Yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla yapılan 17 Aralık soruşturmasına ilişkin dosyaya, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) ve Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Mali Suçlar ve Suç Geliri ile Mücadele Şube Müdürlüğü’nün hazırladığı raporların da girdiği belirlendi. Rıza Sarraf’ın “yurt dışından milyonlarca doları Türkiye’ye soktuğuna” ilişkin ifadelerin de geçtiği raporların ortak noktasını, “kara para” iddialarına ilişkin olarak takip yapılması talebi oluşturuyor. MASAK raporuna eklenen Bankalar Yeminli Murakıbı değerlendirmesinde “şahıslar arasındaki ilişkilerin banka hesapları dışında da ortaya konması, ancak murakıpların yetki ve uzmanlık alanını aşan bu takibin polis tarafından yapılması gerektiği” vurgulandı. Emniyet raporunda da, Türkiye’ye “bankacılık sistemi” dışında sokulan ve ülkeden çıkarılan paraların, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun uyarıca takip edilmesi gerektiği vurgulandı.
T24’ün aldığı bilgilere göre, MASAK’ın 10 Haziran 2008 tarihinde hazırladığı rapora Bankalar Yeminli Murakıbı M.T.Ö. tarafından düzenlenen 13. 05. 2008 tarihli ve R-61 sayılı "ATİK-İŞÇEN rumuzlu aklama incelemeleri" konulu raporu ek olarak girdi. Bunun yanı sıra Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla mücadele Daire Başkanlığı Mali Suçlar ve Suç Geliri ile Mücadele Şube Müdürlüğü'nün 03. 06. 2011 tarihli ve ilgi C sayılı yazısı ekinde gönderilen 'Happani Grubu Değerlendirme Raporu” da 17 Aralık dosyasına girdi.
Kapatılan Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen MASAK raporu ekindeki Bankalar Yeminli Murakıbı M.T.Ö. tarafından düzenlenen 13 Mayıs 2008 tarihli R-61 sayılı "ATİK-İŞÇEN rumuzlu aklama incelemeleri" konulu raporun ihbar üzerine hazırlandığı belirtildi. Raporda, “kara para aklama iddiası”na yer verildi ve polis takibi yapılması gerektiğini belirtildi. Raporda, bu talep şöyle gerekçelendirildi:
“Şahıslar arasındaki ilişkilerin banka hesapları dışında da ortaya konulabilmesi zaruri görülmektedir. Bunun ise ancak polisiye takip vesair yöntemlerle gerçekleştirilebileceği ve konunun bankalar yeminli murakıplarının görev, yetki, sorumluluk ve uzmanlık alanı dışında kaldığı izahtan varestedir. Takip sonucunda izah edilen türden ilişkilerin tespit edilmesi durumunda, rapor içerisinde ifade olunan nedenlerden dolayı şüphe arz eden hesap hareketleriyle de bağlantı kurulabilmesi olasıdır.”
KOM Daire Başkanlığı’nca hazırlanan raporda da, MASAK tarafından hazırlanan rapor, ihbarlar ve basında yer alan haberler ile ilgili yapılan tespitler yer aldı. Bu kapsamda, Rıza Sarraf’ın ortağı olduğu firmalar belirlendi. MASAK raporunda belirtilen 14 kişi ile birlikte toplam 55 kişinin “kuryelik” yaptığı, yurt dışına ve içine nakit para getirdiği iddiaları yer aldı. Raporda, savcılığın belirlenen şüpheli şahıslar hakkında gerekli çalışmayı yapması talep edildi. Raporda kurye olduğu belirtilen şahısların ortağı olduğu firmaların araştırılması sonucu şu değerlendirme yapıldı:
“Kısa süreli yurtdışına giriş çıkış yaptıklarının tespit edilmesi, banka hesaplarında şüpheli işlemlerin bulunması, basında yer alan haberler ve tarafımıza intikal ettirilen ihbarlar da dikkate alındığında bahse konu şahısların beraberinde yüksek miktarlarda nakit parayı yurtdışına çıkardığı değerlendirilmektedir.”
Yurt dışına çıkartılan ya da ülkeye sokulan paralarla ilgili olarak da raporda “Bu paraların Türkiye'de veya başka ülkelerde kayıt dışı ticaret kapsamında kazanılmış olabileceği ve bu şekilde vergi incelemesine tabi tutulmaması amacıyla ülkemizden çıkartılıyor olabileceği değerlendirilmiştir” ifadesi kullanıldı.
