(Alastair Sooke / Daily Telegraph)
Batı sanatının yönünü değiştirecek eserler bırakmasıyla tanına Fransız ressam Yves Klein 34 yaşında geçirdiği kalp kriziyle ölene kadar renklere olan aşkıyla biliniyordu. Ünlü ressam 1960'ta mavinin yeni bir tonunu yaratarak, International Klein Blue (IKB) ismiyle patentini almıştı.
BBC türkçe'de yayınlanan ve "Yves Klein'ın sanat hayatının" ele alındığı yazı şöyle:
Ünlü Amerikan dergisi New Yorker’ın sanat eleştirmeni Peter Schjeldahl 2010’daki bir yazısında Yves Klein’i “uluslararası öneme sahip son Fransız ressamı” olarak niteliyordu. Klein 1962’de 34 yaşında geçirdiği üçüncü kalp krizinden öldüğü vakit, sekiz yıllık sanat hayatıyla Batı sanatının yönünü değiştiren bir insan olarak anılacaktı.
Bunu renklerin gücüne olan inancına borçluydu. Altın sarısı, gül pembesi, ama hepsinden önemlisi mavi. Renklere aşkı öylesine büyüktü ki 1960’ta mavinin yeni bir tonunu yaratmış, International Klein Blue (IKB) ismiyle patentini almıştı.
1928’de ressam anne-babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Klein, şovmenliği ve mistik dünyayı seven biriydi ve eserlerinde bunun etkisini görmek mümkündü.
1950’lerde Japonya’da judodan kara kuşak alan Klein daha sonra Paris’e yerleşerek kendisini sanata adadı. Farklı renklerle yaptığı monokrom (tek renk) resimlerinden oluşan ilk sergisini 1955’te Paris’te açtı. 1957’deki bir sergisinin duyurusunu ise 1001 uçan balonla yapacaktı. Bir yıl sonraki ‘Boşluk’ adlı sergisi için kullandığı sanat galerisi bomboş olacak, ama polisin dağıtmak zorunda kalacağı 2500 kişiyi çekecekti.
En ilginç gösterilerinden birini de 1960’ta Paris’te düzenlediği ‘Mavi Çağda Antropometriler’ adlı sergisinin açılışında yaptı. Takım elbisesiyle meydana çıkan Klein, 20 dakika boyunca tek bir notanın çalınması ardından 20 dakika sessizlik içeren Monoton Sessizlik Senfonisi eşliğinde, “canlı fırçalar” olarak adlandırdığı ve vücutları mavi renkte boyanmış üç çıplak modeli beyaz tuvallere yönlendirerek vücut baskılarını yapmıştı.
Londra’daki Tate Modern galerisinin küratörlerinden Catherine Wood “Klein’in zekâsı giderek daha fazla kendisini gösteriyor. Bazı sanat tarihçileri çıplak model kullandığı için onu cinsiyetçi bir şarlatan olarak değerlendirse de aslında kullandığı stratejilerin eğlenceli bir eleştiri içerdiği ve genç kuşaklara etkisi bakımından önem taşıdığı açıktır,” diyor.
Klein 1956’da Nis’te tatildeyken renklerle deney yapmaya girişiyor ve bulduğu deniz mavisi formülünün 1960’ta IKB olarak patentini alıyor.
Ancak bundan daha önce, 1957’de Milano’da sergilediği 11 adet çerçevesiz IKB monokrom eseriyle adını duyuruyor. Klein, IKB mavisine buladığı her tür nesneden oluşan eserlerini Mavi Devrim olarak adlandırıyor.
Sanat tarihçileri bugün hala Klein’in deniz mavisi rengini kullanmasının önemini tartışıyor. Bazıları bunu 2. Dünya Savaşı sonrasında popüler hale gelen ve pişmanlık dolu duyguları yansıtan soyutlamalardan kopuş olarak değerlendiriyor. Klein’in rulolar yoluyla mekanik olarak bastığı düz monokrom eserleri, dışavurumcu sanatın reddi olarak da görülüyor.
Bazı uzmanlar ise Klein’in derinliksiz, monokromlara ve “boşluğa” olan takıntısını nükleer soykırım tehdidinin dışa vurumu olarak değerlendiriyor. Bir keresinde Klein “Her tür fiziksel maddenin bir anda yok olarak yerini en büyük soyutluk olarak hayal edeceğimiz şeye bırakacağı atom çağında yaşadığımızı kesin anlamamız gerekiyor,” demişti.
Klein’in mavi ile olan aşkının Katolikliğinden kaynaklandığını, dini resimlerde mavinin ölümsüzlüğü ve tanrısallığı simgelediğini söyleyenler de var. Ancak Klein’ın IKB rengini ruhaniliği yansıtmakta kullandığı söylense de onun bu mavi monokromları açıktan Hristiyanlıkla ilgili değildir.
Onun canlı monokromlarının ortak özelliği, insanda gökyüzüne bakıyormuşçasına bir meditasyon hissi uyandırmasıdır.
O halde Klein’i ele alırken onun dikkat çekmeye yönelik gösterilerinin, provokatörlüğünün yanı sıra duyumcu özelliklerini ve renk aşkını da vurgulamak gerekir. 2010’da Washington’daki Hirshhorn Müzesi’nde düzenlenen Klein sergisinin küratörü Kerry Brougher onunla ilgili olarak şunları söylüyor:
“Klein, rengi resim yapmak için değil, zamanın ötesinde, maneviliğe yakın, hemen hemen simyacı bir uhrevi durum yaratmanın aracı olarak kullanmıştır. Kullandığı renkler içinde mavi, parıltısı ve maddi olmayan dünyaya açılışıyla en önemlisidir. Onun mavi monokromları resim değil, koskoca bir boşluğa açılan kapılardır.”
İlgili makaleye buradan ulaşabilirsiniz.