Fatih Terim’in gönderilmesinin ardından Galatasaray’da teknik direktörlük koltuğuna oturan Roberto Mancini, “Takım üzerinde kararları ben vereceğim. Ama Galatasaray’ın bir çalışanıyım aynı zamanda. Takıma, başkana, yöneticilere ve taraftara çok büyük saygım var. Benim işim galibiyete devam etmeyi sağlamak. Ve saydığım bütün herkes ile de çok iyi iletişim kurmak” dedi.
İtalyan teknik adamın bu sözleri, Galatasaray Başkanı Ünal Aysal ile Fatih Terim arasındaki iplerin kopmasına neden olan ‘eleman’ polemiğini hatırlattı. Ünal Aysal’ın “Fatih Terim'in camiamıza son dereceli yararlı ve faydalı bir eleman olduğunu tekrar ediyorum” sözleri, tecrübeli teknik adam ile Galatasaray Başkanı arasında gerilime neden olmuş, Terim’in Aysal’ın telefonlarına çıkmadığı iddialarının ardından sarı kırmızılılarda teknik direktör değişikliğine gidilmişti.
Roberto Mancini’nin Hürriyet gazetesinden Banu Tuna ile Ali Naci Küçük’e verdiği ve akıllara Aysal-Terim gerginliğini getiren röportaj şöyle:
- Fatih Terim G.Saray adına sadece bir teknik direktör değil, daha da ötesiydi… Sizin sınırlarınız ve çalışma prensibiniz nasıldır?
- Takım üzerinde kararları ben vereceğim. Ama Galatasaray’ın bir çalışanıyım aynı zamanda. Takıma, başkana, yöneticilere ve taraftara çok büyük saygım var. Benim işim galibiyete devam etmeyi sağlamak. Ve saydığım bütün herkes ile de çok iyi iletişim kurmak.
- Şu an veya bir gün ters düşüp anlaşamazsanız bile başkanın telefonuna çıkar mısınız?
- O başkan… Adı üzerinde başkan... Yani bağlı olduğun kişi... Elbette, telefonunu açarım. Onunla sıkıntım olursa, kendisi ile konuşmam gerekir. Bir kulübün başkanı orada her şeyin ve herkesin üstündedir. Tabii aradığında telefonuna çıkmamız gerekli. Kendisine karşı rahatsızlığım dahi olsa her zaman telefonuna öncelikli çıkmak durumundayım.
- Başkan Aysal hakkındaki düşünceniz nedir?
- Sadece başkan Ünal Aysal değil, herkesle ilgili çok iyi bir intibam var. Hepsine, Galatasaray Kulübü’ndeki bütün insanlara büyük saygı duyuyorum. Kısaca çok çok iyi bir intibam var sayın başkanla ilgili…
- Türk insanı başarıyı hemen ister ve sabırsızdır. Bu konuda düşünceniz nedir? Ve hayal ettiğiniz Galatasaray için ne kadar süreye ihtiyacınız var?
- Futbolda hiç kimse beklemek istemez. Bu İtalya’da da böyle… Benim oluşturmadığım, benim kurmadığım ve daha tanımadığım bir takımın başına geçtim ben.
Sezon öncesi hazırlıklarını yapmadığım bir takımdan bahsediyoruz. Tanımam lazım, futbolcular ile tek tek ilgilenerek onları anlamam lazım. Ancak şu ana kadar öyle bir zamanımız olmadı.
Ne kadar zaman? Şu an buna yanıt vermek zor. Elimizden geleni yapacağız. En kısa zamanda, en büyük faydayı sağlamak için. Ama şu an bir şey diyemem. Bütün hazırlıklarımız bunu gerçekleştirmek için.