Kapalıçarşı Halıcılar Caddesi No: 93 Eminönü'nde faaliyet adresli Vala Dış Ticaret LTD ŞTİ (Vala döviz) unvanlı firma ortaklarının Bahram Dargahi Moghaddam, Hassan Dargahi Moghaddam, Orman Memarı Khameneh isimli şahıslarla ilgili hazırladığı 40 sayfalık raporun özet ve sonuç kısmında, "Şüpheli para hareketleri incelendiğinde genel itibariyle bu işlemlerin tutar, işlem sıklığı vesair nedenlerden dolayı şüphe arz ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetlerinin gerçek mahiyetinin ortaya konulmasının ve hukuki açıdan nihai değerlendirmede bulunmaya yetecek somut bilgi ve belgelerin toplanmasının ancak ilgili şüpheli işlemleri gerçekleştiren şahısların polisiye takip ve uygun görülecek diğer usullerle Türkiye çapındaki faaliyetlerinin izlenmesi yoluyla temin edilebileceği düşünülmektedir. Zira yetkili makamlarca polisiye yöntemler de dahil olmak üzere istihbari açıdan takip edilmeden sadece banka hesaplarındaki şüpheli hareketler dikkate alınarak kara para aklandığına dair bir değerlendirmede bulunmak sağlıklı görünmemektedir. Dolayısıyla gelinen bu aşamadan sonra ilgili şahıslar arasındaki ilişkilerin banka hesapları dışında da ortaya konulabilmesi zaruri görülmektedir. Bunun ise ancak polisiye takip vesair yöntemlerle gerçekleştirilebileceği ve konunun bankalar yeminli murakıplarının görev ve yetki sorumluluk ve uzmanlık alanı dışında kaldığı izahtan varestedir. Takip sonucunda izah edilen türden ilişkilerin tespit edilmesi durumunda rapor içerisinde ifade olunan nedenlerden dolayı şüphe arz eden hesap hareketleriyle de bağlantı kurulabilmesi olasıdır.”
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Mali Suçlar ve Suç Geliri ile Mücadele Şube Müdürlüğü'nün ilgi C sayılı yazısı ekinde gönderilen 'Happani grubu değerlendirme raporu' 03.06.2011 tarihli özetle:
"12. 02. 2007 tarihinde Kapıkule Hudut kapısından yurtdışına çıkış yapmak isteyen bir tır aracında 202 kilo eroin maddesi ele geçirilmiş, akabinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2007/1258 soruşturma dosyası ile mahkeme kararı çerçevesinde Edirne KOM şube müdürlüğünce iletişimin dinlenmesi tedbirinin uygulanması sürecinde değişik-gerçek tüzel kişiler arasında kaynağı belli olmayan yüksek miktarda paranın uluslararası transferinin yapıldığı, bu transfere aracılık yapan kişiler arasında Durak Döviz isimli işyeri ve Abdullah isimli çalışanın da bulunduğu tespit edilmiştir.
İstanbul Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü'nün 07. 05. 2010 tarihli ve İhbar No: 6484 sayılı e-posta ihbar formunda İranlı Reza Zarrab isimli şahsın kendisinin İstanbul'da, babasının ise Dubai'de olduğu, yurtdışından milyonlarca doları Türkiye'ye soktukları, bu işi İstanbul Beyazıt Kapalıçarşı'da faaliyet göstern Durak Döviz isimli işyerinde farklı kişileri kullanarak yaptıkları iddia edilmiştir. 21.12.2010 tarihli ulusal basında Moskova Havalimanındaki gümrük görevlilerinin kontrolleri esnasında İstanbul'dan Rusya'ya giden 3'ü Azeri, biri İranlı olmak üzer 4 kişinin bavul ve sırt çantalarında 14,5 milyon dolar ve 4 milyon Avro ele geçirildiği ve şahısların gözaltına alındığı haberleri yer almış, bahse konu haberlere istinaden 23.12.2010 tarihinde Rusya İnterpolünden polisiye işbirliği kapsamında bilgi talep edilmiş ve 16. 03. 2011 tarihinde alınan cevabi yazı ile, Azeri vatandaşları Bagip Badalov, Ramin İsmailov, Gusein İsmailov ve İran vatandaşı Mohammadsadig Rastgarshishegarhanekh isimli şahısların üzerinde yüklü miktarda nakit para ile 16. 10. 2010 tarihinde İstanbul'dan Moskova'ya uçakla geldikleri, ancak herhangi bir bildirimde bulunmadıklarından adı geçen şahıslar hakkında gümrük yetkilileri tarafından Rusya Ceza Kanunu'nun 188. maddesine (kaçakçılık) göre işlem yapıldığı, soruşturmanın halen devam ettiği bilgisi alınmıştır.
