Manşetle gelen manşetle gider

Manşetle gelen manşetle gider

 T24- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yine CHP'yi hedef aldı ve "CHP'de önemli olan koltuğun değil, zihniyetin değişmesidir. Hafta sonu zihniyetin değişmediği ortaya çıktı" dedi. Erdoğan, 'yandaş medya' eleştirilerine de yanıt verdi: "Şimdi iki tür medya türedi; candaş medya, yoldaş medya. Manşetle gelen, manşetle gider."

 

 

Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

 

- CHP olağan kurultayını gerçekleştirdi. CHP'de önemli olan koltuğun değil, zihniyetin değişmesidir. Hafta sonu zihniyetin değişmediği ortaya çıktı. Zihniyetin bir katre dahi değişmediği ortaya çıktı. Bugüne kadar, malum medya dünyasındaki çevreler; AK Parti'ye destek

veren bir medya grubu varsa, damgayı şöyle vuruyordu: Yandaş medya... Ama iki medya türedi şimdi. Candaş ve yoldaş medya...

 

- Bu süre içinde çok yoğun mesai sarfettiler. Hala mesai sarfetmeye devam ediyorlar. Medya egemenliği milli egemenliğin üzerinde değil. Medya egemenliği avunucunu yalar.

 

- AK Parti'nin rotasını millet çizdi. Medyayla yürümedik. Onlara rağmen iktidar olduk. Alkış tutanların köşelerinden AK Parti'ye nasıl vurdukları belli.

 

"Teneke tenekedir"

 

- CHP'de olan statükoculuk popülizme kayıyor. Statüko üslup, oyuncu değiştirdi. İstediğiniz kadar cilalayın, parlatın, özü değişmiyor. Tenekeyi istediğiiz kadar altın sarısına boyayın, altın olmaz. Teneke tenekedir. Bu CHP zihniyeti değişmez. Değişirse CHP'den geriye birşey kalmaz.

 

- Biz muhalefet partileri üslup, zihniyet değştirsin istiyoruz. Ana muhalefet partisinin değişim sloganıyla girdiği kurultay statükolucuğu sürdüren bir anlayışla sona erdi. VTR'sinde Ergenekon olayının olduğu kongreden bu ülkeye ne gelir soruyorum size?

 

- Vaatlerde bulunuyorlar... Bunlar Kayseri'ye Çankırı'ya deniz getirme vaadi gibidir. Biz Kayseri'ye deniz getiremedik ama baraj yaptık. Kaf dağının ardındakini vadeden siyasetçiden çok çekti bu millet.

 

"Manşetle gelen, manşetle gider"

 

- Yaşanan her olayda cilaları ve makyajları dökülecek. Manşetle gelen, manşetle gider. Sabah rüzgarıyla gelen, akşam rüzgarıyla gider. Son bir kaç hafta içinde eski gelen başkanlarının nasıl manşetlerle alaşağı edildiğini görsünler. "Aday değilim" deyip, neden aday oldun. timsahın gözyaşı bunlar.

 

- Yeni senaryoyu oynuyorlar ama yelkenleri manşetlerle şişirilenler açık denizde alabora olurlar. Halk kelimesini ağızlarından düşürmeyenler sırtlarını goygoyculara, çetelere dayamışlardır. İşsizliği sözkonusu edenler sırtlarını o işsizliğin en büyük müsebbibi olan  satükoya dayadı.

 

- Üç kelimelerinden biri 'halk' olanlar neden referandum sözkonusu olunca halka değil, Anayasa Mahkemesi'ne gittiniz.

 

- Biz tutarsız, nezaketsiz bir üslup karşısında, Mevlana'nın Yunus Emre'nin arı duru Türkçesiyle konuşmaya devam edeceğiz. Milletin rotasında yürümeye devam edeceğiz.

 

"Kılıçdaroğlu'nu aramam"

 

- Türkiye'nin kurucu partisiyiz diyen parti, Türkiye'nin iktidar partsini davet etmedi, biz davet edilmeyen yerde olmayız ve bunu da nezaketsizlik sayarız. Ben aramam. Çünkü benim davamım bir izzeti onuru var. Buna asla leke sürmem. Davet edilen eve gideriz. Kapı çalmadan hiçibir evden içeri de girmeyiz. Bu bizim geleneğimizdir.

