Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş Yılmaz, NTV/CNBC-e ortak yayınında küresel krize ilişkin gelişmeleri ve Türkiye’ye etkisini değerlendirdi. Finans piyasalarında riskin nerede ve ne boyutta olduğunu bilemediklerini belirten Yılmaz şunları söyledi: “Krizin dibi görüldü mü? Köpük oluşturan varlıkların fiyatları düşmesi gereken seviyeye düşmedi, henüz tabanı görmedi. Bu konuda belirsizlik sürüyor. Özel sektörün kaldıraç oranlarında bir miktar iyileşme sağlandı. Kuruluşların sermaye yapıları güçlendirilmeye çalışıldı ancak henüz yeterli değil. Bütün zararlar muhasebeleştirilmedi, her an için yeni sürprizlerle karşılaşmaya hazır olmamız gerekir. Sistemin bu sorunu halledemeyeceği ortaya çıktı. ABD’de resim henüz daha net değil, Avrupa’da da bazı tedbirler alındı, yeni yeni olaylar ortaya çıkıyor. Japonya’da fazla bilgiye sahip değiliz. Japon bankaları fonları nereye yatırdılar. bu konuda bilgi sahibi değiliz. Önümüzdeki günlerde Japon finans sistemine ilişkin sorunlar duymaya başlayacağız.” AB’deki daralmaya karşı ihtiyatlı olalım Kredi krizinde gelişmekte olan ülkelerde bir ayrışmanın söz konusu olmadığını kaydeden MB Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Az veya çok bütün ülkeler bundan etkilenecek. Belirleyici olan husus mali-hizmet ve mal piyasalarının ne kadar entegre olduğu. Ticaret tarafına bakınca yüzde 60’a yakını Euro Bölgesi ve AB-ABD ile ihracatın oranı yüzde 6 seviyelerine düştü. Bu sorunların ortaya çıkardığı gelişmeler bizim mal sattığımız piyasalarda daralma yaratırsa olumsuz etkileneceğiz. ABD ve AB’de ekonomi yavaşlıyor; büyüme aşağı yönlü revize ediliyor. Bizim ihracatımızda momentum kaybı görünmüyor sadece otomotivde son bir-iki ayda azalma var. Ticaret kanalından olumsuz etki yok ama olmayacağımız anlamına gelmez. Bu konuda ihtiyatlı olmamız gerekiyor. Bölgedeki petrol ülkelerinde pazar payımızı artırmak gerekir. Kredi kanalında daralmanın ipuçları görünüyor Kredi kanalına gelince, yaşanan sorunlardan dolayı likidite miktarında daralma, bankaların ve şirketlerin yurtdışından alınan borçlarda daralma olursa bu bize içeride talep daralması yaratacak ve büyümeyi olumsuz etkileyecektir. Enflasyonu ise olumlu etkiler. Bugün itibarıyla bir takım daralmaların ipuçlarını gördük ve almaya başlıyoruz. Bankacılık kesiminin aldığı sendikasyon kredilerinde yenileme sorunu yaşanmadı. Reel kesimin aldığı borçlarda da azalma söz konusu değil. Kredi kanalında bugün itibarıyla etki fiyatlamada.” Politika faiz oranını borç verme oranına değiştirmeliyiz Yılmaz, politika faiz oranını, piyasaya borç verme faiz oranına değiştirmeleri gerektiğini söyledi. Yılmaz, “Artık biz sisteme para vermeye başlıyoruz. Politika faiz oranını piyasaya borç verme faiz oranına değiştirmemiz gerekiyor” dedi. Giderek dünyada artan sıkıntı nedeniyle Türkiye’nin de etkilendiğini kaydeden Yılmaz piyasaya şu mesajı verdi: “^Döviz likiditesiyle ilgili sorun ortaya çıkarsa Merkez Bankası hızla harekete geçecektir. Merkez Bankası 2001 krizinden sonra yaptığı gibi bundan sonra da piyasanın ihtiyacı olan likiditeyi vermeye devam edecek.” Bütçe harcamaları yol sonuna doğru hızlanabilir Para politikasının duruşunun maliye politikasında söylenenlerin aynen yerine getirileceği varsayımına dayalı olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Son açıklanan rakamlar bütçede bir sorun olmadığını gösteriyor. Yıl sonuna doğru harcamalarda hızlanma olabilir. Eğer olursa, biz yine de bunun yılbaşında öngörülen rakamlar içinde kalacağını öngörüyoruz. Maliye politikasında herhangi bir gevşeme para politikasının duruşunu değiştirecektir” diye konuştu. IMF ile belirsizlik ortadan kalkmalı IMF ile ilişkilere değinen Yılmaz, “Belirsizliğin ortadan kaldırılması lazım. Anlaşma olacak mı, olmayacak mı karar verilmesi lazım. IMF ile olan ilişkilerimiz bize yardım etti. Yapılması gerekenler listelendi, siyasi irade yapılması gerekenleri yaptı. Kendimiz yapılacakların listesini ortaya koyarsak şu an için krediye ihtiyacımız yok ancak mutlaka bir çıpaya ihtiyaç var” dedi. Dünyada para politikaları uygulanırken dört unsur çıpa olarak alınıyor. Birincisi parasal göstergeler. İkincisi enflasyon hedeflemesi. Üçüncüsü kurun hedeflenmesi, dördüncüsü de faizin çıpa olarak kullanılması. Yeni karara gerek yok, herkes dikkatli olsun Mevduat güvencesi konusunda Türkiye’nin şu andaki koşullarının ABD ve Avrupa’dan farklı olduğunu ifade eden Yılmaz, ‘Bize birşey olmaz’ söylemlerinin doğru olmadığını, az veya çok herkesin etkileneceğini söyledi. MB Başkanı, “2001’den farklı bir yerdeyiz. Bugün itibarıyla mevduat sigortasıyla ilgili bizim sistemimizde yeni bir karar almayı gerektiren husus yok. Ancak herkes dikkatli olmak zorunda” dedi. Paranın üzerine kimi koyalım?Durmuş Yılmaz, 1 Ocak’ta tedavüle girecek Türk Lirası’nın yeni tasarımına ilişkin olarak şunları söyledi: “Paranın üzerine bitkileri mi, yaban hayatı mı, Türk el sanatları figürleri mi, tarihi yerlerimizi mi koyalım, tarihi şahsiyetleri mi koyalım soruları tartışıldı. Biz önce genel kategori olarak bitki örtüsü ve yaban hayatını çıkardık. Ülkemizin tarihi değerleri olan yapıtlar ortaya konmuş, daha önce paramızda yer almış. Fakat biz dedik ki, ülke bir bütün. Biz ne sadece geçmişiz, ne de bugünüz. Biz öyle birşey yapalım ki, Osmanlı’nın son döneminde doğmuş, Cumhuriyet’in eğitim kurumlarında yetişmiş insanları topluma tanıtalım dedik. Eğer bir ülkede paranın üstüne konabilecek insan sayısı bir elin parmakları kadar az ise vay o memleketin haline. Yeri geldiğinde bir düzineden fazla insan çıkarabilmemiz lazım; toplumsal ilerleme ancak öyle olur. Belki bizim seçtiğimizin dışında insanlar olabilirdi ama altı kişi seçebilirdik. Ben alınan kararın doğru olduğunu düşünüyorum. Türkiye’ye has bitki ve çiçeklerden daha önemli olduğunu düşünüyorum.”