Matematik denince akla daha ziyade fen ve matematik geliyor. Oysa denklemler ve sayılarla verilen zevkli uğraş, yabancılaşma ve yalnızlıkla mücadeleyi de kolaylaştırıyor. Yeni durumlara ne kadar çabuk adapte olabiliyorsunuz? Ya her şeyi bırakıp başka bir kıtadaki bambaşka bir ülkeye gitmek zorunda kalsaydınız? Böyle bir durumda yaşanan belki de en büyük problem, hissedilen yabancılaşma ve yalnızlık... İnsanlar genellikle bununla baş edebilmek için tanıdık, bildik bir şeylere sımsıkı sarılıyorlar. DW'den Jan Lublinski, küçük bir çocukken Çin'den Almanya'ya gelen ve şu anda Bremen Üniversitesi'nde eğitimine devam eden genç bir göçmenle görüştü. Chen Shuai Sui, kendini evinde hissetmek için matematiğin uluslararası dilini kullanmış. Mekân, Bremen'deki özel Jacobs Üniversitesi'nin yurtlarından birinin kantini... Saat sabahın 9'u. Chen Shuai Sui, önce kahve makinesine, oradan da küçük kahvaltı büfesine yöneliyor. Henüz buradaki ilk birkaç haftasında olmasına rağmen, diğer öğrenciler ve çalışanlar geçerken ona selam veriyorlar. Chen, okulun ortamından memnun: "Burası özel bir okul ve öğrenci-profesör ilişkileri çok iyi... Hatta yüzlerce kişilik amfileri olan, profesörlerin kimseyi tanımadıkları devlet üniversiteleriyle karşılaştırdığımız zaman, daha çok bir liseye benzetilebilir. Özellikle derslerde, sınıf mevcudunun 20 kişiyi geçmemesi çok hoşuma gidiyor." Hesaplamada Çin-Alman farkı Chen Shuai Sui, matematik olimpiyatlarında 5 kez Almanya birincisi olmuş. Çocukluğundan beri işlem yapmayı çok sevdiği için, “üniversitede ne okusam” diye fazla düşünmemiş. 12 yaşına kadar Çin'de eğitim görmüş. Chen Shuai, oradaki matematik eğitiminin daha yoğun olmasının, Almanya'daki eğitimine büyük katkı sağladığını söylüyor: "İlkokulda aritmetik çok daha yoğun bir şekilde işleniyor. Bu yüzden ortalama olarak Çinliler, aritmetik konusunda genelde Almanlardan daha iyiler. Çünkü Almanlar 6. sınıftan itibaren tüm işlemleri hesap makinesiyle hesapladıkları için akıldan veya kağıt üzerinde hesaplama konularında geriliyorlar." Chen Shuai Sui, Almanya'ya geldiğinde buradaki okul sistemini çok daha rahat bulmuş. Özellikle matematik konusunda ilk birkaç yılda çok az yeni şey öğrenmiş: "Bu bana, başlangıçta, Almanca’yı iyi bilmediğim zamanlarda çok yardımcı oldu. İngilizce, Almanca, tarih gibi anlamak için çok çalışmam gereken derslerin yanında, matematiğe fazla zaman harcamam gerekmiyordu. Yine de iyi notlar alıyordum. Bu beni matematikle daha çok ilgilenmeye teşvik etti. Çünkü matematik uçsuz bucaksız bir alan... Ayrıca tüm dünyada aynı, Arapça rakamlar kullanılıyor. Bu alışma süresinde benim için çok büyük bir teselli kaynağı oldu." Matematiğin büyüsü Chen Shuai'nin Almanya'daki matematik öğretmeni, bu konudaki yeteneğini fark etmiş ve Hamburg'daki Wilhelm Stern Yetenek Teşvik Derneği'nde haftada bir saat ekstra matematik dersi almasını sağlamış. Lise bitirme sınavından sonra Bremen Özel Üniversitesi’ni seçmiş ve Vodafone'un göçmen çocuklara fırsat tanımak için oluşturduğu programdan tam burs almış. O zamandan beri, matematik araştırmacılarının soyut dünyasına daha da çok bağlanmış. Chen Shuai Sui, matematiğin büyülü olduğunu söylüyor: "Matematik benim için çok büyülü bir alan. Çünkü öğrendiklerin, her zaman için doğruluğunu koruyor. Bir şeyi kanıtladığında, eğer bunu doğru olarak yapmışsan, o tarihten binlerce, milyonlarca yıl sonra bile bu geçerli oluyor. Her şeyi yeniden inşa edebilirsin, hey şeyin temeline inebilirsin, karmaşık olanları basitleştirebilirsin... Bunu tanımlamak gerçekten zor ama bu çok büyülü bir şey..."