 

ZONGULDAK'TAKİ MADEN FACİASI

 

Zonguldak'taki bu işletmelerin nasıl çalıştığını bildiğini belirten Erdoğan, madencilerin, bu olay sonrasında kendisini tahrik etmek isteyenlere tenezzül etmediğini söyledi.

 

Başbakan Erdoğan, Zonguldak'lı olmayan, Sivas'lı olan bir kişinin kendisine orada küfür ettiğini belirtti. Erdoğan, halkın bu oyunlara gelmediğini ve vatandaşın da orada gereğini yaptığını anlattı.

 

Zonguldak'tan gelen haberin yürekleri dağladığını ifade eden Erdoğan, "Milletimizi şüphesiz üzüntüye sevk etti. Grizu patlaması ve ardından meydana gelen göçük sonrasında 28 kardeşimizin cesedi çıkarıldı. 2 kardeşimizin bulunması için de çalışmalar aralıksız devam ediyor. Aramızdan ayrılan kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle yadediyor, bir kez daha ailelerinin, yakınlarının, ülkemizin ve milletimizin başı sağolsun diyorum" dedi.

 

"Henüz olay sıcaklığını korurken, kazanın nedenleri tespit edilmeden değerli bakan arkadaşlarım, 'öncelikli gayemiz göçük altında kalan canlarımızı kurtarmaktır' diyerek, orada yoğun bir şekilde çalışırken birileri de insafsız eleştiri oklarını bize yağdırıyordu. Böyle acı hadiseler esnasında en son yapılacak şey; hesap sormak, yargısız infaz yapmak, birilerini suçlu ilan etmektir" diyen Erdoğan, "Devlet ciddiyeti önce kazazedeleri kurtarmayı sonra yaraları telafi etmeyi sonra idari ve hukuki inceleme ve işlemi başlatmayı gerektirir. İnsaniyetin gereği de önce suçlu aramak değil, önce insanları kurtarmaktır. Bu ortamda bizim sarf ettiğimiz sözler, acıları, sıkıntıları paylaşmaya, sabır ve sükuneti sağlamaya dönüktür" şeklinde konuştu.

 

Başbakan, "Bu tür kazaların madenciliğin kaderinde olduğuna dair sözlerim, işin tabiatı gereği bu tür sıkıntıların yaşanabildiğine dairdir. Ortada bir kusur, ihmal, yanlış varsa bunu örtmeye, küçümsemeye yönelik değildir. Nitekim olayla ilgili merciler her türlü incelemeyi, soruşturmayı en ince ayrıntısıyla yapmaktadırlar. Hukukun gereği neyse o yapılmaktadır. Bundan herkes emin olmalıdır" ifadelerini kulandı.

 

Başbakan Erdoğan, "Herkes cibilliyetinin gereğini yapıyor, ondan hiç şüpheniz olmasın. Onlar bunu da yapmaya devam edecekler her

zaman. Bir kez daha söylüyorum; ne Türkiye'de ne de dünyada ilk kez bir grizu faciası yaşanıyor. ABD'de, Çin'de, Rusya'da, Almanya'da daha son zamanlarda büyük kazalar yaşandı. Rusya'da iki hafta önce 9 Mayıs'ta art arda gelen grizu patlamalarında 50'den fazla işçi ve kurtarma ekibi hayatını kaybetti. Şu anda dahi 20'ye yakın işçinin cesedi bulunabilmiş değil" diye konuştu.

 

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

 

Erdoğan, Anayasa değişikliğinde yetkinin artık millette olduğunu belirterek, "Son sözü medya değil, millet söyleyecek. Mühür sahibi olarak bütün tartışmalara son noktayı benim aziz milletim koyacak" dedi.

 

Erdoğan, bu süreçte kendilerinin de boş durmayacağını belirterek, "YSK, zorlama bir şekilde referandum süresinin 120 gün olduğu kararını verdi. Buna takılmayacağız. Bunda da bir hayır vardır. Nitekim 12 Eylül'e isabet etmesi, en büyük hayır oldu değil mi? 12 Eylül'ün 30. yıldönümü... Nitekim milletimiz, Ramazan Bayramının hemen ertesinde ikinci bir bayramı yaşayacak. İki bayramı inşallah bir arada kutlayacağız. 12 Eylül Anayasası, 12 Eylül'de, işte bu malum, ağırlıklı yanlışlarından kurtulacaktır" diye konuştu.