15.04.2011 tarihli Ulusal basında ise genel olarak 150 milyon doları bavulla kaçırdılar başlığı altında Rusya Federal Gümrük Servisi'nin başlatmış olduğu çalışmalar neticesinde 14 kuryenin tespit edilerek isimlerinin ülkemiz makamlarına bildirildiği ve para transferlerinin soruşturulmasının istenildiği, söz konusu şahısların Dubai'den gelen ve Azeri işadamlarına ait olduğu iddia edilen 40 milyon dolar ve 10 milyon avroyu 37 seferde valizlerle Rusya'ya taşıdığı, Ebru Gündeş'in eşi Reza Zarrap'ın şoförü olan Turgut Happani isimli şahsın 14 kurye arasında yer aldığına ilişkin iddialar yer almıştır.
Yukarıda adı geçen gerçek tüzel kişiler ve faaliyetleri hakkında MASAK, İstanbul ve Edirne Emniyet Müdürlükleri ile Daire Başkanlığımız Mali ve Narkotik Şube müdürlüklerince değişik tarihlerde yürütülen çalışmalarda somut bir neticeye varılması mümkün olmamış ise de, gelinen nokta itibari ile yürütülen çalışmaların neticelerinin anlamlı bir şekilde birleştirilerek analize tabi tutulması ihtiyacı hasıl olmuştur. Bu amaç doğrultusunda hazırlanan eldeki raporda, Durak Döviz ile ortakları Turgut Happani, Serdal Happani, Şenel Happanive Rıza Sarraf isimli şahısların kimlik ve adres bilgileri, yasadışı faaliyetleri, vergi mükellefiyeti, malvarlığı ve yurtdışına giriş çıkış bilgileri mercek altına alınmıştır.
Adı geçen şahısların şirket ortaklıkları Rıza Sarraf (TC no: 6124650xxxx) 1. Tasfiye Halinde Homa Yapı Gıda Tek.Tur.Oto İç Dış Ticaret AŞ. (VKN..4630342380) yüzde 4 hisse 2. Bella İnşaat Tur. Ve Oto. san.Dış Ticaret LTD ŞTİ (VKN..1630348606) %50 hisse 3. Royal Denizcilik ve Endüstriyel Makine Sanayi ve Tic. AŞ. (VKN..7350626052) Rıza Sarraf Yönetim Kurulu Başkanı – Yüzde 80 Ahad Khabbaztamini Yönetim Kurulu üyesi – Yüzde 10 Abdullah Happani Yönetim Kurulu Üyesi - Yüzde 5 Turgut Happani Yönetim Kurulu üyesi - Yüzde 2,5 Humayun Zatparvar Yönetim Kurulu Üyesi – Yüzde 2,5 4. Royal Holding AŞ (VKN..7350691410) Rıza Sarraf Yönetim kurulu Başkanı – Yüzde 72 Mohamad Zarrab Yönetim Kurulu üyesi – Yüzde 25 Abdullah Happani Yönetim Kurulu Üyesi – Yüzde 1 Hamid Reza Fath Razi Yönetim Kurulu Üyesi – Yüzde 1 Fathariz Amir Yönetim Kurulu üyesi – Yüzde 1 İstanbul Kapalıçarşı'da Bilal Happani, Kadir Happani, Zeynel Happani, İrfan Happani isimli şahısların kara para akladıkları, yılda yaklaşık 1.000.000 USD haksız para kazandıkları, İstanbul Ticaret Odası kayıtlarından yapılan sorgu neticesinde Bilal Happani isimli şahsın 'Avrasya Kıymetli Madenler Turizm Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret LTD ŞTİ' (sermayesi 250.000 YTL) Abdullah Happani ve Serdal Happani'nin "Durak Döviz Ticaret AŞ" (sermayesi 350.000.000 YTL) ve Abdullah Happani, Turgut Happani'nin "Royal Denizcilik Endüstriyel Makine Sanayi ve Tic. AŞ." (Sermayesi 1.000.000 TL) firmalarının ortağı olduğu, Abdülkadir ve Halil Happani'nin ortağı bulunduğu Mavi Kıymetli Madenler Turizm Otomotiv Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret LTD ŞTİ adlı firmanın 04. 