Mardin'e Sabancı' dan çokkültürlü kent müzesi

Mardin'e Sabancı' dan çokkültürlü kent müzesi
Mardin'in eski Süvari Kışlası, artık Sakıp Sabancı Kent Müzesi. Dilek Sabancı Sanat Galerisi'yle birlikte bölgede önemli bir merkez olacakBir zamanlar bir Mardin beyine ait olan eski Belediye binası, birazilerisinde camları kırık ve görkemli eski hükümet konağı, çevrede tipikMardin evleri ve hepsinin ortasında belli ki el değmiş, yenilenmiş,canlanmış bir yapı; Mardin Kent Müzesi. Önceki gün açılan Sakıp SabancıMardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi, kentin bu eskimerkezinin parlak geleceği için atılmış ilk önemli adım oldu. Sabancı Vakfı’nın açtığı müzenin, temel motivasyonu Mardinlilerdengeliyor. Memleketi Mardin için bir şeyler yapmak isteyen İstanbulValisi Muammer Güler, Prof. Metin Sözen’in önerdiği projeyi yıllar önceSakıp Sabancı’ya sunmuş ve olumlu cevap almış. Sakıp Sabancı’nınölümünden sonra da ailesi projeyle ilgilenmiş, devlet kurumları veMardinlilerin de desteğiyle kent müzesi gerçekleşmiş. 19. yüzyılda Süvari Kışlası olarak yapılan, en son Vergi Dairesi olarakkullanılan yapı, üç yıllık bir çalışmayla yenilendi. Müze ve galerininkurulmasında Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer görev almış. Müzeiçin sahne tasarımcısı ve mimar Metin Deniz de çalışmış. Müzede, kentintarihini, kültürünü, gündelik yaşamını aktaran çeşitli objeler,fotoğraflar ve açıklayıcı panolar yer alıyor. Eşyaların tamamıMardinlilerden toplanmış. Bu konuda özellikle İstanbul’daki MardinlilerDerneği’nden (MAREV) destek görmüşler. Kişisel koleksiyonlardan yapılanbağışlar arasında, farklı dinlere ait mezar taşları, giysiler, eveşyaları, Süryani manastırlarında basılmış dua kitapları, çeşitlidillerde basılmış kitap ve dergiler, eski paralar, bir telkari tezgahıve değerli telkari takılar, dibek taşları, çatılara konulan sedirlerdenbiri, hatta dikiş makinaları, baskı makinaları ve bir eski teypmakinası bile var. Tüm bu malzeme, özellikle Mardin’in çokkültürlüyapısına vurgu yapan bir bütün oluşturuyor. Müslüman, Süryani,Hristiyan Mardinliler’in, Türkçe, Arapça, Kürtçe, Süryanice konuşaraksürdürdükleri ve hâlâ izleri görülebilen o meşhur ‘Mardin ruhuna’ sadıkbir müze bu. Nitekim müzenin açılışı sırasında hem Güler Sabancı, hemKültür ve Turizm Bakanı, kentin bu kimliğinin altını çizdiler. Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, ‘etnografya müzeleri’ ile ‘kentmüzeleri’ arasındaki temel farkın da görülebilir olduğu önemli birörnek. Cumhuriyet’in erken dönem kurumları olan, Türkiye’nin pek çokkentinde, kasabasında hâlâ görebileceğiniz etnografya müzelerinin‘tekleştirici’ yaklaşımı, artık kentleri ‘çokkültürlü’ sivil bir alanolarak tanımlayan yaklaşımdan oldukça farklı. İlkinde ulusun geçmişinikorumak ve ‘halk kültürünü’ tanımlamak öne çıkarken, ikincisinde enpopüler tabirle ‘yaşantı’yı aktarmaya çalışan bir yaklaşım var. Yanimodern dönemlere de bakan, gündelik hayatın ayrıntılarına meraklaeğilen ve kentin farklılıklarını göstermeye gayret eden kurumlar kentmüzeleri. Bu nedenle, sadece otantik kostümler giymiş balmumu mankenlerdeğil, ama mesela 50’lerde, 60’larda çok önemsenen dikiş makinaları dayer alıyor bu müzede ya da Yezidiler, Süryaniler hakkında çok yakındabasılmış Türkçe olmayan kitaplar da.

Genç sanatçılara müjde!

Kent Müzesi, kent kültürü, kent tarihi hakkında çalışmalar,yayınlar, toplantılarla epey hareketli olabilecek bir kurum. SakıpSabancı Mardin Kent Müzesi ise beraberindeki Dilek Sabancı SanatGalerisi’yle enerji potansiyelini ikiye katlıyor. Dilek Sabancı’nınadını taşıyan bu galeri, Türk resim tarihinin önemli örneklerindenoluşan ‘Doğa, İnsan ve Deniz’ başlıklı bir sergiyle açıldı.İstanbul’daki Sakıp Sabancı Müzesi’nden gelen resimler bir yıl boyuncaMardin’de sergilenecek. Bunu bir hazırlık süresi olarak kabul etmekgerek. Çünkü bu tür büyük sergiler kadar, belki de daha önemli bir şey,bölgedeki sanatçı potansiyelini daha da hareketlendirecek bir merkezolmak. Malum, sadece Diyarbakır’da değil, Mardin’de, Batman’da ve başkayerlerde de önemli işler yapan sanatçı grupları var. Diyarbakırlısanatçılar uluslararası çağdaş sanat aleminde varlıklarını çoktanortaya koydu. Bu varoluş, genişleyerek sürerken, Mardin Müzesi de bununönemli bir destekleyicisi olmaya aday. Müzeye yaptığımız seyahatsırasında konuştuğumuz Güler Sabancı’nın ve Nazan Ölçer’in de bupotansiyelin çok farkında olduklarını gördük. Buradan aldığımızcesaretle galerinin, yerel zenaatlere değil, bölgesel sanatçılaraöncelik vereceğini şimdiden söyleyebiliriz. 

Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’nin hemen yanındaki Hükümet Konağı daArtuklu Üniversitesi’nin Mimarlık Fakültesi olarak düzenlenecekmiş.Yani, eskinin ‘hükümet meydanı’ yakında kentin ‘kültür adası’nadönüşecek; darısı başka kentlerin de başına.

Kışlaları müze yapalım

Sakıp Sabancı Kent Müzesi’nin bulunduğu yapı, 1889 yılında ‘SüvariKışlası’ olarak inşa edilmiş. Ermeni mimar Sarkis Elyas Lole’nintasarladığı bina, kemerli cephesi, incelikli taş işçiliğiyle süslü anakapısı ve temel malzemesiyle Mardin mimarisinin bir parçası. Kışlanınalt katında atlar, tonozlu yapısıyla etkileyici bir iç mekanı olan üstkatı ise askerler kullanıyordu. Sonraki yıllarda Askerlik Şubesi,Jandarma Karakolu ve 90’lardan 2000’lerin başına kadar Vergi Dairesiolan yapı valiliğin de desteğiyle müzeye dönüştü. Restorasyon veyeniden inşa edilen alanlarla birlikte müze üç bin metre kareden fazlabir mekana sahip.