- Şampiyonlar ligi için hedefiniz nedir? Beklentiniz…
- Zor bir gruptayız. Çok zor bir grup. Real Madrid’e karşı kaybettikten sonra durumlar çok değişti. Averaj, gol farkı fazla.. Torino’da aldığımız 1 puan grubu bize açık bıraktı. Her sonuca açık bir gruptayız. İki Kopenhag maçı çok önemli. Bu maçların sonuçları çok kritik.
- Drogba’yı sorsam... Kendisini G.Saray’da nasıl buldunuz?
- Göreceğiz daha göreceğiz. Drogba çok büyük bir şampiyon… Bana karşı da Chelsea forması ile oynadı. Ama ben böyle bulacağımı tahmin etmiyordum Drogba’yı… Drogba’nın bu kadar iyi performansla oynadığını sanmıyordum. Umuyorum ki, bu seviyede oynamaya devam eder. Çünkü bizim için çok önemli.
- Türkiye Ligi’ndeki yabancı sınırlamasına nasıl bakıyorsunuz? G.Saray Kulübü bu konuda çok tepkili...
- Avrupa Topluluğu sınırları içerisindeki oyuncuların serbest dolaşım hakkına sahip olmaları gerektiğine inanıyorum ben. Avrupalıyız, Avrupa’da mücadele ediyoruz ve Avrupa’da oynuyoruz. Ama bu sadece Galatasaray için değil, bütün Türk takımları adına büyük bir sıkıntı zaten.
- Balotelli ile yaşadığınız tartışma dünya basınına konu olmuştu. Ne yorum yaparsınız oyuncunuz için?
- Mario çok büyük bir oyuncu. Ama çok da genç bir futbolcu. Kendisini Daha çok gelişterecek. Karakter olarak da kendisini çok fazla geliştirecek. Kendini daha iyiye götürecektir. Benim için Balotelli bir evlat gibi. 17 yaşında iken ben onu oynattım.
- Peki Fatih Terim G.Saraylılar için çok özeldir. Kendisi için neler söylersiniz?…
- Geçmişi bilmiyorum fakat Fatih Terim, Türkiye’nin en büyük teknik direktörü. Avrupa’nın da en iyi antrenörlerinden biri. Bunu çok iyi biliyorum. Benim düşüncem bu şekilde. Ben onun için olaya teknik açıdan bakıyorum.
- Alacağı her sonuç Fatih Terim dönemi ile kıyaslanacak. Çünkü çok başarılı seneler geçirdi Terim ile G.Saray... Terim isminin ensesinde ‘Demokles’in kılıcı’ olarak duracağı fikrine yorumu ne olur?
- Bana bu durum bir baskı oluşturmuyor. Ben antrenör olarak kalitemin ve iyi yanlarımın, pozitif taraflarımın ne olduğunu biliyorum. Benim amacım işime devam etmek. Ve 20. şampiyonluğu bu sene kazanmak. Tek düşündüğüm ve odaklandığım konu bu.
- Fatih Terim’i İtalya’dan da tanıyorsunuz. Göreve geldikten sonra hiç konuştunuz mu?
- Evet İtalya’dan tanıyorum. Ama konuşmadım. Fırsatım olduğu zaman konuşacağım.
- Herkesin merak ettiği bir konu var. G.Saray Mancini ile savunma ağırlıklı bir futbol mu oynayacak? Nasıl bir felsefe ile takımı oynatacaksınız?
- Inter ile olsun, Manchester City’de olsun, her zaman en iyi savunmaya sahiptik. Ama en iyi de hücumumuz vardı. Neredeyse bütün rekorları kırdık. Atılan gol, az yenmiş gol, en fazla üst üste galibiyet alınması… Dolayısıyla tanımadığım bir takıma gelirsem sezon ortasında aldığım...
Takımın bir dengesini bulmaya çalışmak lazım. Ben düşünüyorum ki bu takım savunmayı da iyi yapabilmeli. Bazen 1-0’da kazanabiliriz… Bence 1-0 kazanırsak bu sıkıntı yaratmaz. Ama, bizim takımımız hücuma yönelik özel ve keyif veren bir oyun ortaya koyacaktır.
