahkemenin talebiyle hazırlanan 30 Nisan 2015 tarihli bilirkişi raporunda üniversitedeki alt işverenlik uygulamasının işçilerin sendikalaşması üzerine başlatıldığı ifade edilerek, “Asıl olarak, iş yerindeki sendikal örgütlenmeyi engelleme amacını taşıdığı ve bu haliyle hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği kanaatine ulaşılmıştır. Bahse konu alt işverenlik uygulaması ile davalı tarafça sendikal örgütlenmeyi önlemek amacıyla gerçekleşen feshe geçerli neden oluşturulmak istenmiştir. Netice olarak iş yerinde sendika üyesi olan tek bir işçi dahi kalmamıştır. Bu durum da alt işverenlik uygulamasının sendikal örgütlenmeyi engelleme amacı taşıdığını göstermektedir” denildi. Raporun sonunda, “davacının işe iadesine karar verilmesi gerektiği” belirtildi. Göksu’ya ödenecek tazminatın dört-sekiz aylık ya da sendikal fesih nedeniyle bir yıllık ücret tutarında belirlenmesi, boşta geçen dört aylık ücret ve haklarının tahsilinin gerektiği ifade edildi.