T24- Can Dündar, Fırat Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Bünyamin Atıcı ve Yeditepe Üniversitesi’nden Dr. Uğur Batı'nın Mardin'in Gökçe köyünde yaptıkları araştırmayı aktardı. Araştırmaya göre, Gökçe köyünde 2 sene önce kurulan internet kafe aracılığıyla köylülerden bir tanesi Faslı bir kadınla tanışıyor ve 2 bin doları kadının ailesine vererek kadını kuma olarak Mardin'e getiriyor. İnternetin köyde yaygınlaşmasıyla kuma olarak getirilen Faslı kadın sayısı artıyor ve 32'yi buluyor.
Can Dündar'ın Milliyet gazetesindeki köşesinde yayımlanan yazısı (4 Aralık 2011) şöyle:
Mardin’in Faslı kumalarıMardin, ki haklı olarak dünyada çok kültürlülüğün başkentlerinden biri olmakla övünür, vitrinlerine yılbaşı süsü astı diye fırça yedi kendi milletvekilinden...
AKP Mardin milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey, partisinin “alternatif yılbaşı” toplantısında “Benim bir acım var” diye söze girdi ve esnafı dükkânlarına yılbaşı süsü asıyorlar diye eleştirdi. “Modernleşme adına özümüzü kaybediyoruz” dedi.Bunun Mardin’in farklı dinleri bir arada barındıran ortamıyla da, dünyaya yaymaya çalıştığı “hoşgörünün başkenti” imajıyla da nasıl çeliştiğini dün Aslı Aydıntaşbaş gayet iyi yazdı.
Ben, modernleşmenin getirdiği sorunlar faslında sayın vekilin ilgi alanına girmesi gereken başka bir soruna değineceğim.
Bir köyde 32 Faslı kadın
Şahkulubey’in temsil ettiği ilin sadece bir köyünde Fas’tan para karşılığı getirtilmiş 32 Faslı kuma olduğunu biliyor muydunuz?
Yanlış okumadınız:
Mardin’e Fas’tan getirilmiş ve Mardinli erkeklere ikinci, üçüncü, hatta bazen dördüncü eş olarak verilmiş 32 kadından söz ediyorum.
Kızıltepe’nin Gökçe köyü 4 bin nüfuslu... Çoğu Arap kökenli... Türkçe az kullanılıyor. Kamyonculukla geçiniyorlar.Köyde 2 yıl önce bir internet cafe açılmış. Köylülerden biri, internetten eş bulma merakına düşmüş. Ararken Fas’ta bir kız bulmuş. Yazışmışlar. Kadın para istemiş. Ailesine 2 bin dolar, yol parası ve pasaport gönderilmiş. Faslı kız önce İstanbul’a, oradan Mardin’e getirtilmiş. Ve o, kendinden sonrakilere referans olmuş.
Sanal kuma
Bir anda köyde “sanal kuma” talebi tetiklenmiş. Herkes internet başına geçmeye ve Fas’tan gelin seçmeye başlamış. Öyle ki, internet cafe’lerin sayısı kısa zamanda üçe çıkmış. Sonra da hemen her eve bir internet bağlantısı kurulmuş. Şu anda evlerin yüzde 70’inde internet var. Ama işin ilginç yanı, evine internet bağlatanların hemen hiçbiri internet kullanmayı bilmiyor. Hatta okuma yazma bile bilmiyorlar. Bütün yapabildikleri, “habibti.com” dan tanıştıkları Faslı kadınlarla videokonferans aracılığıyla diyalog kurup onları kuma gelmeye ikna etmek... Bu sayede şu anda köyde ciddi bir Faslı kadın nüfusu oluşmuş.
“İthal etmek daha ucuz”
“Siber-etnoloji” alanında araştırma yapan iki akademisyen, Fırat Üniversitesi’nden yardımcı doçent Bünyamin Atıcı ve Yeditepe Üniversitesi’nden Dr. Uğur Batı, geçen sene Gökçe’deki bu salgını incelediler. Yazdıkları makaleyi okudum. Dün de Atıcı ile görüştüm.
“Neden Faslı kadınlar” sorusuna birkaç gerekçe sayıyor:
Mardinli erkeklerle dil ve kültür benzerliği var. Türkiye’ye gelmek için vize gerekmiyor. Ve “ucuz...”
Konuştukları 29 yaşında 6 çocuk babası bir Gökçeli şöyle demiş:
“Buraya kuma getirmek zor. Bir kuma 15-20 bin lira... Halbuki Fas’tan 2 bin dolara getirtebiliyoruz.”
İşin ilginç yanı, gelenlerin bir kısmı üniversite mezunu ve iş güç sahibi kadınlar... Biri Eczacıymış. Geldikleri erkeklerin çoğu okur yazar bile değil... Fazla zengin de değiller.
O halde niye?
Fas’taki işsizlik ve ekonomik sıkıntılar, bu kadınları daha iyi bir hayat umuduyla uzak bir diyarda kumalığa mecbur kılıyor.Araştırmacılar buna “online poligami” diyorlar.
Modernleşme bozar mı?Bu ilginç hikâyeden çıkan dersler:
1) Bir yere internet gitmesi ille de medeniyet sıçraması anlamına gelmiyor. İnternet’in “i”sini bilmeyen, hatta okuma yazması olmayanlar da bazen pek de medeni olmayan amaçlarla interneti kullanıyor.2) Hatta umulanın tersine bazen internet, yaşanan bir olumsuzluğun etkisini katlıyor ve uluslararası boyuta taşıyor. Bünyamin Atıcı’nın tabiriyle, Mardin örneğinde “İnternet kullanımı, çok eşliliği körüklüyor.”3) Bölgenin bir kadın milletvekili, bu konularla ilgileneceğine vitrindeki çam süslerini eleştirince ve “Modernleşme adına kaybettiğimiz özümüz”den söz edince benim aklıma hemen dört kumalı hayat geliyor. Onu rahatlatmak adına söylüyorum: Merak etmesin, modernleşme özümüzü yok etmiyor; onu Afrika kıtasına kadar yayıyor.