06. 2008 tarihi itibariyle kurulduğu ve sermayesinin 150.000.000 YTL olduğu, ancak bu firmaların tabela firmaları olduğu yönünde izlenimlerin oluştuğu, Mavi Kıymetli Mat. Tur. Oto. Gıda Teks. San. ve Ticaret LTD ŞTİ'nin faaliyet adresine yönelik yapılan araştırmalarda işyerinde herhangi bir ticari faaliyetin yürütüldüğüne dair herhangi bir emare bulunmadığı, Alınan ihbar neticesinde ihbarcının yakını olduğunu belirttiği Happani soyadlı kişilerin İranlı şahısların eli altında çalıştıkları, yurtdışından karapara havalesi yaparak yüzdelik karşılığında "milyon dolarlar" getirdikleri, Kilis'te bazı kişiler adına açılan sahte hesaplara gelen paralardan "yüzde bir" yüzdelik sözü verdikleri, bu şekilde birisine söz verdikleri halde yüzdelik payı vermediklerinden dolayı şahsın hesabında bulunan parayı vekaleti iptal ederek çektiği, Kilis'teki akrabaları kavga edince durumun meydana çıktığı, Kilis Öncüpınar Mahallesi'nde bulunan başka en az 10 kişinin daha bulunduğu, bu kişilerin 3-5 sene içerisinde İstanbul'a sahip olduklarını, Fahri, Mehmet, Serdal Happani isimli şahısların Kilis İl sağlık Müdürlüğü'nde sözleşmeli çalıştıkların, paranın Kilis Garanti Bankası’ndan çekildiğinin, banka hesaplarına ulaşıldığında da durumun anlaşılacağının iddia edildiği belirtilmiştir.
Azeri işadamları Nizami Azimov, Hüseyin G. İsmayilov ve Vagıf Badalov olduğu iddia edilen ve 1 yıl içerisinde yaklaşık 150 milyon doların yurt dışına çıkarılması olayı (21.12.2010 tarihli basın haberleri) ile ilgili yapılan tespitler…
22 Haziran/31 Ekim 2010 tarihleri arasında yukarıdaki isimleri geçen şahıslarca Rusya'ya çok yüklü miktarda para girişi yapıldığı ve şahısların paranın kaynağını açıklamakta yetersiz kaldıkları ve bu parayla Moskova ya da Moskova bölgesinde gayrimenkul alımı yapacaklarının iddia edildiği,
22 Haziran/31 Ekim tarihleri arasında adı geçen şahısların yurtdışına çıkardıkları para miktarı: 10.300.000,00 UERO ve 37.122.968,00 USD olduğu belirtilmiştir.
MASAK'ın da raporunda, söz konusu iddialardaki 14 kişinin kurye oldukları yönündeki kanaatin yanı sıra yapılan çalışmalarda 14 kişiyle birlikte tespit edilen toplamda 55 kişinin kurye faaliyetinde bulunduğu değerlendirilmektedir.
Adem Gelgeç, Adnan Menderes Yazar, Erol Erdoğan, Ertuğrul Bozdoğan, Kadir Happani, Mustafa Happani, Murat Cesurtürk, Sabri Berk, Sefer Berkant Berk, Turgut Happani, Yücel Özçim'in de aralarında olduğu isimlerin Happaniler ve Sarraf ile yurtdışına giriş çıkış yaptıkları tespit edilmiştir. Yukarıda isimleri yazılı şahısların birlikte hareket ettikleri ve kısa süreli yurtdışına giriş çıkış yaptıklarının tespit edilmesi, banka hesaplarında şüpheli işlemlerin bulunması, basında yer alan haberler ve tarafımıza intikal ettirilen ihbarlar da dikkate alındığında bahse konu şahısların beraberinde yüksek miktarlarda nakit parayı yurtdışına çıkardığı değerlendirilmektedir.