- Şampiyonluk yarışı hakkında neler söylersiniz. G.Saray zirveden 6 puan geride…
- 6 puan şu an da biraz fazla. Ama kapatılamayacak bir fark değil. Kapatmak için zamanımız var. Şampiyonluk şansı vermek şu anda gereksiz. Ne şanslara, ne puan durumuna bakmak şu anda lüzumsuz. 28 Ocak’ta tekrar 2. yarı başladığı zaman belki bakmak gerekebilir. O zaman konuşabiliriz.
- Rakiplerinizi tanıyor musunuz?
- Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı çok iyi biliyorum. Trabzonspor’u da biliyorum. Ama tabii diğer rakipleri daha az biliyorum. İtalya’da ne yazık ki Türk Ligi’ni seyredemiyorsun. İzlenebilse çok iyi olurdu. Bir şampiyona ya da ligin Avrupa’da tanınabilmesi için seyredilebiliyor olması lazım.
- Burak Yılmaz’ın sezon başında yedek kaldığı zaman verdiği bir reaksiyon vardı. Futbolcuların bu durumlarda tepkisi nasıl olmalı?
- İnanıyorum ki bütün oyuncular, özellikle en iyi olanlar, buna Burak Yılmaz’ı da dahil ediyorum her zaman en iyisini vermek zorundalar. Antrenmanlarda, maçlarda, hep en iyisini yapmalılar. Büyük oyuncular örnek olmak zorundalar. Bu örnek olmaları da, yedekte kalıp kulübede bekledikleri zaman da olabilir. Drogba, Sneijder, Burak Yılmaz hepsi kulübeye gidebilir. 3-4 günde bir maç yaparsanız bu çok normal.
- Umut Bulut, her zaman sonradan oyuna girip golünü atıyor. Yedek kalmak kaderinde var. Onun için düşünceniz nedir?
Umut’un geçmişine çok hakim değilim. Ama şunu diyebilirim… Gördüğüm Umut, elinden gelenin en fazlasını ortaya koyan bir çocuk. Sadece Umut da değil, G.Saray takımında çok iyi Türk oyuncular var. Ama kendilerini daha da geliştirebilirler.
Arda Turan ve Atletico Madrid örneğinde olduğu gibi… Arda, burada Türkiye’de oynarken iyiydi, ama oraya gitti ve çok daha kendisini geliştirdi. Ben istiyorum ki bu kaliteye sahip olan Türk oyuncular daha da kendilerini geliştirmeyi düşünmeliler… Selçuk, Umut, Burak, Semih.. Onlarda bu yetenek ve kalite var.
- G.Saray’da ne eksik? Yerli kadronun yetersiz olduğunu düşünüyor musunuz? Çünkü Akhisar maçına 16 kişi ile çıktı…
- O maçta çok fazla sakatlık ve cezalı oyuncu vardı. Orada sıkıntı o idi. Ama, gazetelerde de görüyorum. Özellikle yabancı oyuncular için, ‘O gidecek, bu kalacak’ gibi haberler yapılıyor. Ama önce benim kendi takımımı, G.Saray’ı tanımam ve değerlendirmem lazım.
- Giyiminize çok önem veriyorsunuz. Kıyafetlere ne kadar harcadığınız bile ayrı merak konusu. Herkes çok şık olduğunuzda birleşiyor.
- Ben genç olduğum için öyledir. Öyle görünüyorumdur. Diğer teknik direktörler yaşlı, ben gencim o yüzden öyle gözüküyordur. Giyim için öyle bir bütçeden bahsedilemez. Jean de giyersiniz, klasik elbise de….
- Takımda sizce en iyi giyinen kim?
- Bugünün oyuncuları biraz zor. Onların giyinme tarzları, benim tarzıma göre çok farklı. Oğlumu da kıyafetleri konusunda çok fazla eleştiririm.