Maltepe'de 1 Mayıs: Kim başa gelirse işçiyi sömürüyor

İstanbul'un dört bir yanından sabah saatlerinde yollara düşen sendikalar, meslek odaları, siyasi partiler, kadın örgütleri ve gençlik grupları, öğlen saatlerinde kortejler halinde Maltepe miting alanına giriş yapmaya başladı.

Maltepe sahilinin yanına kurulan miting alanına girişte sloganlara en çok OHAL'e karşı duruş damga vuruyordu.

'Ne OHAL ne darbe, demokratik Türkiye' sloganının yanı sıra OHAL döneminde gözaltına alınanlara ve tutuklananlara da destek verildi.

"Siyasi tutuklulular onurumuzdur" seslerine bu destek yansırken KHK ile işten çıkarılan memurlar ve kamu sektörü çalışanları da sloganlar ve pankartlarda unutulmadı.

Miting alanına çift polis kontrolünden geçilerek girildi. Havada ise sürekli helikopter dolaşıyordu. Kortej halinde ilerlerken birbirinden ayrı duran bayraklar, miting alanına girince çekilen halaylarda ve söylenen şarkılarda birbirine karıştı.

Birçok grubun beraber dans ettiği, şarkılar söylediği ve dayanışma gününü kutladığı görülebiliyordu.

Meydanda en çok dikkat çeken özelliklerden biri, kadın haklarına yapılan güçlü vurguydu.

Meydanda her yaştan kadınlar, farklı örgütlenmeler içinde Maltepe'de varlık gösterdi.

Kadınlara yönelik taciz ve tecavüz vakaları protesto edildi, çocuk istismarına karşı sloganlar atıldı.

Miting alanında 7'sinden 70'ine farklı yaş gruplarından çok sayıda kişinin 1 Mayıs dayanışma gününe destek vermek için geldiği görülüyordu.

Mikrofonu uzattığımızda ise en yüksek sesle dile getirilen talebin 'adalet' olduğunu duymak mümkündü.

Çok sayıda işçi ve emekçi bu 1 Mayıs'ta önce adalet, ardından demokrasi ve eşitlik istediğini BBC Türkçe'ye dile getirdi.

Kutuplaşmaya ve ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı olduğunu söyleyen çok sayıda kişi de vardı.

Meydanda karşımıza ilk 1 Mayıs 1977'de panzerin altında kalarak hayatını yitiren Jale Yeşilnil'in eniştesi çıktı.

Yeşilnil'in eniştesi, "Daha özgüvenli, daha özgür bir hayat yaşayabilmek için bu alanlardayız. Bu mücadele bitmez, bitmeyecek, nesilden nesile aktarılacak, sonunda emek kazanacak" ifadesini kullandı.

Yeşilnil'in eniştesine seçimlerle ilgili yorumunu sorduğumuzda ise "Yorum yapmak değil ama tutuklanmak istemem" cevabını verdi.

Meydanın geri kalanında da durum çok farklı değildi.

Yaklaşan seçimler, Maltepe miting alanının öncelikli gündem maddeleri arasında yer almıyordu.

Çok sayıda işçi ve emekçi hiçbir iktidarın ya da hükümetin taleplerini karşılayacağını düşünmediğini dile getirdi.

Bir siyasi parti bayrağını elinde tutanlar bile hiçbir partiye umut beslemediklerini söyledi.

Kimi işçi ve emekçiler ise mevcut düzenin değişmesi için özellikle sol muhalefetin birleşmesi gerektiği görüşünü dışarı vurdu.

BBC Türkçe'ye konuşan iki genç kadın işçi, önce Taksim'e gitmeye çalıştıklarını ancak engellenince Maltepe'ye geldiklerini, 1 Mayıs'ın Maltepe yerine Taksim'de kutlanması gerektiğini vurguladı. Bunda da Taksim'in 'anlamlı' olmasını gerekçe gösterdiler.

Bir firmada çalıştıklarını söyleyen genç kadın işçi, "Bu meydanda toplananlar seçim için en büyük cevap olacaktır. Herkes menfaat peşinde. Kim başa gelirse işçiyi sömürüyor. İşçinin adı bile geçiyor. 16-20 saat çalıştırıyorlar, sömürülüyoruz" dedi.