Emniyet raporunda ismi geçen şahıslara ilişkin sahip ve ortağı oldukları şirketler de sıralandı ve şöyle devam edildi:
Bu bilgilerden hareketle günümüzde bankacılık sisteminin gelişmiş olması para hareketlerinin kısa bir süre içerisinde ve güvenilir bir şekilde bankalar aracılığı ile yapılabilmesine rağmen şahısların yüksek miktarda nakit parayı beraberinde yurtdışına çıkarması ve bu kişilerden çoğunun döviz büroları ile ilişkisinin bulunması dikkat çeken hususlardır.
Paranın kurye kullanılarak yurda sokulacağı, yurttan çıkarılacağının tespiti ya da yurda giriş çıkışlarda yolcu üzeri eşyasında kaynağı belli olmayan nakit ele geçirilmesi hallerinde takip edilebilecek hareket tarzının belirlenmesinde kambiyo ve suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi ile ilgili mevzuat göz önünde bulundurulur. Rapora konu edilen para taşımacılığının mevzuat çerçevesinde incelendiğinde; yurda giriş çıkışlarda şahısların beraberinde taşıdığı nakit paralara ilişkin düzenlemeler Türk Parası Kıymetini koruma hakkında 32. Sayılı kararda yer aldığı, 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanunda yurtdışına beyan edilmeden çıkarılan nakit paralar ile ilgili idari cezaya ilişkin düzenlemelerin yer aldığı, idari para cezasına karar vermeye Cumhuriyet savcısının yetkili olduğu, Ayrıca 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 16. maddesine göre, "Türk parası, döviz ya da bunları ödemeyi sağlayan, belgeleri yurtdışına çıkaran veya yurda getiren yolcular, gümrük idaresinin talebi üzerine bunlarla ilgili olarak tam ve doğru açıklama yapmayan yolcu berberindeki değerin tutarı konusunda gerçeğe aykırı açıklamada bulunan yolcuya beyan ettiği değer ile gerçek değer arasındaki farkın 1/10'u kadar idari para cezası verileceği, 500 TL'ye kadar olan farklar için bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı anlaşılmıştır." Yapılan incelemelerde bahse konu şahısların çoğunun Azeri uyruklu olduğu, çok sayıda şahsın birlikte hareket ettiği ve kurye olarak para taşımacılığı yaptıkları anlaşılmış olup bu para taşımacılığının hangi amaçla yapıldığı/yapılıyor olabileceğine ilişkin değerlendirmeler şu şekildedir : - MASAK'ın aldığı istihbaratlar doğrultusunda; Royal Holding AŞ'nin alt firmaları olan Durak Döviz AŞ, Tural LTD ŞTİ ve Pırlanta LTD ŞTİ'nin İran ve Dubai'ye külçe altın ihracatı ve İran'da Atasay Kuyumculuk ile ortak hurda altından külçe altın imalatı yapıyor, ihraç bedelleri ile bankalardan ve ... Döviz AŞ'den (İlgili şirket, konuyla ilgisi olmadığını açıkladığı için, ismi verilmedi/T24) yine külçe altın alıyor olabilecekleri, bu kapsamda İran bağlantılı ticari işlemler kaynaklı paraların giriş çıkışına aracılık ediyor olabilecekleri, - Yurtdışında kazanılan ancak illegal kaynağı bilinmeyen paraların Rusya'ya ulaştırılması için Dubai'den ülkemize sokuluyor olabileceği, - Bu kişilerce ya da 3. kişilerce işlenmiş suçlarda (herhangi bir tespit bulunmamaktadır) elde edilen gelirin izini kaybettirmek için ülke dışına çıkartılıyor, bu kapsamda TCK'nın 282. maddesinde düzenlenen malvarlığı değerini aklama suçunun işleniyor olabileceği, - Bu paraların Türkiye'de veya başka ülkelerde kayıt dışı ticaret kapsamında kazanılmış olabileceği ve bu şekilde vergi incelemesine tabi tutulmaması amacıyla ülkemizden çıkartılıyor olabileceği değerlendirilmiştir.