Sadece Yalnız Havyarla Yaşanmaz romanı 30 milyon satan yazar Mario Simmel 84 yaşında öldü. Viyanalı bir Yahudi ailesinin çocuğu olan, Nazi soykırımından kaçan Simmel savaşın, faşizmin karşısında olmuştu. Dünya, büyük sofralarda güzel menülerle Noel'i kutlarken, Kibritçi Kızlar gibi büyük mağazaların, evlerin ve binaların pencerelerinden yılın son alışverişlerini yapan insanlar da vardı. Yoksuldular, parasızdılar ve yalnızdılar... Belki de bu yüzyılın kutladığı son gelenek içinde bile kendilerini davet eden bir sofra, sıcak bir ev, ya da içlerini ısıtacak bir yudum içki bulamamışlardı. Ama Noel'de sadece onlar yalnız değildi. Kocaman binalarda, bir sürü insanla olsa bile Noel'de yalnızlık çekenler vardı ve böyle bir yerde çok uzaklarda bir bakımevinde Noel Yemeği'nin ertesinde bir hüzün dalgası esti. Önce beraber yaşadığı yaşlıları sardı, sonra herkese yayıldı, oradan gelen haberle dünyaya uzandı ve geç de olsa herkes öğrenecekti bu haberi... İsviçre'nin Zürih kenti yakınlarındaki Zug kasabasında 1 Ocak günü, 84 yaşında bir ihtiyar hayata veda etmişti. Bakımevlerinin alışılagelmiş haliydi bu, onlar zaten orada ölmeye bekleyen, hayatın ıskartaya çıkardığı yaşlılardı ve bu habere herkes kolaylıkla gülüp geçer, görünüşe kapılır aldırmazdı. Ama öyle sıradan biri değildi o gün orada ölen, hatta bir süredir tüm dünyanın ölmeyeceğini düşündüğü biriydi. Hani bazı yazarlar vardır, onların şöhreti o kadar büyümüş ve onlar o kadar büyük işlere imza atmışlardır ki, onların ne yaşadığı düşünülür ne de öldükleri... İşte böyle herkesin yazmadıkça öldüğünü sandığı Mario Simmel ocak ayının ilk günü, 2009 yılından ilk nefesini içine çekerek ayrıldı bu dünyadan... Zug Belediyesi Özel Kalem Müdürü Irene Schwendimann tarafından açıklanan haber kısa zamanda tüm dünyaya yayıldı. Ölüm nedeni hakkında bilgi verilmezken, cenaze töreninin birkaç gün içinde yapılacağı söylendi... Tabii bununla kalmadı açıklamalar, Avusturya Yazarlar Birliği sözcüsü Gerhard Ruiss, Simmel için "Hayatı boyunca hep doğru tarafta durdu ve inanılmaz bir dürüstlüğe sahipti" diyerek, yazarın başta Nazizm olmak üzere her tür totaliter sisteme karşı ve demokratik haklar için mücadele verdiğini vurguladı. Dünya girdiği ekonomik krizden çıkmaya çalışırken Ortadoğu'da başlayan savaşta mağdur taraf bu ölümle birlikte bir neferini daha yitirdi diyebilir. Çünkü o yaşasaydı ve savaşın kısa zamanda nasıl hortladığını görseydi, hasta yatağından zorda olsa kalkar, bacaklarının ağrıdığına, bedenini bu yükü kaldırmayacağına bakmaz savaşı kınamak için harekete geçerdi, dünyanın ses çıkarmadığı, herkesin gözünü yumduğu bu savaşa tek başına bile olsa karşı dururdu. 84 yaşında hayata veda eden Johannes Mario Simmel, 1924'te Avusturya'nın başkenti Viyana'da dünyaya geldi. Yahudi bir kimyagerin oğluydu. 20 yüzyılın ilk yarısında Avrupa'da yaşayan her Yahudi gibi o ve ailesi hep kaçmak zorunda kaldı. Hitlerin soluğunu daha çocuk yaşta ensesinde hissetti. Ailecek Londra'ya sığındılar. Onlar kaçabilecek kadar şanslı Yahudilerdi, çünkü kaçamayanlar, yani birçok akrabası Nazi Almanya'sının kurduğu toplama kamplarında can verdi. Kaçmanın heyecanı bitince yalnızlığın ve ait olmanın sıkıntısını hissetti. Londra'da yaşıyordu, ama oralı değildi, bir yerin yerlisi olamayacaktı bundan sonra ve ait olduğu topraklarda onun soyundan kimse kalmamıştı. Savaşın hız kestiği bir dönemde, yani gençliğinin ilk yıllarının Viyana ve Londra arasında dolaşarak geçirdi, ama çocukken yaşadıklarını unutamayacak ve her zaman her türlü faşizmin karşında olacaktı. Başlarda babasının yolundan gitti ve iyi bir kimyager olmak için ilk adımını atıp kimya mühendisliği eğitimi almaya başladı. Bu eğitimin sonucunda 1943'ten 1945'e kadar kimya alanında araştırmacı olarak çalıştı. Savaşın ertesinde Avusturya'daki Amerikan askeri komutanlığı için çeviriler yapmaya başladı. Bu çeviriler onun hayatına yön verecekti ve o daha bilmiyordu, büyüsüne kendini kaptırıp, dünyaya da duyarsız kalamadığını anladığında Viyana'da çıkan Welt am Abend gazetesinde kültür muhabiri olarak çalışmaya başladı ve ilk denemelerini burada yazdı. Denemelerin yanı sıra sinema eleştirileri ve öyküleri de bu gazetenin sayfalarında yayımlandı. Bir süre yazdığı öykülerin gazetede yayımlanması onu kesmemeye başladı ve ilk öykü kitabını 1947 yılında yayımladı. 1950 yılında Almanya'ya taşındı. Quick dergisi için Avrupa ve ABD'de muhabir olarak çalıştı. Ouick onun için bambaşka bir alan açmıştı, 1960 yılında Yalnız Havyarla Yaşanmaz adlı romanı burada tefrika ediliyordu. Anlattığı casus hikâyesi taraflı tarafsız herkesin ilgisini çekmeye başlamıştı ve kısa zaman sonra edebiyat dünyası Mario Simmel adında genç bir yazarın varlığını kabul etti. Ardından 1965 yılında yayımlanan ve soğuk savaşı konu olarak Vatan Sağolsun büyük beğeni kazandı. Bu zamandan sonra hiç ara vermeden yazmaya devam eden Simmel toplam 35 roman yazdı. Yalnız Havyarla Yaşanmaz 30 milyon kopya satarak en çok satan ve en bilinen romanı oldu. Toplam 73 milyon satan yazarın kitapları dünyanın tüm dillerinde yayımlandı. Yazarın Bırakın Yaşasınlar, Karlı Dağlarda Tatil, Bırakın Yaşasınlar, Yalnız Havyarla Yaşanmaz, Güneşten de Sıcak, Karanlıktakiler Gözükmez, Vatan Sağolsun, Acı Yudum, Aşk Dediğin Laftır, Tanrı Sevenleri Korur ve Nina B. Olayı adlı kitapları çeşitli yayınevleri tarafından yayımlandı. Sadece roman ve hikâye yazarı değildi Simmel, 1950 ve 1962 yılları arasında birkaç da senaryoya imza attı. Simmel, Stefanie ve Hotel Adlon onun eseriydi. Romy Schneider ve Horst Buchholz'un başrollerinde oynadığı Robinson Ölmemeli'nin altında da onun adı yazıyordu.