'Malzemeler Türkiye'den, bombalar benden'

'Malzemeler Türkiye'den, bombalar benden'

Aylardır Özgür Suriye Ordusu'nun(ÖSO) kontrolünde olan Derkuş'la ilgili çıkan çeşitli kaçakçılık haberlerinin ardından, bir de füze üretimi yapıldığı ortaya çıktı. ÖSO'nun bu bölgede özel olarak patlayıcı ve füze ürettiği belirlendi.

Sözü edilen patlayıcıların yapılması için gerekli malzemelerin Türkiye tarafından karşılandığının öne sürülmesi tartışmalara neden olmuştu. 

Suriye'deki iç savaşı gözlemlemek ve iddialara yanıt aramak için Derkuş'a giderek bomba ve füzelerin imalâtçısı olduğu belirtilen 'Safi Hani' kod adlı kişiyle görüşen Birgün gazetesi muhabiri Onurkan Avcı, bölgedeki gelişmeleri ve Safi Hani'nin 'patlayıcı atölyesi'ni gözlemledi.

Onurkan Avcı'nın Safi Hani ile yaptığı röportaj şöyle:

Henüz 9 ay önce cihatçılar tarafından işgal ve yerle bir edilen Derkuş, sadece mazot ya da silah kaçakçılığı açısından değil, stratejik olarak da Özgür Suriye Ordusu için önemli.

‘En rütbeli komutanların’ sık sık ‘teftiş’ ettiği kent, silahın örgüte dağıtılma merkezi olmasa da, örgütün bomba ve füzelerinin yüzde 60’ı burada; büyük ve korunaklı bir villanın içinde imal ediliyor.

Dünya kamuoyundan sır gibi saklanan bu ‘ölüm fabrikası’nın başında ise, Antakya’nın Suriye sınırındaki Hacıpaşa beldesinde, bizzat jandarma tarafından köydeki patlamamış bombaları imha etmesi için çağrılan cihatçı bomba uzmanı Mustafa İstanbuliye –namı diğer Safi Hani- var.

 

İmâlathanede boş yer yok

 

Hasanpaşa’daki ‘resmi görevi’ sırasında tanıştığımız Safi Hani, önceki diyaloğumuz nedeniyle imalâthanesine girmemize izin veriyor. Dışarıdan bakıldığında sadece lüks bir villa gibi görünen yapının bahçesi, 2 tane tam teçhizatlı cihatçı tarafından korunuyor. İmalâthanenin içi ise on yıllar sonra bile savaş müzesi olarak gösterilebilecek kadar mühimmat ve bomba yapımı için kullanılan araçlarla dolu. Esad’ın ordusu tarafından atılan ancak patlamayan havan topları ve füzeleri tekrar ‘kullanabilecek’ duruma getiren Safi Hani de havan topu ve düşük menzilli füzeler yapıyor.

 

‘Tek bir sigara şehri uçurabilir’

 

Ortasında küçük bir havuz bulunan bahçenin dört bir yanı dolu. Burada yanlış yere atılan bir sigara izmaritinin şehrin neredeyse 5’te birini havaya uçurabileceğini söyleyen Hani, bu yüzden imalâthaneye kimsenin girmesine izin vermediğini anlatıyor. Esad’ın burayı öğrenmesi durumunda uçaklarla vuracağını bildiği için, beni oraya gereksiz ara yollardan dolaştırarak getirmek zorunda kaldığını söylüyor.

37 yaşındaki Hani, söylediğine göre 15 yıldır bombalarla yaşıyor. Lâkabını (Hani’nin ünlü oğlu) sadece bomba yapımına değil, prensiplerine de borçlu olduğunu anlatıyor.

 

‘Prensip sahibi' bir katil

 

Yardımcı kullanmayan, ‘tek çalışan’ Hani’nin anlattığına göre işinin en büyük 'sırrı' kendi yaptığı bombaları sadece kendisinin kullanması. “Ben görünmezim” diyen Hani, gece arazi motoruyla askeri bölgelere sızarak bomba döşediğini ve sabah çok rahat patlattığını söylüyor. Kaç insan öldürdüğü sorusuna ise gülerek cevap veriyor: “Ben sıradan asker değilim. Öldürdüğüm insan sayısını bilmem çünkü benim işim genelde binalarla. Artık içinde kaç kişi varsa…” İnandırmak için cep telefonunu çıkarıp bir karakolu havaya uçururken çekilmiş videoyu gösteriyor ve “Burada en az 25 kişi öldü” diyor. Hani, bomba birliğindeki askerlerine kendi imalâtı olan bombaları ‘emanet etmiyor’: “Kendi bombamın huyunu ancak ben bilirim.” diyor. Onlara tekrar kullanılmak üzere geri dönüştürdüğü füze ve bombaları veriyor. Ayrıca kent içindeki cihatçıların el bombaları da Hani'den.

 

'Buranın bir benzeri yok'

 

Hani’ye bana daha önce Hasanpaşa’da söylediği “Devletinizden bomba değil ama bomba malzemeleri alıyorum” sözünü hatırlatıyorum ve biraz daha açmasını istiyorum. Yüzünü ekşitiyor: “Nasıl yani?” diye soruyor.  Malzemelerin kendisine nasıl ulaştığını, gidip bizzat alıp almadığını, sınırın hangi bölgesinin kullanıldığını soruyorum. Daha önce hemen her ÖSO komutanından duyduğum kısa ve ezberlenmiş cevabı veriyor: “Resmi olmayan araçlarla ulaştırılıyor.”

Başka şehirlerde de büyük imalâthaneler olduğunu anlatan Hani, “Ama benimkine benzeyemez” diyerek böbürleniyor. Cihatçıların savaştığı hemen her alana şimdiye kadar bomba ulaştırdığını, bu sıralar ise en çok İdlib’e yolladığını söylüyor. Yeni bombalar geliştirdiğini de övünerek anlatan Hani, ardından tek tek tüm ‘mühendislik harikalarını’ anlatmaya başlıyor...