Kadınların ise daha önde olması gerektiğini vurguladılar.

Çoğu kişi ise seçimlerin öncesinde iktidarın dile getirdiği ekonomik vaatlerin uygulanabilir olduğunu düşünmüyor.

Ekonomik açıdan 'batık bir' durumda olduklarını ve kiralarını zor bir şekilde ödediklerini dile getiriyorlar.

TMMOB'dan (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği) alana gelen bir grup emekçi ise sohbetimiz sırasında asıl hedefin 'sosyalizm' olduğuna vurgu yapıldı.

Orta yaşlı erkek bir mühendis ise ekonomiyle ilgili olarak dile getiren seçim vaatlerini şu şekilde yorumladı:

"Bu vaatlerin hiçbiri gerçekçi değil. Sonuçta göz boyama adına uygulayabilirler. Ancak bunlar yaşayan insanların taleplerini karşılamıyor. Sonrasında da 'kaşıkla verilip kepçeyle geri alınmasını' önleyemez.

"Sistem sürekli patinaj yapıyor. Borçlarla dönen bir ekonomik model içinde yaşıyoruz. Dolayısıyla onun yükü yine burada gördüğünüz bütün insanların sırtına binecek. O yüzden hiç inandırıcı değil."

Miting alanında en büyük katılımcıya sahip siyasi partilerden biri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) idi.

Grup alana 'HDP halktır halk burada' sloganıyla girerken HDP'nin cumhurbaşkanı adayı olması beklenen tutuklu eski eş başkanı Selahattin Demirtaş'a destek veren çok sayıda slogan ve pankart görmek mümkündü.

Maltepe'deki kutlamalar sırasında sahneye Genco Erkal ve Rutkay Aziz gibi sanatçılar çıktı.

DİSK (Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu) Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, yaptığı konuşmasında kadınların direnişine vurgu yaptı.

"Bu güzelim memleketi diktatörlük sevdalılarına bırakmayacağız" ifadesini kullanan Çerkezoğlu, "24 Haziran'da ve sonrasında örgütlemenin işaretidir bu meydan. Recep Tayyip Erdoğan'ı bu halk durduracak. Taşerona kadroyu KHK ile yasal düzenlemeyle yapanları, yüz binlerce işçinin ayrımcılığa uğramasını işçiler durduracak" dedi.

Meydanda konuştuğumuz bazı işçiler de "tek adam diktatörlüğünün sona ermesini" istediklerini söyledi.

BBC Türkçe'ye konuşan bir grup fabrika çalışanı ve emekçi kadın ise 1 Mayıs'ın kutlama günü değil direniş, mücadele ve kavga günü olduğunu vurguladı.

Parlamentoda haklarını savunacak daha çok kadın olması gerektiğini söylerken yıllar için kadın işçiler olarak kreş gibi birçok haklarını kaybettiklerini dile getirdi.

En büyük isteklerinin 'Eşit işe eşit ücret' olduğunu belirttiler. İşçilerin tek kurtuluşunun kendi iktidarlarını kurmak olduğunu ifade ettiler. Kadınların ise daha mücadele etmesi gerektiğini söylediler.

Emek Partisi'nden genç bir kadın ise taleplerini, "Sokaklarda gezmek, özgürce yaşamak. İş saatleri sıkıntılı. İnanılmaz derecede sömürülüyoruz. Seçim yaklaşıyor, artık tek adam diktatörlüğünü istemiyoruz. Buna karşı da birlik olmak gerekiyor" diyerek sıraladı.

Meydandaki kadın gruplarından bir başkası ise İlerici Kadınlar Derneği idi.

"Bugün Maltepe'de daha çok mu kadın görüyoruz?" sorusunu yöneltince İlerici Kadınlar Derneği Başkanı Nuray Yenil şu cevabı verdi:

"Elbette çünkü AKP iktidarıyla birlikte kadınlara dönük baskı arttı. Her gün kadın cinayetleri işleniyor. Kadınlar taciz ve tecavüze uğruyor.

"Kadınların emeği sömürülüyor ve kadınlar daha çok eve hapsedilmek isteniyor. Buna karşı kadınların bir tepkisi ve bir mücadelesi var. Doğal olarak daha çok sokağa çıkıyorlar ve biz buradayız diyorlar."