Mansur Yavaş: Bir devletin en büyük ziyneti adalettir, Türkiye bu konuda Afrika ülkelerinin gerisine gitti

Mansur Yavaş: Bir devletin en büyük ziyneti adalettir, Türkiye bu konuda Afrika ülkelerinin gerisine gitti

CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş, seçim gündemine dair açıklamalarda bulundu. Yavaş, seçime katılımla ilgili "Burası hukuk devleti. Sandık güvenliğini de sağladık. Devlet mutlaka gereğini yapacaktır. Vatandaşlarımız gidip oylarını kullansınlar" dedi.

Habertürk yayınında soruları yanıtlayan Yavaş, hakkında açılan soruşturmayla ilgili, "Adalet Bakanı, savcılığın takipsizlik verilmesi gerekir dediği bir noktada savcıyı değiştirip zorlama fezleke hazırlattırırsa Türkiye'de her şey olabilir. Türkiye bu konuda Afrika ülkelerinin gerisine gitti. Bir devletin en büyük ziyneti adalettir. Benimle rakip olabilirler. Sayın Özhaseki'nin evrakta sahtelikten çarşaf çarşaf gazetelere geçti. Ben bununla ilgili bir şey söylemedim. Ben bilmez miydim Özhaseki ile ilgili mahkemeye verilen ifadeleri bilmez miydim?" ifadelerini kullandı.

Yavaş'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Şimdi ben Fatih Bey'in sabıkasını gösterdim. Hükümet ellerinde, Adalet Bakanlığı ellerinde. GBT'ye girince bu şahsın bilgilerine girsinler bir de benim bilgilerime girsinler. Sadece iki kişi arasındaki ihtilafa dayanıp, üstelik mahkum ettirdiğim insanın iddialarına dayanmasının hukukta yeri yok. Bunu dinen de diyemezsiniz, Mecelle'ye göre de diyemezsiniz. Benim ailem var. Bugüne kadar bir tek leke ne kendime ne aileme leke sürdürmedim. 50 yıllık avukatın yapacağı bir iş mi bu? Bu Türkiye siyasetin en çirkin olayı olarak yerini alacak. Bırakalım mahkeme kararı versin. Ben mahkum ettirdim, 6 yıl ceza aldı.

"Bana yapılmaması gereken hiçbir şeyi yapmıyorum"

Kendimi Ankara halkına emanet ettim. Yarın bir gün benim söylediğimin tersi çıkarsa mahkeme kararını bana gösterip, 'Senin yaptığın ayıp' diyecekler. Aksi durumda bunu ben yapacağım. Tertemiz bir insanım. Siyaseten bunu yapmaları çok çirkin. Benimle ilgili şikayetleri var. Davaya dönüşen hiçbir şey yok şu anda. Adalet Bakanı, savcılığın takipsizlik verilmesi gerekir dediği bir noktada savcıyı değiştirip zorlama fezleke hazırlattırırsa Türkiye'de her şey olabilir. Türkiye bu konuda Afrika ülkelerinin gerisine gitti. Bir devletin en büyük ziyneti adalettir. Benimle rakip olabilirler. Sayın Özhaseki'nin evrakta sahtelikten çarşaf çarşaf gazetelere geçti. Ben bununla ilgili bir şey söylemedim. Ben bilmez miydim Özhaseki ile ilgili mahkemeye verilen ifadeleri bilmez miydim?

"Benim mazbatamı Soylu değil, İl Seçim Kurulu verecek"

Sayın İçişleri Bakanı savurup duruyor. Benim yapacağım şu yargıda benimle ilgili konuşanlarla ilgili hakkımı arayacağım. Mazbatasını sanki kendi verecekmiş gibi 'hele bir seçilsin görelim' diyor. Siz İçişleri Bakanı'sınız, siz önce gidip suçluları yakalayın. Benim mazbatamı Ankara İl Seçim Kurulu Başkanı verecek. İtiraz edilirse YSK'ya gidecek. Çıkıp televizyonlara konuşunca Türkiye demokrasi ve hukuku sorgulanıyor. Seçimi kazanmak için bir şeyler söylüyorsunuz ama bunun maliyeti var. Herkes sorumluluğunu bilmeli diye düşünüyorum.

"HDP'nin terörle arasına mesafe koymadığını düşünüyorum"

Bana sorarsanız HDP'nin terörle arasına mesafe koymadığını düşünüyorum. Ama HDP'ye oy verecek kişilerle ilgili aynı şeyi düşünmüyorum. Biz bir su akıtıyoruz. Herkes içiyor. Bir de bunun bedelini alıyoruz. Parasını alırken HDP'linin, Ülkücü'nün, AK Parti'linin parası demiyoruz. Asla böyle bir tasnif yapamazsınız. Otobüsü herkes kullanıyor. Kimlik, cinsiyet sorulur mu? Siz karşınızdaki herkesi insan olarak, vatandaş olarak göreceksiniz. Herkesi mutlu etmeye çalışacaksın.

"Çoğunluğun yanlışı benim doğrumdan daha doğrudur"

Ankara'ya mutluluk, bereket, huzur vaadediyorum. Bir belediye başkanı kendi başına karar alıp 'çılgın proje' ortaya koyuyor. Baktığınızda bunun çılgın proje olmadığı, ekolojiyi tahrip ettiği ve vatandaşın parayı çarçur ettiği ortaya çıkıyor. O zaman batıdaki kural şudur, ödeyen karar verir. Biz bunu ortak akılla, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve vatandaşa sorarak yatırımları yapmamız gerekir. Vatandaşın önceliği neyse ona göre. Çoğunluğun yanlışı benim doğrumdan daha doğrudur. Benim bakış açım bu. Makam araçlarını, çakarları ortadan kaldıracağız, sıkı bir tasarrufa gireceğiz.

"Öncelikli projemiz istihdam alanları yaratmaktır"

Ülkemizde ekonomik sıkıntı var. 17 yıldır Ankara'nın hangi sorununu çözdünüz. Su içilmiyor. Kızılırmak Projesi kadar önemli bir proje var mı? 4-5 milyardan 7 milyara kadar hesaplattırdım. Ankara'ya gelir ve istihdam elde ediyorsunuz. 1 milyar doların boşa gitmemesini sağlıyorsunuz. Bu proje değil midir Allah aşkına? Ankara'da ne yapıp edip istihdam alanlarının önünü açmamız lazım. Fuar alanlarının hemen yapmamız lazım. Dışarıdan domates, soğan, patates getirmeyeceksiniz. Dışarıdan bitki almayacağız. Hükümetin hayvan ithal etme durumu ortadan kalkacak. Bizim bütün projelerimiz ağırlıklı olarak aç kimsenin yatağa girmemesini sağlamamak.

"Elbette hizmetlerden AKP'li vatandaşlar da yararlanacak"

Eskişehir Belediyesi, İzmir Belediyesi muhalefette. Büyükşehirin kaynakları çok çok fazla. Önemli olan bunları israf etmemek gerekir. Sayın Cumhurbaşkanı şunu mu yapacak? Benim istediğimi seçmediler, bunu tanımıyorum mu diyecek? Yıllardır millet iradesini söyleyen sayın Cumhurbaşkanımız bunu mu yapacak? Ben bu sözlerin siyaseten söylendiğini düşünüyorum. Ankara'ya yapılacak hizmetlerde elbette AK Partililer de yararlanacak. Ankara'da hayat durursa hayat durur diye düşünüyorum. Ben bu tür tartışmaların seçimden sonra bitecek diye düşünüyorum.

"Ankapark'ı yıkacak halimiz yok"

1 milyar 250 bin liralık malı veriyorsunuz ama teminat almıyorsunuz. Eğer hukuken tamamlanmış bir kira mukavelesi varsa çalıştıracak. Yarın bir gün biz buranın paraya çevrilmesi açısından gereğini yapacağız. 'Ben Ankapark'a karşıydım yakalım yıkalım' demek olmaz. Çok itiraz etmiştik. Yeri yanlıştı. Bunu herkes bilir. Ankaralılara şunun sözünü veriyorum. Gerçek rakamı ben Ankaralılara açıklayacağım, bilsinler. Bunu bilmelerin bir mahsuru yok.